BIST 9.458
DOLAR 32,59
EURO 34,78
ALTIN 2.498,57
HABER /  GÜNCEL

Tayyip'in Partisi AK Parti oldu mu?

Başbakan Erdoğan "Tayyip'in Partisi"ni "AK Parti" haline getirebildi mi? Yanıtı siyasi danışmanı Yalçın Akdoğan verdi.

Abone ol

Nergis DEMİRKAYA
İNTERNETHABER

ANKARA- Başbakan Tayip Erdoğan'ın başdanışmanı Yalçın Akdoğan'a göre Türkiye'nin en köklü siyasi partisi CHP, AK Parti'nin gelişiminin yanında yeni yetme kaldı.

Türkiye'nin en ücra köşesinde bile AK Parti teşkilatının aktif, canlı bir çalışma içinde olduğunu anlatan Akdoğan, "Şu an AK Parti Türkiye'nin en büyük teşkilatı. Cumhuriyet'in kurucu, en büyük partisi denilen CHP ile karşılaştırın; CHP, AK Parti'nin yanında yeni yetme kalır" dedi. Akdoğan'a göre CHP'deki değişim de tam bir hayal kırıklığı, eğer yüzde 30'u geçmeyi başarırlarsa kendileri için büyük başarı olarak görecekler.

AK Parti'nin milletvekili aday adayları arasında en dikkat çeken isimlerden biri Başbakan Erdoğan'ın başdanışmanı Yalçın Akdoğan. Erdoğan'ın en yakınındaki isimlerden biri olan Akdoğan şimdi aktif siyasete soyunuyor. "Muhafazakar demokrasi" kavramı ile AK Parti'nin ideolojini oluşturduğu söylenen Akdoğan'a "Tayyip Erdoğan'ın rüzgarıyla büyüyen partide bir AK Parti kimliği oluşup oluşmadığını" konuştuk.

Artık "AK Partililik" diye bir olgu olduğunu anlatan Akdoğan "Erdoğan sonrası tufan" yorumuna da tepki gösterdi. Ak Parti'nin çok değerli siyasi figürler yarattığını savunan Yalçındoğan, Ali Babacan, Binali Yıldırım gibi kabine içinden bazı bakanların ismini telaffuz ederek "Neredeyse onların ayarında parti genel başkanı yok" dedi.

Akdoğan AK Parti iktidarının 8 yılına damga vuran "askeri vesayet, asker-siyaset" ilişkilerinin de artık normalleşmeye başladığını düşünüyor. Akdoğan'a göre bunun kanıtı da kurulduğunda 3-5 ay ömür biçilen AK Parti'nin bu kadar uzun ömürlü olması, 8 yıldır iktidarda bulunması. Akdoğan'a göre AK Parti bu süreçte sadece kendi varlığını korumakla kalmadı, Türk demokrasisini de korudu. Vesayet kırıldı, asker sivil ilişkileri normalleşti.

İnternethaber'in sorularını yanıtlayan Akdoğan'ın gündemdeki konularla ilgili değerlendirmeleri şöyle oldu:

CHP AK PARTİ'NİN YANINDA YENİ YETME



- Halkın "Tayyip'in Partisi" olarak ifade ettiği AK Parti'de 8 yılın sonunda parti kimliği oluştu mu?
Türkiye'de siyaset bugüne kadar hep lider ağırlıklı oldu. Bu özellikle taşrada hakim. AK Parti'de de karizmatik ve güçlü bir lider var. Ama bununla birlikte güçlü bir de teşkilat var. Tayyip Bey partinin kurumsallaşması için büyük gayretler sarf etti. Şu an AK Parti Türkiye'nin en büyük teşkilatı durumunda. Cumhuriyet'in kurucu, en büyük partisi denilen CHP ile karşılaştırın; CHP, AK Parti'nin yanında yeni yetme kalır.

SİYASET FELSEFESİ OTURDU

- CHP bir lider partisi değil ama...
Lider partisi değilse daha da kurumsallaşması gerekirdi. Ama şu an ikisinin kurumsallaşması kıyas kabul etmez. Her il ilçe ve belde de teşkilatı var. Ülkenin herhangi ücra semtine gitseniz orada AK Parti bürosunda adam vardır, kapısı açıktır. Ama CHP'nin MHP'nin kıyıda köşede bir teşkilatına gitseniz belki adam da bulamazsınız. Bu işte kurumsallaşma ile ilgili. 24 saat aktif canlı bir teşkilat var.

Teşkilat yapısının güçlü olmasının yanı sıra genel siyaset anlayışı, siyaset felsefesi de oturmuş bir AK Parti var. Bir olay yaşandığında AK Parti'nin ne diyeceği kestirilebiliyor. Bu diğer partilerde çok görebildiğimiz bir şey değil. Başbakan '3 dönem üst üste milletvekili yapanlar bir dönem ara verecek' dedi. Bu kendisi için de geçerli. 'Ben tüzüğü değiştirmeyeceğim' diyor. Bunlar da kurumsallaşmayı güçlendiren unsurlar.

AK PARTİLİLİK TEST EDİLDİ

- Ama Erdoğan sonrası partide tufan yorumları yapılmaya devam ediyor
Başbakan Erdoğan bir dönem milletvekili olmamış olacak sadece. AK Parti içinde bugün çok değerli siyasi figürler ortaya çıktı. AK Parti kimliği var. AK Partililik diye bir olgu var. AK Parti'de de çok farklı yerlerden gelmiş insanlar var. Ama AK Parti içinde MHP'liler veya liberaller diye bir şey duyuyor muyuz. Yani o farklı siyasi kimliklerden gelen insanlar AK Partili oldular. Anavatan'da biraraya gelen 4 eğilim tekrar partileri kurulduğunda kendi mecrasına aktı. AK Parti'de böyle bir tehlike yok. Bunu bir çok olayla test ettik. Bütünlüğü sarsılmadı. Kopuş olmadı. Çok farklı eğilimlerden gelen insanlar olmasına rağmen klikler, ekoller yok.

ONLARIN AYARINDA PARTİ GENEL BAŞKANI YOK



- Bir liderlik problemi olmaz o zaman?

Bir sürü değerli siyasi figür var. Başbakan yardımcıları son derece güçlü şahsiyetler. Bir çok bakanımız var. Onların ayarında parti genel başkanı yok neredeyse. Ali Babacan, Binali Yıldırım gibi donanımı çok güçlü kaç tane figür var Türk siyasetinde. Ben o nedenle bir sıkıntı olacağını düşünmüyorum.

- AK Parti'nin 8 yılı açılımlarla geçti, ama bir o kadar da tepki aldı. Aleviler ilk kez sokağa çıktı, Kürt açılımı yerden yere vuruldu. Hiç mi hata yapılmadı?
AK Parti bir özgürlük atmosferi üretti. Türkiye'nin sistemik sorunları var. Kürt sorunu bunlardan biri. AK Parti bu bastırılmış kimliklere bir şekilde varlık alanı açtı. Bugüne kadar bastırıldığı için sesi sedası çıkmayan bir çok siyasi kimlik harekete daha özgürce düşüncelerini ifade etme olanağı yaratıldı. Aleviler düne kadar sokağa çıkmıyordu, soruları yok muydu? Bugüne kadar sorunları görmezden gelindi ama açılımların yarattığı özgürlük ortamında bu kimlikler kendilerini fark etmeye, ifade etmeye başladılar.

AK Parti oy beklentisi ile bunları yapmadı. CHP döneminde hangi Alevi Kürt meselesi gündeme geldi. Kürt olmak, Aleviyim demek bir problemdi. Bunlar bugün problem olmaktan çıktı.

ÜST KİMLİK DERKEN DİĞER KİMLİKLER ERİTİLDİ

- Kürt sorununun da Alevi sorununun da çözümü Anayasa'da görünüyor. Kimliksiz Anayasa tartışmaları var.
Burada önemli olan kimliksizlik değil. Ulus devlet oluşturulurken bir üst kimlik yaratılırken diğer kimlikler tamamen eritildi. Bu eritme bir yok sayma, bastırma şeklinde ortaya çıktı. Kimlikleri görmezden gelip bir taraftan baskı altına alırsanız yanlış yaparsınız. Kimlikleri hep konuşmak doğru olmayabilir ama kimliklerin de varlıklarını kabul edip bir takım hak ve özgürlükleri yerine getirmek lazım.

- Ama AK Parti kimliklere vurgu yaparak toplumu ayırdı, 36 parçaya böldü diye suçlanıyorsunuz?
Bu kuru bir laf. Kimlik siyaseti yapanlar var. Ama AK Parti 'kimlik siyaseti yerine birlik siyaseti yapacağım' dedi. Herkese kucağını açtı. Herkesin sorununu çözmek için siyasi alana taşıdı. Hep belli bir kesime değil bütün toplumun teneffüs edeceği temiz bir atmosfer sağlamaya çalıştı. Kimlik siyaseti özgürleştirir. İnsanların bastırılmış duygularına hitap edersiniz ama öte taraftan Türkiye özelinde çatışmacı boyut da taşıyabilir. Ak Parti bunun için tüm toplum kesimlerinin sorunlarını önüne koydu ve hepsinin sorunlarını ortaya koyarak kucaklayarak çözmeye çalıştı. Kimlikleri yok saymamak belli kimliklere odaklanıp diğerlerini dışarıda bırakacak siyaset yapmamak lazım.

TAŞ VE TOKAT ATAN MİLLETVEKİLLERİNE NE DEDİ?
ASKER SİYASET İLİŞKİLERİ NORMALLEŞTİ Mİ?
CHP NE KADAR OY ALIR?
DİĞER SAYFADA...

[PAGE]

VEKİLLERİN MESAJI ÖCALAN'A

- PKK eylemsizlik kararını kaldırdı. Endişeli misiniz?

PKK'nın bu eylemlerinden Kürtler de bıktı. Son derece rahatsızlar. PKK'nın bu süreçte sistematik sürekli terör eylemleri yapacağı kanaatinde değilim. Siyaseten onlara da zarar veriyor. Gerilim yükseltmek sokak gösterileri gibi olayları kendi kitlesini motive etmek için belki yapabilir, ama doğrudan silahlı sladırılar terör eylemlerinin ters tepeceğini biliyor olmalılar. Büyük olaylar beklemiyorum ama tabi referandum sürecinde de olduğu gibi bazı provokatif eylemler olabilir. Temenni ederim ki olmaz. Ama düzenli PKK'nın saldırı yapacağı düzenli eylemler yapacağı bir süreci beklemiyorum.

- Milletvekillerinin attığı taş ve tokatı konuşurken iyimser misiniz?

Yanlış bunlar. Siyaset yapmak sokakta taş atmak polis tokatlamak değil. Bu terbiyesizlik. Belli bir kitleye odaklanıp sadece oraya mesaj vermek yetmiyor. Tüm Türkiye'ye mesaj vermek gerek. Oradaki o görüntüler hangi mesajı verdi. Bu parti nasıl Türkiye partisi olabilir, Türkiye'yi kucaklayan bir siyaset ortaya koyabilir. Kürtler bu olayı tasvip eder mi? Yanlış çok yanlış. Bu mesajın farklı bir yere verildiğini gösteriyor. Türkiye toplumuna, Kürtlere veya Türklere değil o mesaj farklı bir odağa mesaj veriyorlar. Niçin. Kendilerini oranın görevlendirdiğini, düşünüp bu tür görüntülerle oraya mesaj vermeye çalışıyorlar. Kandil'e İmralı'ya... Artık neresi ise.

8 YILDA TÜRK DEMOKRASİSİNİ KORUDU

- Asker-siyaset ilişkisi normalleşti mi?
Bence normalleşiyor. AK Parti kurulduğunda 3-5 ay ömür biçilen bir hareketti, ama 8 yıldır iktidarda. Bu siyasetin bir şekilde normalleştiğini gösteriyor. AK Parti bu süreçte sadece kendi varlığını korumakla kalmadı, Türk demokrasisini de korudu. Bu süreçte vesayet kırıldı, asker sivil ilişkileri normalleşti. Bu süreçte pek çok şey yaşandı, bildiriler vs.. Ama AK Parti'nin bu kadar uzun ömürlü olması, bugünlere gelmesi siyasetin normalleştiğini gösteriyor.

SAMİMİ OLARAK İFADE EDİLENDEN ZARAR GELMEZ

- Başbakan Erdoğan'a en yakın isimlerden birisiniz. Konuşma metinlerini yazıyorsunuz. Ama en tartışmalı sözleri yazılı metin dışına çıktığında söyledi. Velevki.. Ulemaya soralım.. Eyvah dediğiniz oldu mu?
Başbakanın yaptığı konuşma kendi konuşmasıdır. Ekipler bazı bilgiler toplar, dosyalar sunar ama konuşan liderin kendisidir. Bunu bir ekiple özdeşleştirmek doğru değil. Sizin eyvah dediğiniz bir çok şey olmuştur ama tersine çok olumlu neticeleri ortaya çıkmıştır. Bu hiç belli olmaz. Başbakan vatandaşa hitap ediyor. Vatandaşın tepkisi ile medyanın, bürokratın tepkisi farklı olabilir. Önemli olan Türkiye toplumunu genel siyasi yaklaşımı. Başbakan sahici bir lider olduğu için topluma hitap ediyor. Samimi olarak ifade edilen hiçbir şeyden zarar gelmez.

CHP YÜZDE 30'U GEÇERSE BÜYÜK BAŞARI



- Aile sigorta bedelli askerlik vaatleri ile CHP bir sıfır öndeyiz havasında, yüzleri gülüyor. Siz ne görüyorsunuz?

CHP'de liderin değişimi ile bir rüzgar yapıldı ama hepsi boş çıktı. Anketler büyük bir sıçrama olmadığını ortaya koyuyor. CHP kendini değiştirmeden yenilemeden, bakış açısı, politikaları, koordinatları değiştirmeden böyle popülizm ile kuru bir takım vaatlerle bir yere gidemez. Bir an bir ışıldama parıldama olur sonra söner. Ben çok büyük oy patlaması yapacağını düşünmüyorum. İktidara gelmeyi hedeflediklerini sanmıyorum. Yüzde 30'u geçerlerse sanırım kendileri için büyük başarı olarak görecekler. Şu anki durumları hayalkırıklığı.

- AK Parti'ye destek veren aydınlarla yollar ayrıldı mı?
Bu bir demokratikleşme mücadelesi. AK Parti'yi Marksistler de liberaller de desetkledi. Ama o desteği AK Parti'ye destekten öte bir dönüşüm değişim sürecine, Türkiye'nin demokratikleşmesine destek vermek olarak görmek lazım.

- Başbakan'ın milliyetçi bir söyleme gelmesi üzerine ipler koptu yorumları yapıldı. İpler koptu mu?
Münferit birkaç şey üzerinden bakmamak gerek. Partinin oyu hala yüzde 50'ler seviyesinde ise hala toplum genelinde umut var.

MUHALEFET YÜZDE 58'İ SİLDİ

Toplumun ne dediği mi önemli sadece?
Onların değil herkesin ne dediğine bakmak gerek. İktidar partisi iseniz toplumda kim ne düşünyorsa hangi kaygıyı taşıyorsa hepsini değerlendirmek zorundasınız, çünkü ülkeyi yöneten sizsiniz. O nedenle AK Parti kendisine oy veren vermeyen herkesin kaygısını dikkate alıyor. Referanduma Hayır diyen yüzde 42'nin kaygısını anlamaya çalışıyorum dedi. Başkaları ise soruna "En fazla yüzde 42 oy alırız" diye yaklaştı ve yüzde 58'i bir çırpıda sildi. Aynısını ak parti yapsa ortalık ayağa kalkar. Biz oy vermeyenleri anlamaya çalışıyoruz. Öbürleri kendi marjları olarak onu görüyor. Çoğunluğu dışarıda bırakmayı göze alabiliyorlar. Burada kucaklaşıcı olan AK Parti.