BIST 9.722
DOLAR 32,54
EURO 34,83
ALTIN 2.439,25
HABER /  GÜNCEL

Serhat Tuğan'ın annesi: Bu ölümden beterdir!

DGM kararıyla 24 yıldır cezaevinde olan Serhat Tuğan'ın yeniden yargılama isteyen ailesi İnternethaber'e konuştu.

Abone ol
H. KÜBRA KOCAOĞLU
TWİT-ÜL HAVADİS

Kime gittilerse elleri boş dönen Serhat Tuğan'ın ailesi son çare olarak Twitter'da bir kampanya başlattı. Serhat Tuğan'ın ailesi ile 24 yıldır hukuken verdikleri mücadeleyi ve yaşadıklarını konuştuk. Konuşurken gözyaşlarını tutamayan anne Semiha Tuğan "Bir insan 24 yıldır güneşi görmeyince, dünyayı görmeyince ne olacak? Bu ölümden beter. Benim oğlum haketmemişti o cezayı, hakettiği cezayı verselerdi" diyor. 
 
Anne Semiha Tuğan, baba Hafız Tuğan ve abla Rojbin Tuğan'la yaptığımız söyleşiye geçmeden önce kısaca Serhat Tuğan'ın başından geçenleri hatırlatalım...
 
16 yaşında bildiri dağıtmaktan tutuklanan Serhat Tuğan, 10 ay Diyarbakır Cezaevi'nde kalır. Cezaevinde gördüğü işkenceler ve sonrasında yaşadıkları neticesinde dağa çıkar. 2 yılı doldurmadan yakalanır. Serhat Tuğan'ın 24 yıldır cezaevinde olmasına neden olan olay da o zaman yaşanır. Serhat Tuğan 2 korucuyu öldürmekle suçlanır. Tuğan'ın ailesi bir isim benzerliğinden dolayı, onun işlemediği bir suç nedeniyle 30 yıla mahkum olmasına isyan eder. Hem avukatı hem de ablası olan Rojbin Tuğan, yıllarca bunun hukuk mücadelesini verir fakat bir sonuç alamazlar. Aile sonunda çareyi Twitter'da arar. Twitter'da Serhat Tuğan adına bir kampanya başlatan aile, seslerini daha güçlü bir şekilde duyurmaya çalışıyor. 

TWITTER'IN ETKİSİ 
 
Twitter'da başlattıkları kampanyanın etkisini sorduğumda Rojbin Tuğan "İşin doğrusu biz bu kadar ummuyorduk. İnsanlar bizim hikayemizi duyduğunda, çok etkileniyorlar. Bu sadece Serhat'ın değil bir sürü insanın içinde bulunduğu bir mağduriyet " diyor.  

rojbintugan.jpg 
 
Serhat Tuğan'ın 24 yıldır cezaevinde olması aileyi nasıl etkiledi?
 
Rojbin Tuğan: Her birimiz bir biçimde tarumar olduk. Hepimizin hayatı mahvoldu, annem, babam, kardeşlerim. Hep eksik olduk. Kendi hayatımız olamadı, sofraya her oturduğumuzda hepimiz ağlayarak oturduk. 
 
Semiha Tuğan:  Acaba onların vicdanları rahat mıdır? Haftada bir gün 10 dakika konuşuyoruz. Serhat yıllardır her dakika gözümüzün önünde. Acaba bugün ne yedi, ne yapıyor? Kaç zindanları gezmişiz yıllardır. Kışın, hasta...   Hakkari nerde Bursa nerde. 
 
Hafız Tuğan: Yalnız bırakmak istemedik, gittiği her yere biz de gittik. 

 OĞLUM BU CEZAYI HAKETMEDİ
 
Tekrar tekrar oğlunun bu cezayı haketmediğini söyleyen anne Semiha Tuğan, umudunu en çok Recep Tayyip Erdoğan'a bağlamış. Oğlunu gözyaşları içerisinde anlatırken, "beklemekten yorulduk" diyor:
 
Keşke şimdi birileri gidip Hakkari merkezden köylerine kadar biz hangi insana zarar vermişiz, biz ne yapmışız insanlara bir sorsa. Serhat çok yardımseverdi. Gece otobüs firmasında koltuğun üstünde uyuyan birini tutup eve getirirdi "yazıktır" diye. Şimdi 24 yıldır içerde. Benim oğlum haketmemişti o cezayı, hakettiği cezayı verselerdi.
 
serhattugan2.jpg 
Orada gezmiyor, güneşi görmüyor. Bir insan 24 yıl güneşi görmeyince, dünyayı görmeyince, ne olacak? Hastalanır. Dizleri ağrıyor, dişi kalmamış. Bu ölümden de beterdir. İnsanlar bile bile o cezayı çektiriyorlar ona. DGM savcısı, hakimlerini Allaha havale ediyorum. Bunun karşılığını kim verecek?
 
Biz Kürt olduğumuz için mi yaşıyoruz bunları? Başka bir hatamız yoktur. Biz insanları severiz, kimseye kötülüğümüz dokunmadı. Çocuklarımızı iyi yetiştirdik, okuttuk. Serhat okumamıştı, o da zindanda okudu. Okuluna devam ediyor. Ne yapalım?

Bu çocuklar bir sineği bile incitmemişler. (Ağlıyor)

ERDOĞAN'DAN ÇOK UMUTLUYDUK 
 
Bizim kimseye öfkemiz, kinimiz yoktur ama bizi duyan insanların vicdanına bırakmışız. 
 
Biz hepimiz çok umutluyduk Erdoğan'dan. Erdoğan kaç yıl önce TRT ŞEŞ'i açtı, hepimiz çok sevindik. Bizim için değil, çocuklar için. Çocuklar izlesin, öğrensin...
Attığı adımlar hepimize umut veriyordu ülke için. Yasal adımları sevinçle karşılıyorduk. Serhat ve onun gibi diğer çocuklar annelerine kavuşur diye umutlandık. Ama biz beklemekten yorulduk. 

 YENİ TÜRKİYE BÖYLE İNŞA EDİLEMEZ
 
Yaşanan hukuksuzluğu anlatmak için çok fazla yer gezdiğini söyleyen baba Hafız Tuğan da devletin bu konuya adeta kulaklarını tıkadığını ifade ediyor:
 
Devlet sağır sultan; ne görmek ister, ne duymak ister. Benim oğlum tabi ki AK Parti döneminde bu hukuksuzluğa maruz kalmadı. Sayın Erdoğan, bu tür çağ dışı yasaları kaldırdı. Fakat izlerini de silmesi lazım. Eğer yeni Türkiye'yi inşa edecekse, bu sıkıntılar varken Yeni Türkiye inşa edilemez. 
 
Bu değişmediği sürece ister istemez biz, Kürt olduğumuz için cezalandırıldığımızı düşünüyoruz. Bunu bu şekilde değerlendirmek zorunda kalıyoruz. Başka bir neden olamaz, biz bu ülkenin insanıyız, bu ülkenin vatandaşıyız. Bu hukuksuzluğu mutlaka ortadan kaldırmaları lazım. 
 
Gelip geçen iktidarlar adeta bu konu dairesinde hukuku katlettirdiler. Biz bir hayli yer gezdik, bu konuda "bu çocuğa haksızlık yapıldı bakın" dedik. Bir hakim bana; "Hafız Bey, bunu fazla kurcalama, senin oğlun bu cezayı haketmiyor fakat ben bunu sadece burada söyleyebilirim" dedi. 
 
"MİRZABEYOĞLU'NU GÖREN DEVLET BENİ DE GÖRÜYOR"
 
Ailesi Serhat Tuğan için dışarıda verdikleri mücadeleden yılmamış fakat ablasının dediğine göre Serhat Tuğan artık umudunu kaybetmiş. Salih Mirzabeyoğlu'nun tahliyesi yeni bir umut kaynağı olmuş Rojbin Tuğan'a. Soluğu hemen cezaevinde, Serhat'ın yanında almış. :
 
serhat-tugan.jpgKardeşime Mirzabeyoğlu'nun ardından yeniden başvuru yapacağımı söyledim. Bana "Hayır, Mirzabeyoğlu'nu çıkartan devletin benim de burada olduğumdan haberi var. Yani sen başvurduğunda da başvurunu reddeceklerdir" dedi.  Annemin dediği gibi umutlarını her kapıdan kesmiş durumda. Ve bize de şunu söylüyor: "Umutlu olmayın artık, kabul edin". 
 
Verdikleri mücadelenin siyaset üstü bir hukuk mücadelesi olduğunun altını kalın çizgilerle çiziyor Rojbin Tuğan ve herhangi bir siyasi çekişmeye bu mücadelenin malzeme edilmesini istemediklerini vurguluyor. Bunca zaman tek beklentileri; "devletin kendi hatasını farkederek, dosyayı yeniden ele alması" olmuş. "Kesinlikle af istemiyoruz" diyor ve devam ediyor:

Benim annem, babam hukuksuzlukla yaşaya yaşaya hukuğu da öğrendiler. Örgüt üyeliğiyse, tamam örgüt üyeliğinden cezasını verdiniz. Yatacağı en fazla 9 yıl. 15 yıldır fazladan  içerde yatıyor benim kardeşim. 16 yaşındaki bir çocuk örgütün komuta kademesinde nasıl yer alabilir? Örgüt kurucuları bile 21 yıl yatıp çıktı. 
 
Biz kesinlikle af istemiyoruz, yeniden yargılama istiyoruz. Devlet, Serhat'la birlikte hepimizi cezalandırdı. Böyle bir yanlışlık yapıldı, bir insanın 24 yılına mal oldu. Buna rağmen biz hala bu devlet "belki..." diyoruz.
 
Bizim mağduriyetimizin sebebi, sizlerinde bir zamanlar mağduru olduğunuz zihniyet. Yani kendini kuruluşundan itibaren ülkenin yegane sahibi ve mümessili sayan zihniyettir. Bu ülkede Kürt sorununun bu kadar kökleşmesinde, herkesin bin parçaya bölünmesinde bu zihniyetin payı oldu.

DEVLET BİZİ UTANDIRSIN DİYE BEKLEDİK 
 
serhattugananne.jpgBu hafta başvurusunu yapacağız fakat bekledik. Belki, derler ki ; "bu çocuk 24 yıldır cezaevinde dosyasına bir bakalım ne var?" Bizim gönlümüzden geçen bu soruna dikkat çekmekti. Sayın Cumhurbaşkanımız; "Ben bir metropolün belediye başkanıyken bir şiir yüzünden devlet bana acımadı, beni 4 ay cezaevine attı. Bana bunu yapan zihniyet acaba garibanın evladına ne yaptı?" der diye bekledik. AK Parti hepimiz için geçmişle yüzleşme anlamında, eski Türkiye'yle hesaplaşma anlamında umut olan bir partiydi. Biz bunu bekliyorduk. Serhat ve Serhat gibi yüzlerce mağdurun da görülmesini bekliyorduk. Mirzabeyoğlu çıktığında da çok umutlandık. Olmadı. 
 
Devlet babamı çocuklarıyla cezalandırdı. Babam eline silah almış bir insan değil. sadece söylediği şey: Kürdüm. Biz PKK olmadan önce de vardık, Kürttük. Onlar bizden sonra geldiler. Bizim evimizde Kürtçe çok normal çok doğaldı. Başka bir dil gibi konuşulmazdı. Ya da annemiz babamız demezdi bu Türkçedir, bu Kürtçedir. Annem bize ; burası ev, evde bu dili konuşacaksınız, şanslısınız okula gittiğinizde ikinci bir dil öğreneceksiniz. Yani bize o ağır travmaları yaşamamamız için annemiz babamız çok da gayret gösterdi. 
 

Biz istiyoruz ki bu davaya Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Bahçeli herkes ilgi göstersin. Çünkü hukuk hepimize lazım. Sayın Cumhurbaşkanının yargılandığı DGM tarafından mağdur edildi benim kardeşim.

Sonuçta hepimiz bu sistemin bozukluklarının mağduruyuz. 

 
ONU SEVDİĞİ BİR KIZLA EVLENDİRECEĞİZ
 
"Serhat bu defa çıksa onunla ilk ne yapmak istersin?" diye soruyorum Semiha anneye.

Ziyaretine gittiklerinde Serhat Tuğan " ben eve gitsem annem bana dolma yapar" dermiş. Onu hatırlatıyor "dolma yaparım" diyor.

Hafız Tuğan ise "ilk düşündüğümüz konu evlendirmektir" cevabını verince, Semiha anne "onu sevdiği bir kızla evlendireceğiz" deyip, dalıp gidiyor...

SERHAT TUĞAN'IN SİLAHI İÇİN VERİLEN BALİSTİK RAPORU:

Serhat Tuğan, örgüt üyeliği ve iki korucuyu öldürmekten  yargılandı. Fakat devletin verdiği balistik raporunda silahın bölgedeki herhangi bir olayda kullanılmadığı yazıyor. 

rapor.20150320035518.jpg

rapor2.jpg