BIST 9.693
DOLAR 32,50
EURO 34,69
ALTIN 2.499,53
HABER /  GÜNCEL

Türkiye Musul ve Kerkük'te ne kadar ileri gidebilir

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın danışmanı İlknur Çevik, Türkiye'nin referandum sonrası Kuzey Irak'a yaptırımları konusunda açıklamalarda bulundu.

Abone ol

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı İlnur Çevik'ten Kuzey Irak referandumu ve Türkiye'nin bölgeye olası askeri müdahalesine ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu. 

Çevik, "Kerkük ve Musul'a ilişkin 'Gireriz, yakarız, yıkarız, Barzani de kim?' diye söylerim ama bu iş böyle değil" değerlendirmesinde bulundu.

İlnur Çevik, Habertürk gazetesine verdiği röportajta şunları kaydetti:

TÜRKİYE MUSUL VE KERKÜK KONUSUNDA NE KADAR İLERİ GİDEBİLİR?

Durumun şartlarına bağlı. “Gireriz, yakarız, yıkarız, Barzani de kim?” diye söylerim ama bu iş böyle değil, hiçbir zaman da böyle olmadı.

Türkiye yiyecek boykotu uygulamaz. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın getirdiği prensiplerden birisi de “Komşumuz aç iken rahat uyuyamayız” prensibidir. Bu hem dinimizden hem atalarımızdan gelen bir konudur.

EKONOMİK YAPTIRIMLAR OLUR MU?

Petrolünü satamayız. Satmayız değil satamayız çünkü uluslararası bir olaydır bu. Kürt petrolü dediğimiz şey esasında Irak petrolüdür. Bölge bağımsızlığını ilan ettiğinde o petrol hemen Kürt petrolü diye tescil edilmiyor. Birleşmiş Milletler’in onaylamadığı bir bağımsızlık, bağımsızlık değildir. Dolayısıyla dünyada o bölge Irak’ın parçası olarak telakki edilmektedir. Uluslararası antlaşmalara göre oranın yeraltı zenginlikleri merkezi hükümetin tasarrufundadır. Biz Kürtlerin petrolünü merkezi hükümetin onayı ile satıyoruz. Öyle bir durumda, Kürt petrolü olmaktan çıkıp Irak petrolü olarak tescil edilir. Biz satmaya kalksak dünya da buna haciz koyar. Kısacası bu Barzani için gerçekten bir intihardır.

‘HALK REFERANDUMU ALTIN ANAHTAR ZANNEDİYOR’

Talabani'yle 3 ay önce görüşen Çevik görüşmeye ilişkin de şunları söyledi:

"Talabani felçten dolayı konuşamıyor. Tüm işleri, hanımı Hero ve oranın halk kahramanı olarak görülen Kosret Resul yürütüyor. İkisiyle de görüştüm, “Türkiye bizi çok yalnız bıraktı” dediler. “İran, Amerika ve başka ülkeler bizimle ilgileniyor ama Türkiye bu bölgeye hiç uğramıyor. Sanki burada yalnız Barzani varmış gibi hareket ediyorlar. Halbuki biz bambaşka bir bölgeyiz ve kendi yönetimimiz var” dediler. Zaten Barzani’nin ikinci açmazı da bu; bir yönetim birlikteliği yok. Süleymaniye ayrı bir telden çalıyor, Dohuk ayrı bir telden çalıyor. Ortak bir bakanlıkları bile yok."

TALABANİ REFERANDUMU DESTEKLİYOR MU?

Talabani tarafı bu referanduma karşıydı. “Ev ödevlerimizi yapmadık” diyorlardı. Ama müthiş bir kamuoyu oluştu. Oradaki halk sanıyor ki referandum yapılıp bağımsızlık ilan edilirse altın bir çubuk değmiş gibi siyasi, ekonomik, idari sıkıntılar her şey hallolacak. Halk, bu altın anahtar her şeyi çözer sanıyor. Tam tersi hiçbir şeyi çözmez, ellerindeki her şeyi kaybederler. 1. Körfez Savaşı’ndan beri Kürtler hayallerinde olamayacak şeyleri kazandılar. Her şeyi bir gecede kaybedebilirler. Anladığım kadarıyla “Ya tutarsa?” diye kumar oynuyorlar.

Bunu bir liderlik cevheri olarak değil; zora düşmüş, neye tutunacağını şaşırmış, ümitsiz bir adamın çırpınışları olarak görüyorum. 2003’ten beri ne terör ne de başka bir şey var; çok rahat bir bölgede yaşıyorlar. Ama siz bunları yaptıktan sonra İran o bölgeyi daha da istikrarsızlaştırmak için her yerde bombalar patlatır. Direkt müdahale etmesi gerekmiyor, İran’ın casusları Erbil’de, Süleymaniye’de, Duhok’ta fink atıyor. O bölgeyi alttan alttan karıştırmaya başlarlarsa Barzani buna hiç dayanamaz.

İNTİHAR EDİYORLAR!

İntihar ediyorlar, çünkü onlar da biliyorlar ki zamana yayarlarsa orada bir oluşum olacak. Bir Kürt oluşumu zaten var. Ben olsam hiç etliye sütlüye karışmam, orayı bu şekilde devam ettiririm. Ama bunlar, “Paramız pulumuz yok, çok sıkıştık” diyorlar.

"Her halkın bağımsızlık ilan etme hakkı vardır” dedim. Ama onu sürdürebilir mi, mesele zaten budur. Kendi başına bağımsızlık ilan etmenin bir anlamı yok.

BARZANİ AYAKTA KALABİLİR Mİ?

Hayır. Bu şartlarda hâlâ neye güveniyor, bilemiyorum.

Barzani’yle bir gerilimim yok. O bölgede iş yaptık ama sonra battık. Aile şirketimiz orada Süleymaniye Havaalanı’nı yaptı, talebe yurtları yaptı. O şirket Erbil’de de yine talebe yurtları yaptı. Sonra Talabani’nin sarayını yapıyorduk. Bir de toplu konut projemiz vardı. Talabani kendi projelerine sahip çıkıp bütün engelleri ortadan kaldırıyordu ama bunlar hiçbir şeyle ilgilenmediler. Hatta o kadar ilgilenmediler ki merkezi hükümet bölgenin paralarını kesince, 6 ay boyunca şirketin hakedişleri ödenmedi. Barzani o tarihlerde bana, “Türkiye’den kredi alsana” dedi. O bölgeye kim kredi verir? Ondan sonra da projelere kilidi vurup Türkiye’ye döndük.

ARANIZDA TATSIZLIK MI VAR?

Hayır, yok. Ondan sonra Neçirvan Barzani’yle çok görüştüm. Sanki bu olaylara atıfta bulunuyor gibi, “İlnur Çevik bizim kahramanımızdır. Bölgemize çok faydası olmuştur” diye açıklamalarda bulundu. Çünkü KTV Televizyonu’nu ben kurdum. Rahmetli Özal, rahmetli Demirel, rahmetli Erbakan zamanında da onlara çok büyük yardımım olmuştu. O inşaatların hepsi maliyetine yapılmıştır. Bütün bunları, “Fakir Kürt halkının parasını yemek için gelmiyor” imajı vererek yaptım. Biri Kürtler ile Türkler arasındaki yolu açsın ve oraya yatırımlar artsın diye bunları yaptım. Bu yüzden, aramızda bir husumet yok ama doğruyu da söylemek gerekiyor. Şu anda yanlış yapıyorlar.

Türkiye'nin Musul ve Kerkük'e girme hakkı var mı? 1926 Ankara Anlaşması maddeleri