BIST 9.645
DOLAR 32,54
EURO 34,86
ALTIN 2.435,42

“Türk Halk Oyunları”, neden “Geleneksel danslar” oldu?!..

7 THO bölümü var ama; hala, “halk oyunları mı, dans mı” tartışıyoruz…

GÜNCEL/MÜZİKTE TESPİT: Müzikolog Dr.Ayhan Sarı, ülkemizde, dünden bugüne Türk Müziği/müzik anlayışını ve yanlışlarını güzel bir yazı ile dile getirmiş. Darülelhan konusunda da hem fikiriz. Bir kaç kişi hala buradan ekmek yemeye devam ediyor…Oysa; Darülelhan, (Türkçe, Nağmelerin Evi), Osmanlı Devleti’nin ilk resmi müzik okulu olarak İstanbul’da 1917-1927 arasında –A.Sarı’nın dediği gibi 10 yıl-  faaliyet gösterebilmiş. Osmanlı Devleti’nde Maarif Nezareti’ne bağlı okullarda öğretmenlik yapmak üzere hem Türk hem Batı müziğinin bilen öğretmenler yetiştirmek amacı ile kurulmuş, ama öyle mi olmuş?!..Yoksa; batı müziği, Türk müziğini ötelemiş mi?!. Yazıya imzamızı atıyor; bu gidişi durduracak, toparlayıcıyı/bütünleştiriciyi/bilgiliyi, yani “aşçıyı”  arıyoruz…

GÜNCEL/TELEKOM: Gelecek yazımda, başka bir yere bağlıyken ve sorun yaşamazken internet için Telekom tarafından sürem dolmadan doldu diye aranarak çok cazip fiyat verilen, diğer şirket tarafından 24 ay taahhüt nedeniyle yüklü bir meblağ ödemem, bunu telekoma defalarca bildirmeme rağmen, hiçbir gelişme sağlanmadığı gibi, Telekom tarafından yeni borçlar çıkarılması hikayesini -Ekim/Şubat arasındaki- anlatmaya çalışacağım. Benim gibi çok sayıda tüketici mağdur vardır.

Geçen yazımızda THO’nın geçmişten günümüze yapılan çalışmaları ve gelinen  durumu/anlayışı dile getirmiştik. Ancak, emeği geçenlerden –adını yazmadıklarım- serzeniş aldım. Oysa ilk jenerasyondan isimler vermiştim. O kadar çok emeği geçen ve geçmekte olan var ki…Şimdi, karışık olarak –hatırladığım-  isimleri verelim; Muzaffer Sarısözen, İhsan Hınçer, Nail Tan, Cahit Güzelbey, Hayrettin İvgin, Nevzat Gözaydın, Sabiha Tansuğ, Y.Ziya Demircioğlu, Ahmet Yamacı, Ben, Ahmet Şenol, Üstün Gürtuna, Gürhan Ozanoğlu, Ömer Işık, Şinasi Ünal, Cavit Şentürk, İmdat Töremen, Sabri Donat, Bülent Kurtişoğlu, M.Nusret Kılıçkıran,E.R.Üngör,  Melik Boydak, Uğur Ural, Kürşad Gülbeyaz,Adil Cevaz, , , , Sedat Veyis Örnek,,, ,,,,, Fikret Değerli, Süha Alper, Celal Aslan, Ahmet Doğan, Salim Sınar, ,,, ,,,, Hüseyin Görür, ,,,Ahmet Demirbağ, Cumhur Sevinç, ,,, Asuman Süar, ,,Ahmet Say,Türker Acaroğlu, Işıl Altun, Zeki Baykal,Tuncer Gülensoy, Sabri Koz, Müjgan Üçer,Ozkul Çobanoğlu, İrfan Ü.Nasrattınoğlu, Adli Ayter, Aysen Soysaldı, Ergün Veren, Gülin Öğüt Eker,T.Kutsi Makal,Metin Özarslan, Gülay Mirzaoğlu,Nebi Özdemir,Eyüp Uzunkaya,Musa Uzunkaya,Şevki Aksoy, Hasbettin Altınok, Salih Z. Ünal,Bülent Uzun,Şener Günay,Recep Demir,Şinasi Özdemir,Fatin Eren,Nazmi Zülfikar,İsmail Gömlekli,Savaş Tuğsavul,  İbrahim Çolakoğlu,  Cenap Güngör, Bayram Kuşman ve ismini hatırlayamadığım dostlarım…

Bugünkü konumuz İTÜ TMDK THO Bölümü Yüksek Lisans programı -İTÜ SBE’de uygulamaya geçen G.D. Y.L. programı-  ile ilgili olacak. (Telefonlar üzerine bilgi sahibi oldum)

Önce, geçmişe uzanalım; 1984’te, ilk İTÜ TMDK THO Bölümü kuruldu. O yıllarda Beden Eğitimi Yüksek Okulu mezunları’na THO öğreticiliği verilmemesi için çalışıldı. Daha sonra; Oyun mu?, Dans mı? tartışmaları başladı. 2001’de 56 resmi spor federasyonundan biri olan  THOF* kuruldu, bu defada; halk oyunları spor mu-sanat mı?, “halk oyunlarının yarışması olur mu?”  tartışmaları başladı…

İlk THO Bölümü olan İTÜ TMDK’da; Bölüm adı “Türk Halk Oyunları Bölümü” olup, öğrenciler  “Türk Halk Oyunları” alanı mensubu olarak  mezun  olmaktadır. 1997’de Halk Eğitim Merkezleri’ne, “Halk Oyunları Öğretmeni” olarak  ilk atamalar gerçekleşti. Günümüzde mezunlar; müzik öğretmeni/halk oyunları öğretmeni olarak atanmaktadır.

2014–2015 akademik yılında eğitime başlanan ve “Geleneksel Danslar Tezli/Tezsiz Yüksek Lisans Programı”nda, ders adları “Türkiye’de Halk Dansları Çalışmaları”, “Geleneksel Danslarda Müzik Düzenleme” v.b. “dans” kelimesi kullanılmış, yöre oyunları “Zeybek/Horon/Halay Performansı” olarak yer almıştır. Ama; vizyon ve misyonu lütfen dikkatlice okuyalım…

a)Vizyonda; (Türk Halk Oyunları kültürel kimliğin bir parçası olmasının yanı sıra sahne sanatları anlamında da ulusal ve uluslararası gördüğü büyük ilgi dolayısıyla dünya standartlarında sanatsal uygulamalara gereksinim duymaktadır. Çağdaş sahne sanatları düzeyinde teknolojik olanaklardan da yararlanarak bu dalı geliştirebilecek ve temsil ettiği kültürel değerleri dünya ile bütünleştirebilecek perspektife sahip, sanatsal ve bilimsel donanımın kazandırılması programın vizyonunu oluşturmaktadır.)

b)Misyonda; (Türk Halk Oyunları Bölümü’nün temel misyonu, alanında teorik ve pratik donanıma sahip, bilimsel ve sanatsal düşünce sistematiğini kazanmış, gelişmeye açık öğrenciler yetiştirmektir. Halk Oyunları dünya genelinde sahne sanatları arasında önemli bir yer teşkil etmektedir. Sanatın evrenselliği düşüncesi ile kazanımların daima bir üst seviyeye taşınması, sanat ve bilim açısından diğer disiplinler ile ilişkilendirilmesi ve bütünleştirilmesi, yeni yaratımlara kaynak teşkil etmesi açısından önemlidir. Buradan hareketle eğitim ve öğretim süreci değerlendirilirken dünya normlarının temel alınması hedeflenmiştir.),

Sorular:

1/ Araştırma alanlarında (Türk Halk Oyunları Repertuarı  (Repertuvarı olmalıdır), Türk Halk Oyunları Müzikleri Repertuarı (Repertuvarı olmalıdır), Hareket Analizi, Dans Müziği Analizi, Folklor (Halkbilim olmalıdır), Hareket Notasyonu, Sahne Teknikleri, Türk Halk Oyunları Öğretme Metotları,  Geleneksel Giyim-Kuşam ve Makyaj) ders isimlerinde,  “halk oyunları” kullanılmasına rağmen, 2015’ten itibaren Y.L. programının adının  “Geleneksel  Danslar”,   ders adlarının  “dans” olarak yer almasının sebebi nedir?

Halk Oyunları adından utanılmakta mıdır?!.

Dansı  kullanmak çağdaşlık mıdır?!.

Değişim  ile gelişimin   farkına ne zaman varılacaktır?...

THO  terminolojisi açısından,bu kullanım  doğru mudur?!.

Yeni bir terminoloji mi yaratılmaktadır?

Hangi  geleneği olan  milletin dansıdır?!..

Türkiye’de hangi yöremizde, halk dansları yapılmaktadır?!.

Bunu araştırırken, yeni aldığım bir kitap aklıma geldi. Yazarın  ifadesine göre; konservatuarda bir çok öğretim elemanı ile görüşerek, kütüphaneden yararlanarak yayını hazırlanmıştı. Kitaptaki bir paragraf dikkatimi çekmişti;

“Bu bağlamda, bugün  “Türk Halk Oyunu” derneğine üye olan, göğsü  ‘ay yıldızlı’ amblemlerle süslü ‘otantik’ kostümler giyen, ülkemizi yurtdışında gururla temsil ettiği söylenen dansçıların katıldıkları bu ‘sıradan milliyetçi’ olarak tanımlanabilecek faaliyetlere ne tür anlamlar yükledikleri ayrı bir tartışma konusudur. Faaliyet alanının ‘Türk halk oyunları’ olarak tanımlanmaya devam etmesi de, ulus inşa döneminin tepkileştirici, homojenleştirici, Türkleştirici politikalarının çoğu zaman verili kabul edildiğini ortaya koymaktadır.Bununla birlikte, 2015 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü bünyesinde açılan yeni yüksek lisans programının ‘Türk Halk Oyunları’ yerine ‘Geleneksel Danslar’ adını taşıyor olmasını, geçiş döneminde sorgulamaların bir sonucu olarak değerlendirmek mümkündür.” (Berna Kurt, Ulus’un Dansı/ Pan Yay.2016,sf.166-167)

Eğer, THO Bölümü’nde ve kütüphanesinde çalışmalar yapmış olan B.Kurt’un, bu paragraftaki düşünceleri(mi)ne  ortak/hakim ol(un)muş ise çok yanlıştır.

Çünkü,

Bu düşünce; sorunlu, yanlış, üniter devlet yapısına ters, milliliğe aykırı, alaycı ve sakıncalı bir görüştür.

Çünkü; Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olması, onun “üniter devlet” olması demektir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, üniter bir devlettir; yani kendi bünyesinde farklı kanunların geçerli olduğu farklı yönetim bölgeleri yoktur. Halk oyunları da, bu ülkenin birleştirici çimentosudur.

O halde; “Türk Halk Oyunları” ismi, neden “Geleneksel danslar” olmuş? diye sormak, bu alana hizmet eden herkesin hakkı olsa gerek…Lütfen, kızmayın, açıklamasını yapın, kamuoyu merak ediyor!...

SON SÖZ: Bilindiği gibi; ilk kurulan THO olmasına rağmen, İTÜ SBE’de (ilk öğrenci alındığı 1985’ten beri) bir türlü THO Y.L. açılamamıştır. Mezunlar başka programlardan THO Y.L. ve THM’de Sanatta yeterlik yapmışlardır.  Ege Ün. DTMK’da Y.L. açıktır. (YÖK; Doç.lik başvurusunda, THO alanında başvuran kişinin Dr. değil, Sanatta Yeterlik yapması şartı getirmiştir ki, doğrudur.)

Bu gerçekler ortada dururken, THO Bölümü’den mezun olmuş ve THO alanından unvan almış akademisyenler öncülüğünde, adının “Geleneksel dans” olarak değiştirilmesinin sebebi merak uyandırmıştır. Çünkü, dans; belirli bir müziğe uyularak yapılan, bu yönden müzikle kaynaşan ve estetik değer taşıyan vücut hareketleridir. Yani; ülkesi, milleti ve  gelenekselliği yoktur!... Yani “dans”  ile “halk oyunları” aynı şeyleri ifade etmektedir…

Bari, bölümün adı; “Geleneksel Danslar Bölümü” olarak,   değiştirilsin, olsun  bitsin!…

Hadi, elinizi korkak alıştırmayın!...

Gelecek yazı: Geleneksel danslar Y.L. programında "terminolojik" yanlışlar!...

24.İSTANBUL TÜRK MÜZİĞİ FESTİVALİ SONA ERDİ...

15 Konserde;

TSM ve THM alanında özel 24 konuk sanatçı görev aldı.

Sahne üzerinde 750 kişi (koro/topluluk-çalgı) yer aldı.

Dinleyici sayısı 7500 amaçlanmıştı, 5.000'de kaldı. 

Kartal, Avcılar; seyirci açısından toplulukları mahçup etmedi.

İTÜ TMDK Öğretim Elemanları, Devlet Koroları sanatçıları –her yıl olduğu gibi- etkinlikleri izlemeye gerek görmediler.

Uluslararası sempozyuma 44 bildiri  sunuldu, dinleyici katılımı zayıf kaldı. Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü öğretim elemanları, kendi bünyelerinde yer alan sempozyuma ilgi göstermedi.

Sempozyum bildiri kitabı;  2017 sonuna kadar, M.Ü. Atatürk Eğitim Fakültesi Dekanlığı tarafından bastırılacaktır.

2017/Türk Müziği'ne Hizmet Ödülleri ve 2017/En İyi THM/TSM Programlarına ödüller, çeşitli etkinliklerde takdim edildi.

TRT Müzik, tanıtım sponsoru olmasına rağmen etkinliklerde görülemedi, haberler yapılamadı.

TRT İstanbul Radyosu yapımcıları/programcıları -TRT Ana sponsor olmasına rağmen- gereken hassasiyeti göstermedi.

Festivalde yer alan koro ve topluluklar birbirlerinin konserlerine destek vermedi. Örnek olarak; Şişli’de faaliyet gösteren dernek sorumluları ve üyeleri Türk müziğini sevmelerine rağmen Şişli etkinliklerinde görünmediler.

Protokolün katılımı  konusunda da eksiklik yaşandı.

Festival haberleri 18 sitede yayımlandı, sosyal medyada paylaşıldı.

Festival haberlerine müzik yazarları ilgi göstermedi. (B.Ayvazoğlu, B.Ayeri, E.Tezerdi’ye teşekkürler) Sponsorsuz yapılan 24.İstanbul Türk Müziği Festivali'ni hiç görmeyip, büyük sponsorlarla hayata geçirilen 45.İstanbul Müzik Festivali hakkında yazıların ve haberlerin çoğunlukta olması/desteklenmesi, ülkemiz milli sanatının gelişmesi açısından  bir ikilemdi.

ÜLKEMİZİN SORUNU!:

“Soru: “O zaman neden bütün mankenlerin zengin iş adamlarıyla olduğunu açıklar mısınız?”
Özge Ulusoy: “Mankenler gidip fakirle mi çıksınlar yani, anlamadım.” (Basından)

AK Parti kongresinden sonra neredeyse ikinci haber olarak verilmiş. Basınımız bir alem…Popüler kültür her yeri kaplamış durumda.Yazık…Kıbrıs/ Lefke Avrupa Üniversitesi’ne; topluma yön veren, üreten, örnek  isimleri ağırladığı için teşekkür ediyoruz!...