BIST 9.048
DOLAR 32,32
EURO 35,13
ALTIN 2.294,97

S.Kan 1. uluslararası keman yarışmasında neler oldu?!..

Yarışma sırasında, kurallar değişmemeli…

GÜNCEL/TÜRK DİLİ: Başbakan Binali Yıldırım imzasıyla yayımlanan genelgeyle, 2017 yılı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yüksek himayelerinde; "Dilimiz Kimliğimizdir" başlığıyla "Türk Dili Yılı" ilan edildi. Türkçenin dünyanın en zengin dillerinden biri ve milli kimliğin ana unsuru olduğuna değinilen genelgede; "Türkçemizi korumak, yaşatmak, zenginleştirmek ve gelecek nesillere güçlü bir şekilde aktarmak, bugünümüzü ve yarınımızı yeni bir bilinç hamlesiyle inşa etmek hem kamu kurum ve kuruluşlarının hem de bütün toplum kesimlerinin ortak görevidir." ifadesine yer verildi.

Çok önemli, bizlerde sıklıkla yazıyor, eleştiriler yöneltiyoruz…Bakalım, kimler/hangi kuruluşlar yararlı ve kalıcı işler yapacak?.. Kalıcı olmayan, toplumla uyuşmayan  projelere akıtılan paralar boşa gidiyor. Örn: İstanbul 2010 Kültür Başkenti projeleri…

GÜNCEL/MÜZİK(ve SAHNE SANATLARI) ÜNİVERSİTESİ: Bir önceki yazım çok paylaşıldı. Kimi rektörlük  kıstaslarında, kendini gördü, kimi tahmin etti…Telefonla tebrik edenler, doğruları yazmışsın diyen sanatçı akademisyenler; “kurumun sağlam ve güvenilir kişilerden kurulmasını arzu etmede” birleştiler. Herkes birbirini tanıyor, iyi/kötü yapılanlar unutulmuyor… Üniversitenin İstanbul’da kurulması zaruret..Çünkü; sanatın/kültürün kalbi İstanbul…Burada istenilen sanatçının alternatifini rahatça bulabilir, uluslar arası isimleri kadrona alabilirsin. Ankara olursa, bu gibi alternatiflerden yoksun kalınır. Mesele; rektör adaylarının “nerede oturdukları” değil, kurumun “sağlam bir şekilde geleceğe” uzanmasıdır. O nedenle son zamanlarda kulislere yansıyan  Ankara’da olması  ve kapatılan İpek Üniversitesi’nin tahsisi konusunda mutabık kalamıyoruz…Biz; yeni ve özel kuruluşa,  kurumsal bakmaya devam ediyoruz…

Yarışmalar….

Ülkemizde ulusal/uluslararası müzik/keman yarışmaları çok az sayıda ve uzun aralıklarla, Türk müziği beste/ses yarışmaları sıklıkla ve genişleyerek (ama jüri aynı kalarak) gerçekleşmektedir. Türk müziği beste yarışmalarını –çok şikayet vardır- sonraya bırakıp, bugün yeni yapılan keman yarışmasına değinmek istiyoruz.

Her şeyin ilki zordur ve eleştiriye AÇIKTIR. Bir işe nasıl başlanırsa öyle gider…

İlk kez gerçekleştirilen Suna Kan 1. Uluslararası Keman Yarışmasının gerçekleştirilmesi ve özenle/kurallara göre  yapılması oldukça önemlidir. Yarışma, Ankara Devlet Konservatuvarlılar Derneği’nin; TÜRKSOY (Uluslararası Türk Kültür Teşkilatı) ana sponsorluğunda yapılmış, 21 yarışmacı katılmış, ön elemeyi geçen 14 yarışmacı Ankara’ya çağrılmış. Bu tür yarışmaların başarıyla yürütülmesi ve adil bir biçimde sonuçlandırılması çok önemli. Yarışmalarda, genç sanatçıların haklarının en doğru  biçimde korunması ve onların kırılmamaları sağlanmalıdır. Çünkü; sanatın birleştirici ve kaynaştırıcı özelliği, bu tür yarışmalarla sağlanabilir ve arttırılabilir. Bu yüzden, çok büyük emek, zaman ve maddiyat harcanarak yapılan müzik yarışmalarda şaibeye neden olabilecek sorulara fırsat verilmemesi gerekir.  Gençlerin şevki kırıldığında, gelecek yok edilir. Yarışmaların kalitesinin arttırılması ve sürekliliğinin sağlanması bakımından da, açıklanan  yarışma yönergesine tam uyulması şarttır.

Maalesef, 1. Suna Kan Uluslararası Keman Yarışması, ardında şüphe uyandıran ve cevap isteyen çeşitli sorularla bitmiş. Bu soruların tatminkâr cevapları organizasyon yetkilileri tarafından mutlaka kamuoyuna açıklanmalı ve 2020’de tekrar yapmayı planladıkları bu yarışma, sorunsuz yapılmalıdır.Yerin kulağı vardır, unutmayalım!…

1.Uluslararası Suna Kan Keman Yarışması üzerine o kadar çok bilgi geldi ki!.. Keman yarışmasının Devlet Sanatçısı (kendisine sağlıklı yıllar diliyoruz) Suna Kan adıyla yapılması kayda değerdir ama, değerlendirmeler bir çok soru yaratmıştır. Bize gelenleri toparlayarak sunmak istiyorum;

1/CD kayıt elemesinde, neden bazı jüri üyelerine CD kaydı önceden gönderilmedi?

2/ Yarışmanın birincisi belli izlenimi neden hissedildi?

3/Yarışmanın 1.si seçilen Y. Karataş, Ankara’da olmasına rağmen kura çekimine “uyuya kaldım” diye katılmamış. Oysa kendi hocası jüride olmadığı için çıkmak istememiştir. Organizasyon, onu destekleyerek ve kendisine 11 numarayı vererek hocasının olduğu gün yarışmasını sağlanmış ve akıllarda şüphelerin oluşmasına sebebiyet vermiştir.

4/ Y.Karataş; yarışmada birinci seçildiği zaman, neden hiç şaşırmadı? Sevinç belirtisi göstermedi?

5/İlk kez uluslararası düzeyde yapılan yarışmada, organizasyon yönergesine neden -tam olarak- sadık kalınmadı ve yarışma süreci boyunca sürekli değişiklikler yapılmasına izin verildi?

6/ 5 kişilik jüri içerisinde Alexander Markov Ankara’da olduğu halde, neden 1. elemelerde jürilik yapmadı? Oysa resmi görevini yapması ve değerlendirme ölçüt ve kriterlerinin değişmesine fırsat verilmemesi gerekmez miydi?

7/ 1.aşamada, neden bazı yarışmacıların 1. günde, değil de 2. günde yarışmasına ortam sağlandı?

8/ Yarışmanın tanıtımında, neden 3. seçilen yarışmacının resmi vardı?

9/ V. Varshavskıy, Y.Karataş’ın İstanbul Konservatuvarından keman hocası olduğu halde neden jüri olarak oturdu ve puanlar verdi? 2. aşamanın sonuçları açıklanmadan tüm jüri üyeleri salonda olduğu halde neden hızla salondan ayrıldı?

10/ Yarışmada 1. seçilen Y.K’nın Masterclasslardan hocası olan A. Markov neden 2. gün jüri olarak değerlendirme masasına oturdu? Neden Y.K., o gün çalmakta ısrar etti?

11/ A.Markov’un babası Y.K.nın Amerika’daki keman hocası olduğu ve Markov ile Y.K.nın yakın hoca-öğrenci ilişkisi bilindiği halde, Markov alışılmadık ve etik olmayan bir biçimde yarışmada jüri üyeliği yaptı ve yarışmacılara puan verdi?

12/ Yarışmada 4 ödül olduğu ve Suna Kan’ın medyaya açıkladığı gibi, birbirine yakın çok iyi kemancılar 2. aşamada yarıştığı halde, neden sadece 3 kemancı finale kaldı?

13/ 3. aşamada sayısız hatalar yapan 3 kemancıya neden ilk üç derece layık görüldü? Zorunlu çağdaş eserde ve konçertolarda hatalar yapan bir kemancı neden 1. oldu? Konçertosunun özellikle 3. bölümünde belirgin hataları bulunan kemancı hem 3. oldu hem de mansiyon ödülü aldı? Neden?

14/ Yönergeye uymamak yarışmanın geçerliğini bozar mı? Bozar ise yarışmanın iptal edilmesi ve yeniden yapılması gerekmez mi?

Son söz: Uluslararası keman yarışmaları, iyi kemancıların kendilerini gösterme fırsatı buldukları önemli organizasyonlardır. Kemancılar yıllardır titizlikle ve büyük emek vererek elde ettikleri seviyelerini böyle yarışmalarda ortaya koyup kendilerini tanıtmaya çalışmaktadırlar.

Uluslararası keman yarışmaları, son 30-40 yıldır ülkelerin tanıtımında da -olimpiyatlar kadar- önem kazanmıştır. Bu yarışmalarda başarı elde eden keman sanatçıları, dünya arenasında ilk kez manşet haber olmaktadırlar.

Lütfen; biraz özen, kurallara bağlılık  ve etiklik!... 

DİNDAR VE AHLAKLI OLMAK!..

“Müslümanlıkla ahlak birbirinden hayli ayrıldı. Günümüz insanı ‘dindar ahlaklı olmayabilir’ diye düşünebiliyor artık. Geçenlerde bir hocamız alan araştırması yaptı. Bir soruya canım çok sıkıldı. Soru şuydu; ‘Dindar olmak ahlaklı olmayı gerektirir mi?’ Cevap verenlerin yüzde 70’i, ‘Hayır, gerektirmez’ cevabını verdi... Bu soruya bir Müslüman ülkede ‘Hayır efendim, dindarsa ahlaklıdır’ denilmesi gerekirdi. Oysa günümüz insanı ‘Dindar ahlaklı olmayabilir’ diye düşünebiliyor. Oysa Müslüman’ın en temel özelliği güvenilir olmasıdır.” (Eski  İşleri Başkanı Prof. Ali Bardakoğlu “İlim ve Ahlak Zemininde İslamı Anlamak” konferansından/05.05.2017)

Çok önemli ve çarpıcı bir detay…Sosyologlara önemli görevler düşüyor; Dindarlık ile ahlaklı olmak neden ayrıştı? Doğrusu bu mu? Ne değişti? Neden değişti? Etkenler neler? Toplumun değer yargıları değişir mi? Bu görüş son yıllarda neden artış gösterdi? v.b. sorular cevaplarını bekliyor…

"Ailede Müslüman kişiliklerin doğru inşa edildiği, her bireyin öz güveninin arttığı, her bir ferdin diğerine sonsuz güvendiği bir ortam oluşturmalıyız. Aile ile ilgili bütün ayetlerin, hadislerin, ahlaki bütün ilkelerin gayesi bu olsa gerek. O ortam oluştukça orada bireyler kendilerini geliştirirler, düşünceleri gelişir, kendilerini özgürce ifade edebilirler. Ahlak olgunlaşır, ilişkiler güzelleşir. Ailedeki ilişkiler, Kur'an'ın ifadesiyle bir misaka dayanır. Misak, karşılıklı güven sözleşmesidir. Aile, eşlerin birbirlerine, eşlerin çocuklarına, çocukların annelerine, babalarına sonsuz güvendiği bir ortamdır. O ortamı oluşturmadığımız takdirde kişilikler oluşmaz." (Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Aile Haftası etkinlikleri kapsamında düzenlenen "Sadakat ve Güven Bağlamında Aile" temalı II. Aile Forumu konuşmasından)

Her iki başkan, doğal olarak ortak noktalarda buluşuyor. Ama, M.Görmez; yıllardır uygulayıcı/karar verici görevde. Dolayısı ile; “bu konuda şunları yaptık, yapıyoruz” demesi, “oluşturmalıyız….” diyerek topu başkalarına atmaması, söylemlerde bırakmaması lazım. Çünkü, Diyanet’in; alanında çok büyük yaptırım/uygulama gücü var…Bekliyoruz…

KÖY FESTİVALİ: TEŞEKKÜRLER TARİH KOLEJİ’NE…

“Söylerken hüzünlendiğimiz, hüzünlenirken hiç görmediğimiz bir köyü hayal ettiren ilkokul şarkılarından sadece biri. İlkokul denen süreçten geçen herkes söylemiştir bu şarkıyı. İstanbul’un Eyüp ilçesinde bulunan Tarih Koleji öğrencileri bir ilkbahar sabahı heyecanla uyandı.  Kendilerini bekleyen Şile’nin şirin mi şirin Üvezli köyü Yıldız Aytaman İlkokulu öğrencileri ile buluşmak için erkenden yola çıktılar. Pırıl pırıl güneş,  öğrencilere eşlik etti. Yemyeşil tepeler, yol boyunca öğrencilerin renkli dünyalarında iz bıraktı.  İstanbul’a çok yakın olan Üvezli köyüne yol bitmek bilmiyordu sanki.  Vardıklarında yaşayacakları huzur ve dinginliği hissediyorlardı.  Köye ulaştıklarında, ormanın içinde küçük bir köy görmenin mutluluğunu yaşadılar. Tepede, orman manzaralı bir okuldu Yıldız Aytaman İlkokulu. Tarih koleji ve Üvezli Köyü öğrencileri okul bahçesinde el ele tutuşarak çocuk şarkıları eşliğinde kucaklaştılar ve dans ettiler.” 
 

24.İstanbul Türk Müziği Festivali  -Mayıs 2017- devam ediyor.

Festival kapsamında TMDK Sanatçı Öğretim Üyesi Y.Doç.Dr. Göktan AY'a, 14.05.2017 akşamı, Şişli Kent Kültür Merkezi'nde, İTÜ TMD Konservatuarı mezunu  sanatçıların konuk solist olarak katıldığı  "Dört Yapraklı Yonca" konserinde, Müzik STK’larınca;  "2017/Türk Müziği'ne Hizmet ve Onur Ödülü" plaketi verildi.

Hafta sonu konserleriyle festival sona erecek... Cumartesi (20 Mayıs 2017) iki konser var: Yeditepe Üniversitesi'nde (Kayışdağ) Tekirdağ B.B. Türk Musıkisi Topluluğu konseri, solist: Gülşah Sönmez ve EKSM Eyüp Kültür ve Sanat Merkezi'nde Eyüp Musıki Vakfı konseri, solist: Doğan Dikmen. Pazar günü (21 Mayıs 2017)  kapanış  konseri Avcılar Barış Manço Kültür Merkezi'nde; Avcılar belediye Konservatuarı Konseri öğrenci ve öğretmenleri sahne alacak...Bu konserde Handan Toprak Benli'ye "2017/Türk Müziği'ne Hizmet Ödülü" ve Burhan Ayeri'ye "2017/En İyi Türk Müziği Eleştirmeni Ödülü" takdim edilecek. Konserler saat 20.00 de başlayacak. Sizleri bekliyoruz...Bu sene 3 konser eksiğimiz oldu, malum Ramazan başlıyor..Ramazan ayının ülkemize huzur, bereket getirmesini diliyor, ülkemizde coşkuyla kutlanacak  19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramınızı kutluyorum