BIST 9.717
DOLAR 32,49
EURO 34,91
ALTIN 2.441,09
HABER /  GÜNCEL

Tuncay Özkan'ın teslim ettiği flaş bellekte Dolmabahçe detayı

Posta gazetesi yazarı Nedim Şener, Tuncay Özkan'ın 2007'de TSK'ya incelenmesi için verdiği FETÖ'cü yapılanmayı deşifre eden flaş belleğin Dolmabahçe'deki Büyükanıt-Erdoğan görüşmesinde gündeme gelip gelmediğini yazdı.

Abone ol

Tuncay Özkan'ın 2007 yılında eline geçen flaş bellek, aylar sonra Büyükanıt ve Erdoğan arasında yapılan Dolmabahçe görüşmesinde konuşuldu mu?

Flash bellekte dönemin Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt'ı tasfiye edecek sahte kirli bilgi ve belgeler bulunduğu belirtilmişti.  Eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk tarafından imha edilen flaş bellekle ilgili tartışmalara gazeteci Nedim Şener de katıldı.

Şener konuya ilişkin köşesinde "Özkan 2007 Nisan ayında Başbuğ’a verdiğine, o da Genelkurmay’a gönderdiğine göre dönemin Genelkurmay Başkanı Büyükanıt flash belleğin içeriğinden haberdar." diye yazdı.

Peki Dolmabahçe'de flaş bellek görüşüldü mü? Taraflardan şu ana kadar bir açıklama gelmedi. Ancak Şener, Başbakan Başdanışmanı Abdülkadir Özkan’ın 21 Şubat 2017 tarihli Habertürk gazetesinde bu soruya karşılık olacak bir cevabı köşesine taşıdı:

CEVAP BAŞBAKAN DANIŞMANINDAN

“Hatırlarsanız Sayın Erdoğan Başbakan olduğu dönemde Dolmabahçe’deki ofisinde Genelkurmay Başkanı Büyükanıt ile özel bir görüşme yapmıştı. İçeriği açıklanmadı ve Büyükanıt “Benimle mezara girecek” dedi. O görüşmeden tam bir ay sonra (12 Hazıran 2007) Ümraniye’de bir gecekonduda mühimmatlar bulundu. Sonra Poyrazköy baskını oldu ve Ergenekon süreci başladı. Bence Sayın Büyükanıt o gün bu cemaatin devlet, emniyet, istihbarat ve ordu içinde ulaşmış oldukları tehlikeli noktayı Sayın Erdoğan’a haber verdi ve ikna etti. 2007’de Erdoğan bu örgütün devlet içerisinden tasfiye edilme operasyonunu başlatacaktı.

Ama bir ay sonra orduya ait mühimmatların bulunduğu, darbe günlüklerinin ele geçirildiği haberleri üzerinden bir kamuoyu oluşturdular. Ordunun darbe hazırlığı içerisinde olduğunu ve kendilerinin bu darbeyi deşifre ettiğini söylediler. Süreci manipüle ettiler. Böylece Ergenekon sürecine toplumsal bir destek kazandılar. Fakat kuvvet komutanları yavaş yavaş içeri alınmaya başlayınca ve İlker Başbuğ hapse atılınca Sayın Erdoğan bir şeylerin yanlış gittiğini fark etti. Ergenekon süreci ve Taraf Gazetesi aleyhine konuşmalar yapmaya başladı. 2011 sonrasında da dershaneler tartışmasını açarak örgütün tasfiye sürecini başlattı.”