BIST 9.525
DOLAR 32,61
EURO 34,71
ALTIN 2.509,76
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Suriye ve Mısır'ın yanındayız

Arınç, "Suriye'de ve Mısır'da biz halkın yanındayız" dedi.

Abone ol

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Suriye'deki iç savaş ve Mısır'daki darbeye ilişkin, "Suriye'de ve Mısır'da biz halkın yanındayız, onlara insani yardım göndereceğiz, orada demokrasiye de dönülmesi, bir an önce bu sıkıntıların giderilmesi için elimizden gelen bütün siyasi desteği vereceğiz" dedi.

Arınç, Manisa Valiliğince Yuntdağı bölgesindeki Ortaköy'de hayırseverlerin desteğiyle düzenlenen "İftar Vakti, Kardeşlik Vakti" programında yaptığı konuşada, ramazan ayının doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine kadar tüm Türkiye'de huzur ve bereket içerisinde yaşandığını ifade etti.

Bütün illerde ve ilçelerde iftar yemeklerinin düzenlendiğini, hatta iftarlardaki birliktelikler yetmediği için insanların birlikte sahur yaptıklarını dile getiren Arınç, şunları şöyle devam etti:

"Bizim insanımız ramazana karşı çok saygılıdır, komşularına daha çok yardım eder, fakirlere, yoksullara daha çok eğilir, daha çok yumuşak olur. Küsler barışır, herkes eşiyle dostuyla adeta yeniden bir sıcaklık yaşar ve bunun neşesini hep birlikte 30 gün boyunca yaşar. Ramazan sonrasında da dileriz ki memleketimizde bu güzellikler devam etsin, sağlık ve mutluluk içerisinde dirlik, düzenlik içerisinde, inşallah ülkemizin geleceğinde hep beraber huzurla yaşayalım."

"Haram aylarda Müslümanlıklarını unuttular"

Arınç, Türkiye ramazanı sulh ve huzur içerisinde geçirirken birçok Müslüman ülkede kardeş kanı döküldüğüne işaret ederek, "Haram aylarda cinayet işleyenler adeta Müslümanlıklarını unuttular, birbirlerinin kanını döküyorlar. 300'e yakın ölü, 5 binden fazla yaralı sadece bir akşamda oluyor. Bunları birbirine düşürenler, cinayet işletenler var. Allah bu fitneyi bizim içimizde barındırmasın, Allah nifakçılara fırsat vermesin" diye konuştu.

"Kötülük tohumlarını ekenleri yargı önüne çıkarıyoruz"

Türkiye'de de geçmişte benzer acı günlerin yaşandığını, halkın Türk-Kürt, Alevi-Sünni, ilerici-gerici, laik-yobaz, şehirli-köylü, doğulu-batılı şeklinde suni ayrılıklar sebebiyle birbirine düşürüldüğünü, ülkeye çok büyük kötülükler edildiğini vurgulayar Arınç, şunları söyledi:

"Hamdolsun geldik ve 10 yıldan bu yana bütün bu kötülüklerle hesaplaşıyoruz. Bütün bu kötülük tohumlarını ekenleri yargının önüne çıkarıyoruz ve artık bütün ayrımcılıkları kaldırmış bir ülkede kardeşçe, dostça yaşamanın neşesini, bahtiyarlığını hep beraber yudum yudum içiyoruz. Allah o ülkelere de ramazan neşesini yaşamayı nasip etsin huzur versin. Allah şuur versin, fitne ve fesattan korusun."

"Suriye ve Mısır halkının yanındayız"

Arınç, Suriye ve Mısır halkı için bu mübarek günlerde dua edilmesini isteyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İftarın açıldığı saatteki dualar makbuldür. Bir de müminin gıyabında yapılan dualar makbüldür. Biz, Mısır'daki Müslümanlar için dua edeceksek, mutlaka müstecaptır. Allah karşılığını verecektir. Birbirimiz için dua etmeliyiz, günahsız ağızlarla. Kendimizi için yaptığımız bir tarafa ama karşıdaki dostumuz, kardeşimiz için ne yaparsak o mutlaka çok daha makbuldür. O ülkelere duanın yanında siyasi destek de vereceğiz, onların halkıyla birleşeceğiz. Biz, Mısır halkının yanındayız, mazlum ve mağdur. Darbeyi yapıp sokakta kan dökenlere karşı Suriye'de ve Mısır'da biz halkın yanındayız, onlara insani yardım göndereceğiz, orada demokrasiye dönülmesi, bir an önce bu sıkıntıların giderilmesi için elimizden gelen bütün siyasi desteği vereceğiz. Dünyanın neresinde bir yolsuzluk, bir kötülük, bir sıkıntı varsa Türkiye mağdurların her zaman yanında olmuştur. Somali'den Haiti'ye kadar, Endonezya'dan bir başka ülkeye kadar, zelzele olduğu zaman, tusunami olduğu zaman, sosyal patlamalar olduğu zaman, Türkiye en büyük yardımı götüren ülke olmuştur."

Mahalli idare ve cumhurbaşkanlığı seçimleri

Türkiye'de gelecek yıl Mart ayından itibaren yeni seçim sürecine girileceğini anımsatan Arınç, mart ayında mahalli idareler, haziran ayı sonunda da cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılacağını belirtti.

Arınç, mahalli idareler seçimlerine Manisa'nın yapılan düzenlemeyle birlikte büyükşehir statüsünde gireceğini dile getirerek, şöyle konuştu:

"Büyükşehir olunca Manisamızın bu köyleri de bütünşehir oldu, yani şehirle birleşti. Dolayısıyla büyükşehirin bütün imkanları maddi manevi artık Yuntdağımızın köylerine de en üst noktaya kadar ulaşacak. Merkezi planlamalar yapılacak, imarından içmesuyundan, bütün ihtiyaçlarına kadar büyükşehir kendi imkanlarını kullanarak ki bugünkü imkanları yüzde 100'den daha fazla artacak ve bu hizmetleri getirecek. Önümüzdeki seçim, sizin de büyükşehir için oy kullanacağınız bir seçim haline gelecek. En doğrusunu, en hayırlısını siz bilirsiniz, inşalah Manisamız için hayırlı sonuçlar ortaya çıkar, çok daha güzel büyük hizmetler, en kısa zamanda hepimize ulaşır."

Mahalli idareler seçimlerinin hemen ardından cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılacağına değinen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, şunları kaydetti:

"İlk defa Türkiye'de halkın oylarıyla cumhurbaşkanı seçilecek. Allah kısmet ederse önümüzdeki yıl haziranın son günlerinde Türkiye, cumhurbaşkanı seçimini yaşayacak. Bu da halka verilen önemli bir değerdir. Eskiden parlamentoda seçilen cumhurbaşkanlarımızı, artık halkımız seçecek. Artık Büyük Sümbüller'inden Avgan'ına, Asmacık'ından Pelitalanı'na herkes cumhurbaşkanlığı için oy kullanacak. Ne kadar güzel. İnşallah bu seçimi de hakkıyla layıkıyla ve en güzel şekliyle yapmak hepimize kısmet olsun."

"Kurban olduğum Allah verdikçe verdi"

Arınç, ramazan ayına "elveda" denilen günlerde olunduğunu belirterek, "Allah tamamına eriştirsin, inşaallah idrak edeceğimiz Kadir Gecesi'ne hep beraber kavuşalım, onun bereketinden, feyzinden hep beraber istifade edelim" diye konuştu.

Yunt Dağı'nın güzel, namuslu, dürüst, ahlaklı insanların beldesi olduğunu belirten Arınç, "Biz de bu toprakların insanıyız. Hamdolsun Büyük Sümbüller'e uğradım, akrabalarımızı ziyaret ettim, geçmişlere rahmet okudum. Bu bölgede yaşayan insanımızın geçmişe göre daha huzurlu olmasını, daha güzel işler yapmasını, daha kazançlı işlerle meşgul olmasını arzu ediyoruz" ifadesini kullandı.

Başbakan Yardımcısı Arınç, meclis başkanlığı döneminden bu yana Yunt Dağı'nda özel projeler uyguladıklarını, o projelerin bugün olumlu sonuçlarını yaşadıklarını dile getirerek, Manisa'da görevli valilerin Yunt Dağı'na ve kente güzel hizmetler yaptıklarını aktardı. Köylerin yollarının yapıldığını, içme suyunun getirildiğini anlatan Arınç, camilerin çevresinin açıldığını, parke taşlarının döşendiğini, temizlik için özen gösterildiğini ifade etti. Arınç, en zaruri ihtiyaç olan yol ve su konusunda çok başarılı olduklarını belirterek, şöyle devam etti:

"Yunt Dağı'mızın köylerini bağlayan yollar kadar Manisa'yla üniversiteyle Menemen yoluyla inşaallah buradan Şakran'a ulaşacak yollarla artık yol konusunda hiçbir ihtiyacımız kalmadı, sadece asfalt olamayı bekleyen ara yollar var. Yunt Dağımız 10, 20, 30 sene öncesine göre çok mükemmel bir duruma geldi. 1995'te ilk milletvekili olduğumda, Ankara'ya gittiğimde koalisyon hükümetleri vardı. Manisa'mızın sorunlarını konuşuyorduk. Mesela Doğu ve Güneydoğulu arkdaşlar diyorlardı ki 'Sizler oralarda ne kadar rahatsınız, kim bilir. Bizim köylerimizde içme suyu yok, ulaşım yok.' Sonra ben Manisa'ya bakıyordum, mesela 1996'da Yunt Dağı'nda 21 köyde içme suyu yoktu. Demirci'nin 3'te 2 köyünde, Selendi'nin yüzde 70 köylerinde içme suyu yoktu. Plan Bütçe Komisyonu üyeliği yaptım. Her üyeye 100 bin lira verirlerdi, 'O 100 bin lirayı seçim bölgesine göndereceksin, orada nasıl isterlerse harcıyacaklar' denirdi. Komisyondan, bir de kendi payıma düşen 100 bin lirayı aldım, Valimize dedim ki 'Size 200 bin lira gönderiyorum, siz de Özel İdare'den 200 bin lira koyun da içme suyu olmayan köylerin ne kadarına içme suyu gelecekse o kadarına harcayın'. Demirci'de paramız bitti. Nereden nereye geldik. Selendi'nin Çinan köyü var, 25-30 hanelik köyü. KÖYDES projesi içinde vadetmiştik, içme suyu problemi kalmayacaktı. 100 metreye indik yok, 200 metreye indik su yok. 100 milyarı geçtik suyu bulmak için. Köylü dedi ki 'Siz buradan su bulamazsınız, bize yine Selendi'den tankerle su getirin.' Hayır, hükümetimizin iddiası var, her köyün içme suyu inşaallah evinde akacak. Hamdolsun, 200 milyar para harcadık 25 haneli köye ama içme suyunu Çinan köyüne getirdik."

"Bu hayrı kim yaptıysa ebediyen onunlayız"

Başbakan Yardımcısı Arınç, konuşmasında Türkiye'de yaşanan bir olayı da anlattı. Bir köye su geldiğinde herkesin bayram ettiğini, vali ve kaymakamın köyü ziyaret ettiğini, hayırlar yapıldığını, ziyafet verildiğini aktaran Arınç, suyun çeşmeden törenle akıtıldığını söyledi. Arınç, herkesin durumdan memnun olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:

"Sonra muhtar kalktı dedi ki 'Sayın Valim, milletvekilim size teşekkür ediyoruz, bu köyün yıllardır içme suyu yoktu, siz getirdiniz. Tüm merasim bittikten sonra sizi mezarlığa davet ediyoruz' dedi. Vali bey düşündü, 'her halde adettendir' dedi. Biraz garip geldi de... Kırmadılar, 1000'e yakın köylü gitti. Muhtar ne yaptı biliyor musunuz, kabristanın duvarına çıktı, 'ey burada yatan ölüler haberiniz olsun köyümüze su geldi' diye bağırdı. Vali, 'aklını mı kaçırdın, ne yapıyorsun' dedi. Muhtar, 'efendim bu köylü 100 yıldır köye su gelmesini bekliyordu, bunlar suyu göremeden öldüler, belki Allah duyurur da orada su geldi diye sevinirler' dedi. Erzurum'un Karaçoban köyü var, ilçe oldu sonradan. 5-10 bin nüfuslu yerler. Oraya da su geldi. Oraya da birileri gittiler dediler ki "Artık bundan sonra bizdensiniz değil mi" falan dediler. 80 küsur yaşındaki ihtiyar nene dedi ki 'Hayır, biz Teyyip'den yanayız.' Neden? Dedi ki 'Bak şurada yukarıda bir depo var ya oradan köye su geldi. Ben 17 yaşında gelin oldum, bu yaşıma kadar tenekeyle bakraçla sırtımda, kolumda su taşıdım. Yıllarım sırtımda su taşımakla geçti. Bu hayrı kim yaptıysa ebediyen onunlayız' dedi. İşte burada çok şükür bir taraftan fidan yardımı, başka yardımlar, göletlerle Yunt Dağı kendine yakışacak hale geldi."

"Köylü doğalgaz bekliyor"

Arınç, beldeler için de BELDES'i çıkardıklarını ifade ederek, Türkiye büyüdükçe ve geliştikçe Manisa'nın da büyüdüğünü, geliştiğini, köylerin yaşanacak hale geldiğini vurguladı.

Bu durumdan herkesin çok memnun olduğunu belirten Arınç, şöyle konuştu:

"Annelerimiz, hanım kardeşlerimiz memnun. Hatta 'bu kadar şeyi getirdiniz, bir şeyimiz eksik' dediler, 'kulağınıza üflemek istiyoruz' dediler. Duyunca da inanamadım. Köylü artık bizden köye doğalgaz bekliyor. 'Köye ne zaman gelecek' diyor. Biz 2004'te Manisa'ya doğalgaz getirdik, Manisalı kıymetini bilemedi, daha yeni yeni aboneleri olmaya başladı. Kömür daha çok işine geldi. Bak köylü uyanık, doğalgaz istiyor. Oturduğum apartmanda bile çok akıllı bir yöneticimiz vardı, 'kömür daha iyi' diyordu bana. Ben de 'doğalgaz daha iyi, aklını başına al, tertemiz, sıcacık, ekonomik.' 'Ya yarın ne olur, ne biter'. 'Biz herşeyi düşündük' dedik."

Arınç, eskiden köye giden milletvekillerinden camiye imam kadrosu ve köye su talep edildiğine dikkat içekerek şunları kaydetti:

"Bazen derlerdiki bunlar sigara kağıdına yazılır, ondan sonra da yoldan giderken atılırmış. Biz, çok şükür atmadık. O dönemler yokluk dönemleriydi. Hizmet dönemleri değildi. Hamdolsun 10 seneden bu yana kurban olduğum Allah verdikçe verdi, biz de Allah'ın verdiğini millete dağıttık. Milletimiz bugün 7'sinden 70'ine kadar çok şükür sağlık hizmetleriyle ulaşımla enerjiyle destekle karşılaştı ve insanımız devletiyle milletiyle kaynaşan güzel bir memleket haline geldi. Bakın bir iftar akşamında müftü bey burada, vali bey, milletvekilimiz, rekötrümüz, il genel meclisi başkanımız burada. Manisa'da ne kadar idarecimiz varsa Yunt Dağımızın insanlarıyla bir aradalar. Bazısı aynı sofrada, bazısı aynı mekanda. Bu, huzur demektir, sulh demektir. Bu, dirlik, düzenlik demektir. Allah bozmasın. Bozdurmak isteyenlere de fırsat vermesin. Allah sizi bizden, bizi sizden, sizi birbirinizden ayırmasın. Başka yerlere bakarak halimize şükredeceğiz."

İftara Arınç'ın eşi Münevver Arınç ve kardeşleri ile Manisa Valisi Abdurrahman Savaş, idari amirler ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Arınç, iftar öncesi Büyük Sümbüller Köyü'ndeki akrabalarını da ziyaret etti.