BIST 9.080
DOLAR 32,34
EURO 35,13
ALTIN 2.307,30

“Spectrum Of Education III” eğitim sempozyumu…

Spectrum Of Education III, Eğitim sempozyumu,MEB,Yaratıcılık, Makamlar, Üniversiteler, Eğitim STKları,Öğretmenler

“Spectrum Of Education III” eğitim sempozyumu, 26-27 Nisan 2014 tarihlerinde 15 farklı ülke ve farklı coğrafyalardan toplam 281 eğitimcinin katılımıyla (Feyziye Mektepleri Vakfı Ayazağa Işık. Lisesi’nde) gerçekleşmiş…

Sempozyumun bu yılki ana başlığı  “Yaratıcılık” olarak belirlenmiş. Sempozyumda “Yaratıcı doğulur mu, olunur mu?” sorusuna yanıt aranırken yaratıcılığın kültürlere göre farklılık gösterip göstermediği, eğitim modellerinin yaratıcılık üzerindeki etkileri ve mesleki gelişimlerde yaratıcılığın önemi tartışılmış. () Haberim olmadığı için izleyemedim.
 
Sempozyumda belirlenen konu çok önemli ve yararlı bildiriler verildiği muhakkak. Sonuç bildirgesinde de  önemli sorunlar dile getiriliyor. Ama, önemli olan bu sonuçları bazı yetkililerin görev edinmesi, uygulamaya geçmesi. Yoksa, herkesin topu başkasına atması ile bu kadar değerli çalışma kadük olmuş olur. MEB şuralarından biliyoruz, alınan bir çok karar -5 bakan değişimi ile-  uygulamaya geçmeden kadük oldu, o kadar masraf, mesai, bilimsel çalışma göz ardı edildi, raflara kondu…Aşağıdaki sonuçlara baktığınızda, bazı çözülmemiş sorunların, benim gibi eğitimle ilgili yazan/kafa yoran/üreten uzmanlarca yıllardır söylendiğini, raporlara yansıdığını, ama dikkate alınmadığını görürsünüz.İşte ülkemin genel sorunu budur…Önce kafaları değiştirmek, enerjilerimizi birleştirmek gerekmektedir. Makama gelenlerin, kendisine biat edenleri yanına aldığı kurumlarda başarı/çözüm/ilerleme mümkün değildir. 
Bu yazımda, sempozyum sonuçlarını “yorumsuz” olarak vermek istiyorum.

Sempozyum kapsamında dile getirilen görüşler ve saptamalar ana hatları ile aşağıda özetlenmiştir:
 

  1. Dünyadaki eğitim perspektifi “öğretmek” konusunu öncelikli görmektedir. “Öğrenmek istediğimiz şeyleri öğretmek” eğitimin ana konusu hâline getirilmelidir.
  1. Eğitim kurumları, “sosyal davranış alanı ve anlayışı”nı bilimsel davranıştan daha önemli hâle getirmeli ve bu kapsamda faaliyetler yürütmelidir.
  1. Yenilikçi ve yaratıcı eğitim anlayışı kapsamında öğrencilere analitik düşünme yapısı kazandırılmalı böylece onların değişen dünyaya adaptasyonu sağlanmalıdır.
  1. “Eğer biz, bugün öğrettiklerimizi dün öğrettiklerimiz gibi öğretirsek çocukların yarınlarını çalarız!” düşüncesini göz önünde bulundurarak eğitim anlayışı yeniden tasarlanmalıdır.
  1. Okulların eğitim öngörüleri, öğrencilerin motivasyonu ve hayal gücünün geliştiği ortamlara kavuşturulmalıdır.
  1. Öğrencinin yaşamsal başarıya ulaşması için bilimsel ve sanatsal yetkinliğinin eş değerde yürütülmesi sağlanmalıdır.
  1. Yaratıcılıktan söz edebilmek için; yenilikçi birey, doğru süreçle kaynak ve araştırmalara yöneltilmelidir.
  1. İnovasyon, yaratıcılık, bilimsel gelişmeler ve teknoloji; eğitim sürecinde öğrencinin önemli kazanımları hâline getirilmelidir.
  1. Yüzyılımızda başarılı olmanın kriterleri olan vizyoner olma, yaratıcı olma, işlevsel fikirlere sahip olma, başarıyı koklayabilme ve zihinsel merakı tatmin etme içgüdüsüne sahip olma yetileri öğrencilere kazandırılmalıdır.
  1. Eğitim sürecinde akademik yetenek, bellek, dikkat, mekanik yeteneği, sayısal yetenek, tiyatro yeteneği ve uzay ilişkilerini kavrayabilme yeteneği, görsel sanatlar yeteneği, bedensel yetenekler gibi birçok yetenek bir bütün içinde değerlendirilmelidir.
  1. Türk eğitim sistemi yaratıcılığın öne çıkarıldığı, önemsendiği bir sistem hâline getirilmeli, dönüştürülmeli ve öğrencilerin fazlasıyla zorlanmadığı bir ortamda üretimlerin yapılması, geleceğin planlanması için sistemin yapılandırılmasına dikkat edilmelidir.
  1. Yaratıcılığın gelişimine olanak sağlanabilmesi için onu köreltecek teknoloji, yaşam içerisinde olumlu yönleriyle kullanılabilecek bir yapı hâline getirilmelidir.
  1. Giderek yaygınlık kazanan dijital teknolojilerin eğitim adına oluşturabileceği riskler, bu teknolojilerin yerinde ve doğru oranda kullanılması sağlanarak ortadan kaldırılmalıdır.
  1. Aristoteles’ten günümüze gelen sınıf içi eğitim anlayışı, ne kadar zorlanırsa zorlansın özünde değişmeyecektir ve bu anlayış eğitimciler tarafından desteklenmeli ve geliştirilmelidir.
  1. Eğitime, toplum ve kültüre eğitimi geliştirici yönde işlevsellik kazandırılmalı; özellikle öğretmenler, eğitime yön veren odak noktaları olarak benimsenmelidir.
  1. Eğitimde tüketim toplumuna hizmet eden yaklaşımlardan uzak, olumlu, yapıcı ve geliştirici çalışmalar yapılmalıdır.
  1. Öğrencilerin keşfi, görevlerde alternatif öğrencilerin yer alması, çoklu medya ile fikir yaratmanın sağlanması, rekabetçi soru sorularak derse aktif katılımın sağlanması, yorum ve sorularla sınıf içinde odaklanmanın oluşturulması, öğretmenler ve ödevler ilişkisinde öğrenci başarısını etkileyebilecek ilkeler ve konuların oluşturulması öğretmenler tarafından önemsenmelidir.
  1. Girişimciliğin; yeni bir iş fikrini, doğru bir iş modeli ve doğru bir sermaye yapısı ile hayata geçirdiği bilinmeli, bunun da pes etmeme, hayal kurma, fark yaratma, çok yönlü araştırma-düşünme ve alçak gönüllülükle gerçekleştirildiği kabul edilmelidir.
  1. İnsanların hayat içinde farklı bakış açısına sahip olabilmeleri, daha iyi düşünebilmeleri, çok yönlü düşünceyle dengeyi sağlayabilmelerinin bir fark yaratabileceği bilinmelidir.
  1. Yaratıcılığın sadece görerek değil, görülenin ve var olanın farklı yorumlanmasıyla oluştuğu bilinmelidir.
  1. Yaratıcılığın sadece sanatla ilgili olmadığı; bir sezgi süreci ve kalıplardan kurtulma biçimi olduğu bilinmeli, bu anlamda öğrencilerin hayal dünyalarının önünü açacak faaliyetler tasarlanmalıdır.

 

Gala: Salı günü  akşamı 21. İstanbul Türk Müziği Günleri Gala’sı Mevlevi Ayin-i ile gerçekleşti. Seyircilerimiz arasında değerli yazarlarımızı, iletişim uzmanlarını görmek isterdik. Ama, yine olmadı.Sağlık olsun!…

     

    Yeni yayın: Değerli halkbilim araştırmacısı, 56 kitap sahibi, kitapları, makaleleri ve bildirileri İngilizce, Almanca, Fransızca, Makedonca ve Japonca olarak yayınlanan Prof.Dr. Saim Sakaoğlu hocamla Cumartesi günü, kendisine takdim edilecek ESKADER ödülünü almak için geldiği Fatih Ali Emiri Kültür Merkezi’ndeki törende karşılaştık. Hocam, hoş-beşten sonra, her zaman olduğu gibi çantasını açtı ve yeni kitabını imzalayarak verdi. Kömen Yay. çıkan kitabın adı “Saim-Name”. Hocam, bu çalışmayı “Saim ve Saime adlarını taşıyan arkadaşlarına, bu adı oğullarına, kızlarına, torunlarına veya yakınlarına veren/koyan/takan güzel insanlara armağan” etmiş. Bu güzel ve ilginç çalışma için hocamıza teşekkür ediyoruz.()

     

    Gündem: Müzik uzmanları ve müzikolog dostlarımızın, Sn Engin Ardıç’ın “Müzikli yazı” (” ve Sn Selim İleri’nin “Musıki işi” () başlıklı yazılarını okumalarını öneririm.

     

    Okurlarımın; 1 Mayıs İşçi Bayramını,  mübarek üç aylarını ve Regaib kandilini kutluyorum.