BIST 8.895
DOLAR 32,34
EURO 35,11
ALTIN 2.240,46

Türk turizminin kanayan yaraları

Devletimizin iş, aş, istihdam, ekonomiye katkı, ülkemize turizm yatırımı olsun diyerek destek verdiği imkanlarını seferber ettiği turizm yatırımları acaba bunun hakkını verebiliyor mu?

Geçtiğimiz hafta sizlerle bankalara geçen turizm yatırımlarını paylaşmıştım bugün ise geçtiğimiz günlerde konkordato ilan edilen üç otel, devletimizin bu otellerden alması gereken bedeller, Antalya‘dan Bodrum’a Marmaris’ten Fethiye’ye Kuşadası’ndan Didim’e Ege Akdeniz sahillerimizdeki turizm yatırımları…

Devletimizin iş, aş, istihdam, ekonomiye katkı, ülkemize turizm yatırımı olsun diyerek destek verdiği imkanlarını seferber ettiği turizm yatırımları acaba bunun hakkını verebiliyor mu? Tam bu noktada ortalama 35 milyar dolarlık turizm sektörü, 60 milyar dolar hedefi var OVP gereği enflasyon ile mücadele edilen bu dönemde yıllardır kanayan yara tahsisli oteller, özel sözleşmeyle kiralanan milli park alanları, kamp ve ören yerleri. Acaba yıllardır devletin kasasına girmesi gerekip te tahsil edilemeyen kaç milyar USD hasılat payı, ciro katkısı, Ecrimisil ve yatak katkı payı var? Bürokrasi bürokrasi bürokrasiye takılanlar. Adamı olan, ilişkisi olan, dosyası sümen altı edilenler.

Ekonominin yeniden yapılandığı bu günlerde turizm tesislerine yönelik tahsil edilmesi gereken gecikmiş tüm tahsilatların ülkeye en az 2 milyar USD katkısı olacaktır. Yıllarca süren tahsilat davaları, itirazlar, gerekçeler ama bir türlü ödenmeyen borçlar… ben turizm yatırımcısıyım, ben işletmeciyim diyen yüzlerce otel…

Sayın Turizm Bakanım ve Ekonomi ve Maliye Bakanım, turizmdeki kanayan yaramız olan bu konulara dikkatinizi çekmek istiyorum. Tahsisi ve sözleşmesi yapılmış yüzlerce otel var ki kanundaki birçok açık ve gecikmeden faydalanıp devletimizi zarara uğratmaktadır. Tahsilatlar bekletilmekte yada dava süreci adı altında uzatılmaktadır. Tahsis bedeli ödenip yada bir şekilde bir vesile ile devlet arazisini eline geçiren turizm yatırımcısı o yada bu şekilde ödemek mecburiyetinde olduğu bedelleri ödememektedir. Bu bedeller bu zamanda ödenmeyip ne zaman ödenecek. Yatırımcı yada işletmeci kisvesi adı altında yüzlerce otel devletin kaynaklarını har vurup harman savuruyor.

Örneğin: 49 yıllık alınmış bir tahsisten üzerine yapılmış minimum 450 oda için her yıl en az 500 bin TL yatak katkı en az 1 milyon TL ciro payı ve en az 300 bin TL ecrimisil ödenmesi gerekmektedir. Bu işi layıkıyla yapan yatırımcı ve işletmecileri tenzih ederek her iki bakanlığınızdaki borçların tahsili hususunu dikkatinize arz ediyorum.

Birçoğunun henüz alacak davası bile açılmamış, takibi dahi başlatılmamış ama oteller açık ve çeşitli hileler ile farklı şirketler adı altında işletiliyor. Altın değerindeki sahillerimizin birçok yeri bu sebepler ile işgal edilmiş durumda. Bu işi yapan ile yapamayanın ayırt edilmesi ve turizm 60 milyar USD seviyesine ulaşması ülkemizin milli birliği olan Enflasyon ile mücadelesine çok önemli ve büyük ölçüde katkısı olacak,  yıllarca gecikmiş bu tahsilatların hızlandırılması büyük rahatlama sağlayacaktır.

Vergi barışı, SGK yapılandırması, KGF Fonu Kredisi gibi çok çok ciddi katkılarda bulunan devletimiz tahsis bedeli, hasılat payı, ciro katkısı, ecrimisil gibi alacaklarını acilen dosyaları raflardan yada sümen altlarından çıkartmalı tahsilata başlamalıdır.  Gerekirse taksit gerekirse erteleme ne ise ekonomimize fayda sağlayacak bu durum aciliyetle dikkate alınmalıdır.  Aksini uygulamaya devam eden otellerin ise işletmecileri değişip bu işi gerçekten iyi yapan ehil ellere verilmeli. Tesisine bakan layıkıyla hizmetini doğru veren, devletine borcunu ödeyen bilinçli turizm yatırımcılarına verilmeli.

Birçok otelimiz ve yatırımcımız var ki varını yoğunu işine katıp kaliteyi yakalayıp, ülke turizmimiz için canını dişine takıp aslanlar gibi mücadele ediyor. İyi ile kötüyü açıklıkla ortaya koyalım ki kazanan  ülke turizmimiz ve ekonomimiz olsun. Tarama yapmalıyız devletimizin ekonomisine zarar veren, borcunu ödemeyen, yükümlülüklerini yerine getirmeyenlere acilen yaptırımları uygulamalıyız bugün buna ihtiyacımız var.

Ülkemize sayı olarak gelen turist fazlalığı mı yoksa kişi başına düşen harcama yüksekliği mi?

Geçmiş yıllarda ortalama kişi başı turist gelirimiz 750 dolar iken son senelerde ciddiyetsiz yatırımcı işletmeci yada bilinçsiz yapılan reklam kampanyaları ve bilgisiz pazarlama yöntemleriyle bu oran her geçen gün gerilemektedir. Bugün 600 dolar seviyesine düşen turizm gelirimiz olması gereken 1000 dolar rakamlarına ulaşmalıdır. Bir dönem İspanya, Yunanistan bizi takip ederken bizler şimdiki rakamlar ile konuşuyoruz.

 İşletme ve hizmet kalitesi, personel bilinci, pazarlama stratejisi, ürün kalitesi ve benzeri gibi tüm konuların Sayın Bakanımızın gündeminde olduğunu biliyorum. Yüksek fiyat elde etmeye çalışırken fayda maliyet hesabını doğru yapmamız gerekiyor. Geçtiğimiz yıllarda turizmin şampiyonlar ligi diye gördüğümüz Antalya Belek’te yüksek teknolojiyle yapılmış otellerin 12 aylık gerçekleşen ortalama fiyatı 150 dolar iken şimdi bu rakamlar 100 dolar seviyelerine düştü. Kemer’de bu rakamlar ortalama olarak yıllık  65 dolar, Alanya’da 50 dolar, Lara’da 80 dolar’a düşmüş durumda. Manavgat Side Bölgeleri ise Avrupalı turistin peşinde koşmaya devam ediyor çünkü bu bölgeler % 90 doluluklarını Avrupa’dan sağlıyor.

Turizmimizin gerçeklerini, sorunsallarını ciddiyetle ortaya koymalıyız ki gelecekte üzülmeyelim.