BIST 9.722
DOLAR 32,57
EURO 34,93
ALTIN 2.426,98
HABER /  GÜNCEL

Tuğrul Türkeş'ten flaş Ankara patlaması açıklaması

Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, Ankara'daki patlama ve 1 Kasım seçimleri hakkında açıklama yaptı. Ankara'daki patlamaya ilişkin Türkeş, 'Şu anda bu çok yönlü olarak araştırılıyor ama orada bir güvenlik tedbirinin alınmaması bir zafiyet değildir' dedi.

Abone ol

Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Türkeş, önceki gün Ankara'da meydana gelen patlamayla ilgili, "Olayda ihmal var mı? Şu anda bu çok yönlü olarak araştırılıyor ama orada bir güvenlik tedbirinin alınmaması bir zafiyet değildir. Bir an için düşünün ki, orada miting yapılacak alandan 2-3 kilometre uzakta, insanlar otobüslerden, trenden, kitle taşıma araçlarından inip oradan meydana doğru hareket ediyorlar" dedi.

Türkeş konuşmasına şöyle devam etti.

"Gardan gelip başka işler için şehre giden insanlar da var. Nasıl bir güvenlik tedbiri alabilirsiniz? Sadece devlet miting alanına giriş ve çıkışları kontrol edebilir. Onun haricindeki yollarda serbest dolaşım her zaman olduğu gibi yapılıyordu. Konuşmalara bakıyorum, 'Orada hiç kimse yoktu güvenlik güçleri' diye altını çizerek bazıları söylüyorlar. Peki güvenlik güçleri olsaydı o zaman da 'Burada bu güvenlik güçlerinin işi ne' diye tepki olacaktı"

"SALDIRININ HEDEFİ TÜRKİYE'DİR"

"Ankara'da 97 canın yitirilmesine neden olan, yakın tarihin en büyük ve acımasız saldırısını yapanların hedefi neydi? Terör saldırısı amacına ulaştı mı? Bu saldırıya nasıl cevap verilmeli?" sorusu üzerine Türkeş, olayın çok üzücü ve vahim olduğunu, Türkiye'nin tarihinde bu kadar fazla ölümlü bir terör olayının son zamanlarda hiç yaşanmadığını söyledi.

Bundan dolayı 3 günlük ulusal yas ilan edildiğini hatırlatan Türkeş, "Buradaki hedef Türkiye'dir, başka hiçbir hedefi aramamak lazım. 'Bu barış toplantısıydı, orada değişik sivil toplum örgütlerinin temsilcileri vardı, acaba hedef bunlar mıydı?' Hayır. Bunun hedefi Türkiye'dir ve topyekun bütün Türk vatandaşlarıdır. Bu bir terör saldırısıdır. Buna 'ama içinde şu var, bu var' diye bakmak doğru değil" ifadesini kullandı. 

"TERÖR ÖRGÜTLERİNİN KAPASİTESİNİN ÜZERİNDE PLANLANMIŞTIR"

Türkeş, saldırıya ilişkin değerlendirmelerin, dünyadaki son 8-10 yıllık gelişmelere, Afrika'da "Arap Baharı" diye başlayan ve çoğu ülkede hüsrana dönen olaylara, Ukrayna ve Gürcistan'da yaşananlara bakılarak yapılması gerektiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Türkiye bölgesinde lider ve önemli ülkelerden biridir. Türkiye ekonomide dünyada 17'nci büyük ekonomidir. Bütün bunları çekemeyenler, rahatsızlık duyanlar bu işin içinde olabilirler. O bakımdan oradaki canlı bombaların kimliği, kişiliği, nasıl olduğunu anlamak bakımından mühimdir. Ama bu, bugüne kadar mücadele ettiğimiz terör örgütlerinin kabiliyet ve kapasitesinin üzerinde planlanmıştır. Bir kere canlı bomba varsayımına baktığımızda, kişinin kendisi patlayıcıyı hareketlendirdiği varsayılır. 3 saniye arayla ikinci şahısın kendini böyle bir şeyde patlatmak için düğmeye, mekanizmaya ellemesi mümkün değil. Refleks olarak yani bir patlama oldu, siz patlamanın olacağını bilseniz dahi kafanızı çevirseniz, oradan kafanızı geriye çevirseniz 3 saniyeden fazla sürer. İkincisi maksimum zayiat verdirilmek için planlanmış gibi ikisi birbirinden belli aralarda. Tesadüfen o kalabalıkta eğer şahıslar patlayıcı ile orada dolaşıyor olsalar, birbirlerine yakın da olabilir. Bu bir tesadüf mü o kadar alanın iki tarafında olması? Bunlara da bakmak lazım. Bu olay çok kısa zamanda arkasındakilerle ortaya çıkabilecek bir olay değil, çok ince, kritik ve hassas değerlendirmelerin yapılması lazım."

Canlı bombaların kimler olduğunu güvenlik güçlerinin çok kısa zamanda bulacağını ifade eden Türkeş, "Canlı bomba olabilecek insanların, fanatiklerin zaten kayıtları vardır. Onların üzerinden gider ama 'Türkiye'yi etkilemedi' demek mümkün değil, hepimiz etkilendik. Üzücü bir olay ve Türkiye'ye karşı yapılmış bir olay. Daha da önemlisi Türkiye'nin başkentinde yapılmış bir olay" diye konuştu.

"OLAY ÇOK YÖNLÜ OLARAK ARAŞTIRILIYOR"

Türkeş, olayda ihmal olup olmadığının çok yönlü araştırıldığını aktararak, "Orada bir güvenlik tedbirinin alınmaması bir zafiyet değildir. Orada miting yapılacak alandan 2-3 kilometre uzakta, insanlar otobüslerden, trenden, kitle taşıma araçlarından inip meydana doğru hareket ediyorlar. Orada, gardan gelip, başka işleri için şehre giden insanlar da var, başka maksatlarla gelip geçenler de var" dedi.

Devletin, miting alanına giriş ve çıkışları kontrol edebileceğini kaydeden Türkeş, şöyle devam etti:

"Son 1-2 günlük televizyonlardaki konuşmalara bakıyorum, 'Orada güvenlik güçleri yoktu' diye ısrarla, altını çizerek bazıları söylüyor. Peki güvenlik güçleri olsaydı o zaman da 'burada, bu güvenlik güçlerinin işi ne?' diye tepki olacaktı, belki de ondan itiş, kakış olacaktı. Tren garının karşısındaki alan hem serbest trafiğin aktığı hem de miting alanına giriş yapacak grupların toparlanıp, yürüyüşe geçtikleri bir alan. Ama bütün bunlara rağmen tabii ki konu çok yönlü olarak araştırılıyor."

Türkeş, "Şahıslarla ilgili emniyet çok kısa süre içinde bir tahkikat yapar mı?" sorusuna, "DNA testiyle... Bazı zaten şüpheliler var" karşılığını verdi.

"SIHHİYE MEYDANI'NDA POLİS NOKTALARI VARDI"

"Hangi örgüt olduğuna da kısa sürede ulaşılabilir mi?" sorusu üzerine Türkeş, "Örgüte ulaşsak dahi bunun arkasındaki esas büyük aklın ne olduğunu bulmak zaman alacak" yanıtını verdi.

"Suruç saldırısı" hatırlatılarak, "Emniyetin toplantı yeri dışında bir arama talebinde bulunması, katılımcıların tepki koymasına neden olan bir hadise olmuyor mu?" sorusuna, Türkeş, "Barış mitingiyle ilgili bu platformun talep ettiği Sıhhiye Meydanı'dır. Sıhhiye Meydanı'nda bariyerler konulmuştur, polis noktaları vardır" cevabını verdi.

Türkeş, kişilerin, bireysel olarak bir grupla birlikte yürümelerinin özgür iradeleri olduğunu belirterek, devletin buna karışamayacağını ve karışmadığını söyledi.

Herhangi bir yanlışı düzeltmeye çalışmadığını vurgulayan Türkeş, tren garının önündeki durumun doğru algılanması gerektiğinin altını çizdi.

"HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın, saldırıya ilişkin doğrudan hükümeti ve devleti suçlayan açıklaması oldu. Bu açıklamaları, saldırılar karşısında muhalefetin genel tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Türkeş, "Bu olaya hükümetimiz, başından beri çok hassasiyetle ve dikkatle davranmıştır. Hiçbir partizanca üslup ve yaklaşım içinde olunmamıştır ve bunlardan da kaçınılması gerektiğini de defaatle ifade ettik. İktidarın yetkilileri değişik platformlarda söyledi" dedi.

"BİZ SEÇİM HÜKÜMETİYİZ"

Diğer siyasi partilerin, özellikle de HDP'nin yaklaşımının "rahatsız edici" olduğunu ifade eden Türkeş, saldırının, Türkiye'ye yönelik olduğunu, bunu görmekten aciz olanların, siyasette başarı ihtimalinin bulunmadığını söyledi.

Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, saldırının sadece mitinge yönelik değil, tren garından çıkıp yürüyen insana da yapıldığını belirterek, "Açık bir alan, miting meydanı değil ki. Suruç'taki olaylarda, diğer taraflarda yapılan bazı olaylar miting meydanına yönelikti. Burada ise Ankara Garı'nın orada. Kendi aralarında toplanma alanına koymuşlar. Bunu göre göre 'bundan siyasi bir çıkar sağlar mıyım' demek, en azından çirkin bir davranıştır" diye konuştu.

"AYMAZLIKTAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİL"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Dağlıca olayında olduğu gibi Başbakan Ahmet Davutoğlu ile görüşerek bilgi alışverişinde bulunduğunu anımsatan Türkeş, bunun önemli olduğunu, Anamuhalefet partisinin böyle bir tutum içine girmesini doğru bulduğunu kaydetti. Türkeş, şunları ifade etti:

"Şu anda bir siyasi iktidar bile denemez, bir seçim hükümetiyiz biz, bir kere aymazlık orada. Bu seçim hükümetidir, bu seçim hükümetini itham etmeye kalkmak, cehaletle eşdeğer olur. Yani kendileri girmeyerek bu seçim hükümetine sorumluluktan kaçtılar. Şimdi sorumluluğu üstlenenlere, 'sen niye sorumlu olarak orada oturuyorsun?' demek de aymazlıktan başka bir şey değil."

"ÇÖZÜM SÜRECİNİ SUİSTİMAL ETMİŞLERDİR"

"Çözüm Süreci'nin kesilmesi kimin işine yarar, kim kaybediyor?" sorusu üzerine, Türkeş, "Burada belki iyi niyetle belki bir varsayım üzerinden bir çalışma yapılmaya kalkılmıştır. Fakat bu dönemi terör örgütü ve onun yandaşları, silahlanmak, hazırlık görmek ve yeni bir çatışmanın zeminini hazırlamak için maalesef suistimal etmişlerdir. Bu günkü çatışmaların temelinde de bu var" yanıtını verdi.