BIST 9.624
DOLAR 32,59
EURO 34,84
ALTIN 2.495,60

Siz içtikçe milletin içi yanıyor!

Ermenek maden faciasının ardından tutuklanan işletme müdürü bu zamana kadar ki örnekleri geride bırakarak sadece dalında zirveye oynamadı, 18 işçinin hayatına da oynadı.

Çernobil faciasının ardından çaydaki radyasyonun tehlikeli olmadığını kanıtlamak için dönemin Sanayi ve Ticaret Bakanı Cahit Aral kameraların karşısına geçmişti. Muhtemelen herkes "ne diyecek?" diye heyecanla bekliyordu, özellikle de radyasyon tehlikesiyle karşı karşıya kalan vatandaş.

Bakan Aral, biraz da Turgut Özal'ın "iç de millet rahatlasın" telkiniyle bir bardak çayı kameraların önünde içerek çayda radyasyon olmadığına dair net bir mesaj verdi. Milletin de içi rahatladı haliyle!

Bu yöntemin Türk halkı üzerinde tuttuğuna yönelik güçlü bir kanı var sanırım. Aradan yıllar geçse de yöntem tazeliğini koruyor.

O günden bu güne benzer örnekleriyle çok karşılaştık. Ama "iç rahatlama" garantili bu kanıtlama yöntemini Bakan Aral'dan sonra en iyi kullanan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek olmuştu.

Taa ki bugün kadar...

Bugüne gelmeden Melih Gökçek'in "tadarak ikna etme" yönteminden en favori iki örneğe değinmeden geçersek ayıp ederiz.

Bundan 3 yıl önce Ankara kara teslim olmuş, hayat adeta felç olmuş...

Belediyenin yolları tuzlamadığı iddiaları üzerine Melih Gökçek'in itirazları vardı. Gökçek, kendi ifadesiyle “Tuzlanmadığını söyleyen yolları yalasın" dememişti ama "tatsın" demişti. Ölçümleme tekniği olarak aradaki fark çok kritik sakın karıştırmayalım!

Bir diğer örneği ise 2 ay önce yaşandı.

Ankara'nın suyundaki bozulma nedeniyle şikayetler artınca Melih Gökçek ne yaptı?

Elbette tüm halkı ikna edecek o mucizevi yöntemi seçti ve kameralar önünde musluktan su içti. Ankaralılar da biçare sessizce dağıldılar.

Ama hakkını yemeyelim, Gökçek'in bu gibi durumlarda başvurduğu ilk yöntem her zaman belgedir. Baktı belgelerle anlatamıyor, atadan kalma yöntemleri de mutlaka dener.

Gelelim bugüne...

Ermenek maden faciasının ardından tutuklanan işletme müdürünün açıklaması bu zamana kadarki örnekleri geride bırakarak sadece dalında zirveye oynamadı, 18 işçinin hayatına da oynadı.

Maden şirketinin işletme müdürü ifadesinde ‘Ocakta zaman zaman su sızıntısının olduğunu, bunun tatlı su (yeraltı suyu) olup olmadığı içerek kontrol ettiklerini’ söyledi. Toplum genelinde geçerliliği olmasa da yetkililer nezdinde geçerliliği ispatlanmış "tadarak ölçme" yöntemi bu kez çok pahalıya patladı.

Teknoloji gelişmiş, tıp ilerlemiş, yıl olmuş 2014, kime ne?

Bizim iman dolu göğsümüz gibi hislerimiz var.

O da yetmezse, hiperölçekli tad alma duyumuz var.

Siz milletin içi rahatlasın diye içtikçe milletin içi yanıyor!

Allah ölüm acısı tattırmasın!