BIST 9.532
DOLAR 32,49
EURO 34,75
ALTIN 2.490,13
HABER /  EKONOMİ

Seçime sayılı günler kala yeni saldırı Erdoğan'ın danışmanı açıkladı

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Cemil Ertem, döviz kurunun ardından seçime sayılı günler kala Türk bankalarının hedef alındığını yazdı. Ertem, saldırının nedenlerini bugünkü yazısında aktardı.

Abone ol

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Cemil Ertem, Star gazetesinde "Saldırının nedenleri ve su yüzündeki gerçekler..." başlıklı yazısında ekonomi gündemine ilişkin çarpıcı tespitlerde bulundu. Seçime beş kala Batılı derecelendirme kuruluşlarının, Türk bankacılık sistemini hedef almasına değinen Ertem, ilk olarak bankacılık sisteminin mevcut durumunu paylaştı:

BANKACILIK SİSTEMİNİN SON DURUMU
"Bankacılık sektörünün 2018 için beklenen öz sermaye kârlılık oranı yüzde 14.80’dir. Bu son beş yılın en iyi oranıdır. Şu anda bu oran 16.3’tür. Sermaye yeterlilik oranı ortalaması da 2017 yılı için 16.8, şu an 16.4'tür. Çekirdek sermaye rasyosu da 14’tür. Kredilerin takibe dönüşüm oranı da 2017 yılında yüzde 3.0 iken, şu anda bu oran 2.8’e inmiştir. Kaldı ki 2017 yılında başlayan KGF uygulaması banka sisteminin bilançosunda alacak tarafını güçlendirmiştir. Son iki yılda Türk banka sisteminde görülen tek olumsuzluk mevduatın krediye dönüşüm oranının bozulmasıdır. 2017 yılı için yüzde 126.5 olan bu oran 2018 yılında düzelmeye başlamış ve 124.4 oranına gerilemiştir."

Ertem bu açıklamalardan sonra derecelendirme kuruluşlarına "Bu oranlar uluslararası bütün regülasyonları karşıladığına göre, bu operasyonları hangi saikle yapıyorsunuz?" diye seslendi.  "Peki, tam da şu günlerde Türk banka sistemine dönük bu saldırının asıl amacı ne" diye soran Ertem, yanıtını böyle veriyor: 

SALDIRININ İKİ NEDENİ VAR
"Bunun iki amacı var; birincisi tabii ki banka sistemine dönük bu saldırı Türkiye ekonomisine dönük saldırının bir parçasıdır. Seçimlere az bir süre kala Türkiye’yi kur-faiz tuzağına sokup, ekonomide kriz algısını oluşturmaya çalışıyorlar. Bunu biliyoruz ve biz bu saldırıları bekliyorduk. Bu konuda ilgili kurumlarınız gerekli önlemleri aldılar ve seçim sonrası bu algının nasıl tersine döneceğini göreceğiz. Türkiye ne İtalya ne de Arjantin’dir. Bunu herkes yaşayarak görecek.

Türk banka sistemine saldırının ikinci temel nedeni, Türk bankalarına Batı kökenli banka ve finans kurumları dışında da ortak olma ya da satın alma taleplerinin gelmeye başlaması ve özellikle başta Çin olmak üzere, hızla gelişen Asya finans piyasalarının ve banka sisteminin Türkiye’ye gelmek istemesidir. Örneğin, bu ipliği pazara çıkmış derecelendirme kuruluşları Türk banka sistemine saldırırken, Çin’in ve dünyanın en büyüklerinden olan Bank of China, BDDK’dan gerekli izinleri alarak, geçen ay resmen faaliyete başladı. Körfez'den gelen talepleri ve burada devam eden satın alma sürecini ise biliyoruz.

Türk banka sistemi, 2001 krizinden sonra sağlamlaşarak küreselleşti ancak içi boşalmış Avrupa bankalarının krizini de içeriye hiç bir zaman taşımadı. Çünkü burada ilgili kurumlarımız çok dikkatli davrandı. Şimdi hem defter değeri olarak hem de kârlılık olarak çok avantajlı olan sisteme, güçlü Asyalı gruplar giriş yapacaktır. Bunun işaretlerini görüyoruz ve müjdesini ben şimdiden vereyim. Bugün bu derecelendirme kuruluşlarının tam da bunu engellemeye çalıştığını söylemeliyiz. 

Ancak bunlara rağmen, Türkiye enerjiden sonra da banka ve finans alanında da Asya’nın gücünü Batı’ya taşıyan bir köprü olacaktır. Sefalet içinde yüzen, 2008 kriziyle çoktan çöp olmuş, çürüyen sermayenin temsilcisi derecelendirme kuruluşlarından bu gerçeği anlatmasını beklemiyoruz zaten ama bunu engellemek istediklerini de biliyoruz."