BIST 9.080
DOLAR 32,33
EURO 35,08
ALTIN 2.306,14

Sultan Abdulhamit ve Mustafa Kemal'in Dalkavukları!

Dünyanın hiçbir yerinde öncü veya kurucu liderler bizde ki kadar örselenmez!

Avrasya Tüneli adıyla bilinen projeye isim seçmek için düzenlenen anket hakkında medyaya farklı bir bilgi yansıdı.

Bu habere göre Ulaştırma Bakanlığı’nın düzenlediği ankette “Atatürk” ve “Sultan Abdülhamit” isimleri birbiri ile çekişiyormuş!

Tabii mesele hemen sosyal medyaya taşındı.

Atatürk mü olsun Sultan Abdülhamit mi derken kavga-kıyamet aldı başını gitti.

Güzel bir proje yapılmış onun ismi ne olsun diye tartışmak yerine, insanlar meseleyi öyle bir noktaya taşıdılar ki tünelin ismi dışında her şey konuşuldu.

Ve tartışmalar bilimsel ve insanların ufkunu genişletmekten çok uzak bir halde.

Futbol takımı taraftarlığı gibi toplumu kutuplaştırmaktan başka hiçbir işe yaramayan bağrışmalar.

Ülkemizin içinde bulunduğu zor duruma ve kaos ortamına katkı sunmak bu kadar cazip olmamalı.

Ülkesini seven hatta Sultan Abdülhamit’i veya Mustafa Kemal’i seven insan böyle davranmaz.

Biraz dikkatli olur..!

Kendimizin haklı olduğundan yüzde yüz emin olsak bile bazen ülkemizin menfaati için susmasını bilmeliyiz.

En ufak bir fikir ayrılığında bunu toplumsal bir kaosa çevirmemeliyiz.

Şunu da eklemekte fayda var, bir siyasi lideri yahut bir insanı mutlak manada sevmek veya mutlak manada nefret etmek, fikirsel olarak, bir görüş olarak geçerli olmayacağı gibi dinimizin tevhit anlayışı ile de bağdaşmaz.

Yani böyle konuları neresinden tutsak elimizde kalır…

Körü körüne taraftarlık yapanların, tarih, coğrafya ve savundukları şahsiyetlerin hayatları hakkında ne kadar bilgi sahibi olup da bu karara vardıkları ise ayrı bir tartışma konusu tabii.

Sonuçta, bir tarafı tutup onun ideolojik olarak getirdiği her şeyi sırtına geçirip konforlu bir şekilde, düşünme zahmetinde bulunmadan ideolojik grubun (mahallen) neye ak diyorsa ak neye kara diyorsa kara diyerek yaşamak insanımızda yaygın hastalık.

Birebir değil ama “Atatürk’ten Anılar” kitabında geçen bir anekdotu size aktarmak istiyorum:

Atatürk zamanında Sultan Abdülhamit’i çokça eleştirirmiş.

Devlet yönetimini ve yaptığı işleri pek beğenmezmiş Sultan’ın.

Kendisi Devlet adamı olduktan bir zaman sonra bir dalkavuk Atatürk’e gelip şirin görünmek için Sultan Abdülhamit’e sövüp saymaya başlamış, “bu Abdülhamit ülkeyi mahvetti” minvalinde konuşmaların paşanın hoşuna gideceğini düşünerek işkembeden atıyormuş…

Mustafa Kemal ise, orada dur demiş!

“Eskiden ben de senin gibi düşünüyordum ancak edindiğim devlet yönetimi tecrübesi sayesinde şunu anladım ki, Sultan Abdülhamit büyük bir insan ve devlet adamıydı.

Devlet yönetimi hayli zor bir iş imiş bunu anladım! Sultan Abdülhamit bunu o kadar iyi başarıyormuş ki; o zor devirlerde halledebilecek en az zayiatla meseleleri halletmiş ve tüm zorluklara rağmen devleti de pek güzel yönetmiş. Bunu ben geçte olsa anladım.”

Tabii bunun üzerine dalkavuk almış voltasını.

Efendiler, ben de diyorum ki siyasetlerini, aldıkları kararları eleştirsek bile devlet büyüklerimizi düşman bellemenin mantıkla izahı yoktur.

Dünyanın hiçbir yerinde öncü veya kurucu liderler bizde ki kadar örselenmez!

Bu kısır tartışmalar başkalarına değil sadece bize zarar verir.

Bu şekilde bir anlayışla devam edersek ne seven sevgisinde haklıdır ne karşısında duran haklı eleştirilere sahip olabilir.

Böyle giderse, kulaktan dolma bilgilerle birbirimizi boğazlamaya devam ederiz.