BIST 8.974
DOLAR 32,33
EURO 35,03
ALTIN 2.282,09
HABER /  POLİTİKA

'Siyasi ahlak kanunu çıkaracaktık, Davutoğlu'nun ömrü yetmedi'

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Samsun'da yaptığı konuşmada "Siyasi ahlak kanununa ihtiyacımız var" dedi.

Abone ol

CHP Genel Başkana Kemal Kılıçdaroğlu Samsun’da bir otelde düzenlenen şehit aileleri, gaziler, muhtarlar ve sivil toplum kuruluş temsilcilerinin yer aldığı toplantıya katıldı.

Burada konuşma yapan Kılıçdaroğlu, bir partinin genel başkanı olarak değil, ülkesini seven, bayrağını, milletini seven bir vatandaş olarak konuşacağını söyleyerek, “Çünkü Nisan’ın 16’sında sandığa gittiğimizde bir seçim yapmıyoruz, bir siyasi partiyi seçmiyoruz, oy vermiyoruz. Ülkemizi, milletimizi, torunlarımızı geleceğimizi ilgilendiren bir anayasa değişikliğine evet mi diyeceğiz hayır mı diyeceğiz" dedi.

Dünyanın en güzel ülkesi olan Türkiye'de kutuplaşmanın ve kavganın olmaması gerektiğini fade eden Kılıçdaroğlu, hangi gerekçe ile komşunun kimliği, inancı ve yaşam tarzının sorgulandığını söyledi. İnsanoğlu bozmazsa tabiatta bir uyum ve denge bulunduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Bizim toplumumuzda, demokratik toplumlarda uyumu sağlayan temel kanunun adına Anayasa diyoruz. Bir toplumda uyumu sağlar. Neden çünkü anayasalar toplumsal uzlaşma belgeleridir” dedi. CHP  lideri Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

Devlet yönetiminde istişare, danışma vardır. Devlet yönetiminde sağduyu vardır. Devleti yönetenler dillerine hakim olmak zorundadır. Diline hakim olamayan devleti iyi yönetemez. Devleti yönetecek kişilerin bilgili olması, birikimli, sabırlı, sağduyulu olması lazım. Vatandaşları arasında ayrımcılık yapmaması lazım. Her vatandaşını kucaklaması lazım.”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 7 düvelin Çanakkaleyi’yi geçmek istediğini söyleyerek, “Çanakkele’nin her karış toprağında şehitlerimiz var. 7 düvel Çanakkale’yi geçemedi. Çanakkale geçilmez dedik. İzin verilmedi bu ülke korundu. 14-15 yaşında çocuklarımız orada şehit düştü. Geçiyorum 3 yıl sonrasına. Çanakkale geçilmez güzel 3 yıl sonra bir kişi kalktı bir imza attı. Çanakkele Boğazını bizim o savaştığımız bütün o savaş gemileri ve devletler geldiler ve Marmara'da demirlediler 16 Mayıs 1919 ve Atatürk Samsun’a geldi. 1 kişiye verilen yetki Çanakkale’nin geçilmesine yol açtı. Bir kişinin attığı bir imza düşman gemilerinin gelip Marmara’da demirlemesine yol açtı. Atatürk Samsun’dan Amasya’ya geçerken Amasya tamimi yayınlandı. Sonra Erzurum ve Sivas kongreleri hiçbirisinde tek adam yoktur. Neden tek adama yetki verilmiyor, çünkü akıl denen bir şey var. Akıl akıldan üstündür. Bir kişi yanılabilir, hata yapabilir. Benim görmediğimi herhangi bir vatandaşım görebilir. Şimdi biz bir anayasa değişikliği yapıyoruz. Bir kişiyi olağanüstü yetkilerle donatıyoruz bu değişiklikle" dedi.

SİYASİ AHLAK KANUNUNA İHTİYACIMIZ VAR 

Bu kadar yetki verilen başkanın hiçbir yerde hesap vermeyeceğini belirten Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:

"Evde bir karar alırken otururuz konuşuruz, çocuklar büyükse onların da görüşünü alırız. Bunlar yok arkadaşlar. Bir ailede olan danışma bir devletin yönetiminde yoksa, orada devlet yoktur. Rejimi değiştirelim mi değiştirmeyelim mi bu da tartışılabilir. Bana sorarasanız bu günkü rejimde hatalar var mı eksiklikler var mı, var tabi. Söyleyeyim bir siyasi ahlak kanununa ihtiyacımız var. İhale takipçisinin Meclis'te ne işi var. Yolsuzluk yapanın Meclis'te ne işi var. Siyasi ahlak kanunu çıkmak zorundadır. Sayın Davutoğlu çıkaracaktı görüşbirilğine vardık, ama ömrü yetmedi. Sen misin siyasi ahlak kanunu çıkaran, kapının önüne koydu. İki yüzde 10 seçim barajı doğru değil. Niye yüzde 10 seçim barajı. Bir parti yüzde 9, 99 oy alsa dahi bir milletvekili meclise gelmiyor. Niye gelmiyor? Biz ne diyoruz yüzde 1 oy alan partinin genel başkanı meclisi gelsin. O da çıksın kürsüden konuşsun milletin kürsüsü değil mi? 1 milyon oy almış meclise bir milletvekili sokamıyor, olmaz yanlıştır. Hem milli irade, diyeceksin hem de önüne duvar öreceksin.”

ÜLKEMİZİ SOKAKTA BULMADIK

Yüzde 10 seçim barajını Kenan Evren ve arkadaşlarının getirdiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Onlar kimdi darbeciydi. Şimdi darbe kanunları savunmak ne demektir. Darbeciliği savunmak demek değil midir. Biz karşı çıkıyoruz çünkü biz darbe istemiyoruz. Bu ülkede bu millet kendi kaderini tayin etmelidir. Türkiye öyle çok rahat kurulan bir ülke değildir. Biz ülkemizi sokakta bulmadık. Hepimizin oturup yeniden düşünmesi lazım. Bu günkü sistem içinde en temiz en güzel seçim en demokratik seçim, muhtar seçimleridir. Muhtar çıkar mahalleye veya köye der ki ‘Ben adayım’ vatandaşlar gelirler muntarını seçerler. Milletvekiliği seçimlerini millet mi yapıyor hayır arkadaşlar. O da bir darbe yasası ile geldi. Sizin önünüze siyasi partiler liste koyuyorlar. Bunlara oy vereceksiniz diye. Siz miletvekilini seçmiyorsunuz. Siz listeyi seçiyorsunuz. Bu doğru değil" diye konuştu.