BIST 9.770
DOLAR 32,57
EURO 35,01
ALTIN 2.432,25

Türk Müziği Eğitim Çalıştayı’nda Türk Din Musıkisi Raporu…(3)

Ezanın makamlarıyla okunmaması, her müminin şikayet ettiği bir konudur.

 

ACI GÜNDEM/ Helikopter kazasında yaşamlarını kaybeden kahraman TSK mensuplarına, Allah'tan rahmet; ailelerine ve yakınlarına başsağlığı diliyoruz…

DÂRÜ’L-ELHÂN’DAN GÜNÜMÜZE TÜRK DİN MÛSİKÎSİ ÇALIŞMALARI

Çalıştay Grup Yöneticisi: Prof. Dr. Ahmet Hakkı TURABİ

Katılımcılar: Doç. Dr. Bayram AKDOĞAN, Yrd. Doç. Dr. Nuri ÖZCAN, Yrd. Doç. Dr.Muhammet Zinnur KANIK, Yrd. Doç. Dr. Arif DEMİR, Okt. Can DOĞAN 

Önce bir araştırma yapıp, bilgilerimizi tazeleyelim:

Hz. Muhammed 571 yılında Mekke'de doğdu, kırk yaşlarına geldiğinde sık sık gittiği Hira dağındaki bir mağarada ilk vahyin gelmesiyle (610) peygamber oldu. İslam Devleti'nin temelleri, Müslümanların Mekke'den Medine'ye (zorla/baskıyla) hicret (göç) etmesi ile (622) atıldı. Hz. Muhammed; din ve devlet başkanı oldu. 630'da Hz. Muhammed Mekke'yi ele geçirdi. Mekkelilerin tamamına yakını Müslüman oldu ve  İslamiyet Arabistan'daki en büyük güç oldu.

Türklerin ilk kurdukları imparatorluk, Hun Türkleri tarafından M.Ö. 220 yılında kurulan Hun İmparatorluğu'dur. Türkleri İslamiyet'e yakınlaştıran en önemli sebep, tevhid inancı olmuştur. Allah'ın birliği inancı Türklerde çok yaygın olan bir inançtı. Türklerde Allah'ın birliği inancı "Kök Tengri" (Gök-Kainat Tanrısı) olarak isimlendirilmişti. İslamiyet öncesi Türkler; ahiret gününe, öldükten sonra dirilmeye, kaza ve kadere inanırlar ve kurban keserlerdi. Türklerin İslamiyeti kabul etmelerinde, İslam öncesi Türklerin inançları ile İslamiyet arasındaki benzerlikler önemli rol oynamıştır. Müslüman Araplar "Talas Savaşı" ile, Türklerle ve onların İslam dini ile tanışmasına vesile olmuş,  Türklerin; yüksek ahlaklarını, idarecilik ve savaştaki üstün meziyetlerini yakından tanıma imkanı bulmuşlardır. Talas Savaşı’nın (751) ardından Türk’ler kitleler halinde İslam dinine geçmişlerdir.

Özellikle, İslam öncesi/sonrası dini alanda müzik kullanımı hala tartışılmaktadır. Müzik teorisi ve uygulamasında ortaya çıkan kaynak eserler, bestekarlar, edvarlar v.b.;  “Dini Müziğin” temelini teşkil etmektedir. O nedenle, raporda geçen,  “Türk din musıkisi” tanımını doğru bulmuyoruz. Geniş bir coğrafyaya yayılan İslam dinini, sadece “Türk  Din Musıkisi” adı altında incelemek doğru olmasa gerekir. Ayrıca, gerek yeni eğitim kurumlarında ve gerekse YÖK nezninde “müzik” ana alan olarak kabul edildiği için “musıki” kelimesinin kullanılmaması tarafındayız. Bir raporda; -nerdeyse-  her maddede “not” olmamalı!.. Bir YÖK çalıştayı raporu örneği:

Gelelim rapora:

1- İmam hatip liselerindeki seçmeli ders olan Dini musiki derslerinin 11.sınıftan (lise-3) itibaren iki dönem halinde mecburi ders durumuna yükseltilmesi, bilhassa 2. Sömestr dersinin uygulamalı cami musikisi olarak işlenmesini teklif ediyoruz. Not: Bu dersin müfredatının ve gerekli ders kitabının hazırlanması.

Not: Bu dersleri verebilecek profesyonel hocaların yetiştirilmesi.

AY: Bu konuda çok paylaşılan birkaç yazı yazmışım… ve

Yıl 2017. İlahiyat Fakülteleri, günümüze kadar konservatuarlardan/devlet korolarından hiç destek almadılar. İçlerinde müziği seven akademisyenler, bu dersleri verdiler, ama istenen güzel ve doğru okuyuş sağlanamadı. Bu konuda; (Müzdak) geçen yılki sempozyumda ve bu seneki sempozyumda değişik İlahiyat Fak. akademisyenler konuyu dile getirmişlerdi. Şimdi cami musıkisi( müziği olmalı) olarak uygulamalı olması isteniyor ve “yetişmiş eleman yokmuş” gibi, “Bu dersleri verebilecek profesyonel hocaların yetiştirilmesi” notu düşülmüş... Raporu hazırlayan  arkadaşlar –müziğin içinde olmalarına rağmen- sanki, çevrelerindeki hazineden habersizler…İlahiyat Fakülteleri, önce kendi ille(elle)rindeki müzisyen sanatçılarla ortak çalışmayı yürütmelidir, elbette kendi elemanlarını yetiştirmeyi göz ardı etmeden…

2- YÖK bağlamında Türk Din Musikisi Bölümlerinin Türkiye genelindeki Türk Müziği konservatuarları bünyesinde açılması; YBÜ Türk Müziği Kons. TDM Bölümü örneği gibi

AY: Cümlede geçen  “bağlamında” alanda kullanılmayan, yabancı bir kelimedir.  “Bu  konu ile ilgili  olarak YÖK…” denilse, güzel  Türkçe olurdu!.. Dini müzik dersi, bölüm olarak değil,  lisansta seçmeli olarak ve lisans alt yapısını almış meraklı, ihtisaslaşmak isteyen gençler için; Y.L. ve Sanatta Yeterlik’te program olarak uygulanabilir…Son zamanlarda  bu alanda Müzik ve Sahne Sanatları Üniversitesi bünyesinde “Türk Dini Musıkisi Fakültesi” kurulması için bir çaba olduğu duyulmaktadır. Özellikle bu üniversitede “musıki”  kelimesi  kullanılmamalıdır…

3- Diyanet İşleri Başkanlığının hizmet içi eğitim kurslarında dini musiki ihtisası babında kurs ve seminerler yapılması, bilhassa DİB bünyesinde kendi formatör ve hocalarının yetiştirilmesi için çalışmalar yapılması. Not: Bilhassa Kuran kurslarında musiki eğitimi verilmesi Not: Uygulamaya yönelik "aktif metod” çerçevesinde çalışmalar yapılması.

AY: Raporda geçen  “babında”yı anlamak için sözlüğe  bakmak lazımdır. Hem; “akademik eğitimde yer alsın, dersler verilsin” deyip, “DİB bu alanda, kendi elemanlarını yetiştirsin” demek tenakuzdur. (Aktif metot: öğrencilerin araştırıp öğrenmeleri esasına dayanan öğretim usulüdür.) Kuran kurslarında ise  müzik  eğitimi verilmesi tarafındayız.

4- Türkiye genelinde Türk Din Musikisi anabilim dalı hocalarının koordine edilmesi ve yapılacak istişari toplantı neticelerinin ilgili makamlarla paylaşımı.

AY: Yine görev savma!..Kim yapacak? Kim koordine edecek? YÖK mü? İlahiyat Fakülteleri (mesela M.Ü.İlahiyat  Fak.)  neden organize etmiyor ki?!.. Mayıs 2017 içinde -M.Ü. ev sahipliğinde- yapılan; Türk Din Mûsikîsi Anabilim  Dalları I. Koordinasyon Toplantısı gibi.

5- İlahiyat fakültelerinde dini musiki dersleriyle ilgili müfredatın yenilenmesi ve bu yeni müfredata uygun ders materyalinin hazırlanması

AY: Yine müfredat konusu, demek ki yeterli değil. Oysa müfredatı bölümler hazırlıyor, kurulda görüşülüyor, dekanlık senatoya sunuyor, kabul edilirse tamam… Ders materyalinin hazırlanması da öğretim elemanlarının sorunu/konusu değil mi?!..M.Ü.İlahiyat Fak.Türk Din Musıkisi’nde (Nazariyatı)  şu başlıklar verilmiş:

a)Makam ve usullerin öğrenimi ve tatbiki,

b)Müzikal kaynakların öğretilmesi ve araştırma yöntemlerine uygun olarak kullanımı,

c)Repertuarın (repertuvar olacak) makam ve usullerine uygun olarak başarılı şekilde icrası, d)Türk müziği repertu(v)arının öğretilmesi.

Burada “b” şıkkı dışında hepsi uygulama istiyor. Kim bu dersleri veriyor? Müfredattan önce, alanda  liyakatlı öğretim  elemanı şarttır. Ayrıca (c) şıkkında  –…başarılı şekilde… – yazıldığına göre, daha ders başlamadan “başarı” garanti! gözüküyor...

Yukardaki koordinasyon  toplantısında bu yönde  kararlar alınmıştır zannediyoruz…

6- Müziğin İslam hukukundaki yeri ile ilgili daha güncel ve yeni çalışmaların yapılıp, halka ve ilgili din adamlarına dağıtılması.

AY:DİB birçok konuda topa girmiyor. DİB,100.000 camide, kadrolu görevlileri ile İslam dinini tam olarak öğretemiyor ki; bir çok cemaat, farklı bilgilerle(kıyafetlerle/işaretlerle) v.b.  yüz binlerce mürid topluyor…6. md. DİB’in görevleri arasında, o zaman DİB ile ortak proje hazırlayıp akademisyenlerin bu işi çözmesi lazım…

7- İlahiyat Fakülteleri Türk Din Musikisi anabilim dalı lisansüstü eğitimi konusunda bilhassa musikiye kabiliyetli ilahiyat lisans öğrencilerinin teşvik edilmesi, yüksek lisans programına hazırlanması.

AY:  Müziğe yeteneği olan gençler, aşağıdaki programı verilen  Y.L. programında nasıl kendilerini gösterecekler, ihtisaslaşacaklar bilemiyoruz!... Çünkü;

Türk Din Musıkisi (M.Ü.) dersinde:

1/ Mûsikînin özellikle dinî sahadaki etkin rolü.

2/İslâm öncesi ve İslâm sonrası mûsikîmizin Türk Medeniyetindeki rolü.

3/Türklerin mûsikî teorisi ve pratiği açısından ortaya koyduğu kaynak eserler.

4/Klasik ve dinî Türk mûsikîsi günümüze ulaşabilmiş örnekler.

5/Önde gelen mûsikîşinasların hayat ve sanatları.

6/Türk mûsikîsinin saz ve söz formları incelenmektedir.” denilerek, hiç uygulamaya yer verilmediği görülmektedir.

Hem müzik uygulamasına yer vermemek (4.md. belki), hem öğrencileri teşvik etmeyi istemek v.b. tenakuzdur. Bu, öğretim elemanlarının farklı düşündüğünü gösteriyor.