BIST 9.727
DOLAR 32,51
EURO 34,77
ALTIN 2.424,73
HABER /  GÜNCEL

Üniversitede porno film depremi

Türkiye Bilgi Üniversitesi'nde bitirme tezi olarak porno film çeken öğrenciyi konuşuyor.

Abone ol

Bilgi üniversitesinde geçen yıl mezun olan bir öğrencinin bitirme tezi olarak okulun stüdyosunda porno film çekmesinin yankıları sürüyor. Tempo dergisinde çıkan inanılmaz haberi Radikal yazarı Cüneyt Özdemir, Cumartesi günkü köşesinde duyurmuştu.

Çok tartışılan bu olay Bilgi Üniversitesi'ni karıştırdı. İsmini vermek istemeyen Bilgi Üniversitesi yöneticisi dipnot.tv’ye "Soruşturma başlattık, hocaları atıyoruz!" açıklamasını yaptı.

ÖDEV EN DÜŞÜK NOTU ALDI

Tempo'dan Işıl Cinmen'e konuşan Deniz Özgün (24)  bitirme projesiyle mezun olmak yerine, akademik özgürlüğün sınırının nereye ulaştığını görmek istediğini söyledi. Özgün, bursla okuduğu Fotoğraf ve Video Bölümü’nde, projesine en düşük not olan D’yi aldı.

AKADEMİK ÖZGÜRLÜK İSTİSMAR EDİLDİ

Bilgi Üniversitesi'nde bu pornoyu çeken bölümün başkanı öğretim üyesi  İhsan Derman ve 2 öğretim görevlisinin görevine son veriliyor. Yetkili kişi bu projeden rektörlüğün haberi olmadığını ve bölümün akademik özgürlüğü istismar ettiği hatta bu projenin jürisinin bile gizli yapıldığını tespit ettiklerini söylüyor.

PROJEYE ONAY VEREN HOCALARA SUÇ DUYURUSU

Rektörlük olayla ilgili  soruşturma başlatmış durumda. Bu soruşturma nedeni ile bir önlem olarak serverlara girilip back-up alınıncaya kadar ögretim üyeleri ve görevlilerin üniversite kampüsüne girişlerinin engellendiğini belirtiyorlar. Yapılanın yasal olarak suç teşkil ettiğini belirten yetkililer projeye imkan veren hocalarla ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunacaklarını da belirtiyorlar.

VELİLER AYAKLANDI

Bilgi Üniversitesinin YÖK’e karşı sorumlulukları olduğunu velilerden yüzlerce tepki maili aldıklarını belirten Bilgi Üniversitesi yönetimi olayı daha fazla büyütmeden kapatma taraftarı. Final döneminde en büyük zararı öğrencilerin çekmesinden endişeleniyorlar.


O ÖĞRENCİ FİLMİ AİLESİYLE BİRLİKTE NASIL İZLEDİ? FİLMDE OYNAYACAK OYUNCULARI NASIL BULDU? HOCALAR İLE NASIL BİR ANLAŞMA YAPTI?

ÖĞRENCİNİN ŞAŞIRTAN AÇIKLAMALARI SONRAKİ SAYFADA

[PAGE]

İşte Deniz Özgün'ün Tempo'ya yaptığı açıklamaların bir bölümü:

- Neden porno çekmek istedin?

 Bir yaşlının hazin hikâyesi, kedinin sevimli patileri, eski çağda kadın, yeni çağda zaman gibi konuların beni motive etmediğini fark ettim. Öyle bir şey yapayım ki, senelerdir kafamıza sokulan akademik özgürlüğün sınırlarını göreyim istedim. Çünkü üniversite demek, kullanılmayan müthiş bir özgürlük alanı demek. İleride porno yönetmeni olmayacağıma göre, -zaten istesem de olmaz; çünkü ticari olarak porno çekmek yasal değil- bunu yapabileceğim tek yer okuldu. Burada, kimseye zarar vermiyorsan her şey akademik koruma içindedir. Sınırların nereye dayanacağını merak ettim; hem beni, hem ekibi, hem hocaları, hem üniversiteyi, hem de özgürlüğün limitlerini zorlayacak olanın da porno olduğuna karar verdim.

 Hocalara sunum yaptığında hemen kabul etmiş olamazlar, değil mi?

İkna süreci biraz zorlu geçti. Gecelerce uyuyamadım. Hocalarım, her sunum yaptığımda, “Yeterli değil. Bir tasarım öğrencisi olarak porno çekmek istiyorsan daha iyi bir temele ihtiyacın var” diyorlardı. Bir yandan da, neden bunu istediğimi anlamaya çalışıyorlardı. En sonunda biri, “Liseden bugüne kadar olan tüm cinsel hayatını yaz” dedi. Ben de hakikaten bir gece oturdum; nasıl kadınlarla birlikte olduğumdan tut da, ne hissettiğime, neler yaptığıma ve yapmak istediğime kadar her şeyin dokümanını çıkarıp, verdim. Hayatımın bir cinsel çıktısı var şu anda. Kabul etmeden önce içime dönmemi, neden bunu yapmak istediğimi sorgulattı.

- Projeye gereken akademik temeli nasıl sundun peki?

 Tasarlanmış bir şeyi, tasarlanmamış gibi gösterdim. Doğal gibi seyrettiklerimizin çoğu aslında tasarlanmıştır. İzlediğinizde, evde iki kişi seks yapıyor ve biri de onları çekiyormuş gibi duruyor. Oysa arkasında profesyonel bir set var. Amatörlüğü tasarladım ve böylece bir tasarım öğrencisi olarak, tezime gereken temeli sağladım. Taşları atarsın, belli bir düzende düşer, ama elinle dizmeye uğraşsan olmaz ya, benim yapmaya çalıştığım da buydu.

 - Özellikle mi kampüste çekmek istedin?

 Evde çekmek çok daha rahat olurdu ama özellikle okul kampüsünün içinde çekmek istedim. Çünkü o zaman, sınır ihlaline, kamusal alan/özel alan ikiliğine dayanıyor.

 - Ailen ne dedi Deniz?

Ailem, hayatımda bir kez bana karşı çıktı; o da okula girmeden önce fotoğraf okumak istediğimde. Bir daha yaptıklarıma hiç karşı çıkmadılar. Bu filmi annem, babam, ben, abim beraber izledik.

 - Erkek oyuncu konusunu nasıl hallettiniz?

 Bu tarz şeylerde, özellikle Türkiye gibi bir ülkede, bunun kadın için problem olması beklenir. Şaşıracaksın belki ama, en zorlandığımız kısım erkek oyuncu bulmak oldu. Haftalar öncesinden belirlediğimiz isim, ikimizin de tanıdığı bir arkadaşımızdı; çekim günü kaçtı. Yerine hemen birini bulmamız gerekti. Bulduğumuz çocuğu da Şafak beğenmedi. Set hazır, insanlar bekliyor, stüdyoda bizden sonra çekim yapacak ekip okulda; büyük bir stresti. Dekoru bozduk, bir hafta ertelemek zorunda kaldık.

 - Kendi aranızda yazılı bir anlaşma yaptınız mı?

 Evet, videonun akademik sınırlar dışına taşmayacağına ve ticari amaçla kullanılmayacağına dair yazılı bir anlaşma yaptık.

-  Kapalı jüride mi izlettin bunu? Tüm sınıfla izlemek biraz zor.

 Aslında hocalar tez konusunu onaylamalarına rağmen, yapabileceğimize inanmıyorlardı. “Filmi çektik” dediğimizde şok oldular. Çünkü “Jüride nasıl izlenecek?” sorunu çıktı ortaya. Şöyle bir anlaşma yaptık: Tüm öğretmen ve öğrencilerin olduğu açık jüriye sadece screenshot’lar girdi; ‘Incomplete’ (eksik) verildi. Öyle olunca, filmin tümünü yalnızca tez hocaları izliyor. Aksini yapsak, biri iPhone’una çeker, internete koyar, altına da “Bilgi Üniversitesi’nde neler oluyor?” diye yazabilirdi. O riski almak istemedik.

 - O günden sonra suçluluk, pişmanlık gibi şeyler hissettiniz mi?

 Çekim bittikten sonra üzerimizde tuhaf bir psikoloji oluştu. Kaç aydır ilk defa görüşüyoruz.

- Ama şimdi bu konu, kampüsün korunaklı duvarlarından çıkıyor. O tepkiler daha fazlalaşabilir, bundan çekinmiyor musunuz?

 İnsanlar bunu seviyeyi kaybetmeden ve okula zarar vermeden tartışmayı başarabilecek mi? Orada başlıyor asıl sınav. Ülkede bu kadar baskı olması beni çok rahatsız ediyor. Çoğunluğun bu denli muhafazakâr olması, bizim Cihangir, Beyoğlu, Bebek istikâmetine hapsolmamız beni sıkıyor. Tüm bu muhafazakârlaşmaya ‘hardcore’ bir cevap olarak da görebilirsin bunu. Daha özgür bir toplumda yaşasaydık, böyle bir şey yapmak aklıma bile gelmezdi belki.