Sulu kovayla kuru gürültü!
ALS hastalığına dikkat çekmek ve hastalar için yapılan bağış kampanyasının bir parçası olan "Ice bucket challenge" tam bir çılgınlığa dönüşmüş durumda.
ALS hastalığına dikkat çekmek ve hastalar için
yapılan bağış kampanyasının bir parçası olan "Ice bucket
challenge" tam bir çılgınlığa dönüşmüş durumda.
Kampanyanın yayılma hızı neredeyse ışık hızıyla yarışıyor.
Dünyada ve Türkiye'de sadece ALS hastaları için değil, bir çok
hastalık ve felaket için yardım/bağış kampanyaları düzenleniyor,
ama bu kadar tutan az sayıda örnek var.
Aslında kendi kendime hayıflanmadım da değil. "Soma için,
Gazze için, Suriyeli yetimler için o kadar kampanya yapıldı hiçbiri
bu kadar yaygınlaşmadı" diye. Fakat Ice bucket
challenge işinin gittiği noktaya bakınca hayıflanmanın yerini
başka bir şey aldı. Ne diye sormayın, henüz bu tuhaf duygunun adını
koyamadım.
Halkla ilişkiler ve reklam açısından kampanyanın hakkını teslim
etmek gerekiyor, tüm dünyada etkinlik sağladı. Ama iş bize
gelince sulandırmadan duramadık. Oysa kampanyanın içerik olarak
buna hiç de ihtiyacı yoktu.
Hafta sonu magazin programlarında, hafta içi haber sitelerinde, tv
haber programlarında ünlülerin birbirine meydan okuyarak,
kafalarından bir kova buzlu suyu dökme görüntüleri
"dünyadan ilginç Ice bucket challenge"
görüntülerine bağlanınca ortaya bambaşka bir tablo çıktı.
Olay öyle bir noktaya geldi ki sokaktaki vatandaşa "ALS
nedir?" diye sorsalar; "Ünlülerin kafalarından bir
kova su döküp eğlenmeleri" diyecek.
ÇÜNKÜ BİZ MEYDAN OKUMAYI
SEVERİZ
Buzlu su kovası bizde empatiden öte işin eğlencesi haline geldi.
Fakat kampanyanın bu kadar tutmasında önemli bir etken daha var
bana göre: "meydan okumak".
Bulduğu her fırsatta birbirine meydan okumaya bu kadar meyyal bir
toplumun, böyle bir kampanyaya duyarsız kalması beklenemezdi.
İşin buzlu kova, meydan okuma kısımları tamam da mevzu
bağışa gelince sınıfta kaldık ama.
Ortada dönen videolara bakınca, insanlar akın akın para yatırılıyor
sanmayın sakın. Şimdiye kadar 350 kişiden 207 bin lira para
toplandı. Türkiye'de 10 bin ALS hastası var ve onlar için
yapılması planlanan bakım merkezi için de 15 milyon
lira gerekiyor.
Toplanan bağış miktarını da gözönüne alınca ortaya çıkan; yazık ki bol sulu görüntülerle süslenmiş kuru gürültüden başka bir şey değil.
Yine de Ice bucket challenge kampanyasını ilham alan bir çok
insan, farklı kampanyalara çeşitli şekillerde uyarladı kampanyanın
ilgi çeken yönlerini.
Mesela Türkmenler, Gazze, Soma, yetimler gibi
konularda, SMS'le bağış kampanyalarında
birbirlerine meydan okuyarak ve sosyal medyadan mesajı paylaşarak
katılımı artırıyorlar. İşin içine görünmek ve göstermek
girince sayısal çoğunluğu sağlamak hiç de zor olmuyor.
SAND BUCKET
CHALLENGE
Ice Bucket Challenge'ın yaygınlaşmasının hemen ardından biraz
tepki, biraz uyarlama olarak "sand bucket
challege" yayılmaya başladı. Yani, Gazze için
başlatılan kum dolu kova kampanyası.
İçinde moloz da bulunan kum dolu kovaları başlarından aşağı döken
vatandaşlar, Gazze'de yaşanan katliama dikkat çekmeye çalışıyor.
Henüz kum dolu kovayı başından aşağı döken bir ünlümüz
olmadı ama Allah'tan ümit kesilmez.
Sosyal medyada yayılan sand bucket challenge kampanyası daha çok
Ortadoğu ülkelerinde karşılık buldu. Acının beşiği
Ortadoğu, yine kendi sesine ses verdi ve yine dünya Gazze'ye
kulaklarını tıkıyor.
Ama asıl merak ettiğim hazır bu furya devam ederken; İsrail'in
attığı bombalarla evleri başlarına yıkılan Gazzeli
çocuklarla, yerin 2 kilometre altında maden göçüğü
altından kalan madencilerle, binbir işkenceyle
yerlerinden, yurtlarından edilen Türkmenler'le,
savaştan kaçayım derken açlıkla ve türlü sıkıntılarla yüz yüze
kalan Suriyeliler'le empati göstermek için
neden aynı "heves"te olmadığımız.
Neden dersiniz?
Bu vesile ile;
31 Ağustos'ta saat 14.00'de Ankara'da İsrail Büyükelçiliği önünde
"Gazze'deki çocukların farkına varmak için bir kova
toprak" organizasyonu yapılacak. Orada hem ALS
hastaları için hem de Gazzeli çocuklar için, konuyu sulandırmadan
empati kurabilir ve dilediğinize meydan
okuyabilirsiniz.