BIST 9.080
DOLAR 32,36
EURO 34,97
ALTIN 2.325,12

Türkiye 5'ten büyüktür

ABD'den sonra Birlişmiş Milletler Güvenlik Konseyi de Türkiye'nin Suriye'ye yönelik top atışlarına son vermesi çağrısında bulundu.

ABD'den sonra Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi de Türkiye'nin Suriye'ye yönelik top atışlarına son vermesi çağrısında bulundu.

Her ne kadar Türkiye'nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Halit Çevik, ''Konsey toplantısında Türkiye ile ilgili veya Kuzey Suriye'deki gelişmelerle ilgili Konsey'in aldığı bir karar yok. Herkes kendi fikrini söyledi'' dese de bu yönde karar çıkma ihtimali çok yüksek...

Aslında bu çağrılara cevaben "Çok da tın" deyip yazıyı burada sonlandırmak çok iyi olacaktı. Ancak tarihe not düşmek için yapılan bu alçaklığı geniş geniş yazmak gerekiyor.

Yapılan çağrılar ne anlama geliyor biliyor musunuz?

Gerek ABD, gerekse BM, Türkiye ile terör örgütü PYD'yi aynı kefeye koyuyor. "Vurduğunuz terör örgütü bizim müttefikimiz, dostumuzdur. Dokunmayın" diyor.

Ha onlar PYD'ye "müttefik ve dost" demiş, ha biz Daiş veyahut El Kaide'ye "Canımız, ciğerimiz" demişiz.

Hiç bir farkı yok!

İnsanın bazen bu olanlar karşısında kağıdı kalemi bir kenara atıp, "Ulan hepizin taaa...." diye başlayası geliyor!

Suriye dedikleri ülkeye bütün dünya girmiş! Ülkede kimin eli kimin cebinde, kim kime vuruyor belli değil.

ABD ülkeye girmeyen tek ülke olan Türkiye'yi uyarıyor!

Birleşmiş Milletler yuvarlak masa etrafında toplanıyor, "Teröristleri bombalamayın" çağrısı yapmaya hazırlanıyor. Kısaca, "Biz yeni bir Haçlı Seferi düzenliyoruz. Müslümanların sırtında tepineceğiz. Siz bu işe karışmayın!" demeye getiriyorlar.

Tamamı etrafında toplandıkları yuvarlak masadan daha yuvarlak olmuş!

Onların istedikleri ülkeye atom bombası atma, nükler füze ile vurma, dünya savaşları çıkarma, müslümanları katletme hakkı var. Ama Türkiye'nin kendi sınır güvenliğini koruma hakkı yok!

Niye?

Çünkü Türkiye'nin üzerine salmak için, binbir zahmetle besleyip büyüttükleri terör örgütü zorda kalıyor!

Cumhurbaşkanı Erdoğan aylar önce, "Suriye'nin güneyinde bir devlet kurulmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Bedeli ne olursa olsun buna engel olacağız" demişti.

Bu açıklama tam da bugünler için yapılmış meğer...

Türkiye'nin Fırtına Obüslerini harekete geçirirken bu tür açıklamaların geleceğini bal gibi biliyordu.

Bu güne kadar İsrail'e bin kere uyarı verdiler de ne oldu? Yüz tane karar aldılar, İsrail ertesi gün Gazze'yi bombaladı.


BM kurulduğundan beri yaptığı çağrılarla hangi savaşı engelleyebildi ki Türkiye'nin bombalamasını engelleyebilsin? Tek yapabildikleri çağrı yapmak ve kınım kınım kınamak!

Biraz da bizi kınasınlar ziyanı yok!

Bana kalırsa gelen bu açıklamalardan sonra Türkiye PYD'nin sırtına gazap kamçısı gibi inmeli.

Terör örgütünün elinde bulunan kritik bölgelerden alev ırmakları geçirmek, İdlib'deki havaalanını tarihe gömmek Türkiye'nin en haysiyetli görevi olmalı...

Daha önceki yazılarımda da söylediğim gibi...

Dünyanın nefes borusu şu an Türkiye'nin avuçlarının içinde. O el birazcık sıkıldığında avrupanın tamamı nefessiz kalacak.

Türkiye sınır kapılarını mültecilere açıp, "Hadi Avrupa sizi bekler" dediği an, dünyanın tüm ülkeleri birer Suriye olacak!

Ya kadim dostları Esad gibi yok edecekler, ya da ekonomik olarak dibe vuracaklar.

Ya da...

Ya da Türkiye'nin önünde diz çöküp, "Biz ettik sen etme" diyerek Esad'ın ve Rusya'nın tepesine binecekler...

Alman Başbakanı Merkel şu sıralar evine iki kez gidiyorsa Türkiye'ye 5 kez uğruyor.

Niye?

Yıllardır BM'yi temsil eden 5 daimi ülke, yaşanan katliamlara sessiz kalıyordu. Ülke olarak "Dünya 5'ten büyüktür" diye isyan ediyor ve derdimizi kimseye anlatamıyorduk.

Anlayacağınız Merkel'in gelişleri de, Erdoğan'a ve Davutoğlu'na sırnaşması da boşuna değil.

Çünkü artık dünyaya "Türkiye 5'ten büyüktür" diyoruz!