BIST 9.468
DOLAR 32,60
EURO 34,81
ALTIN 2.497,16
HABER /  DÜNYA

Savunma sanayisi yoksa tam bağımsız olunmaz

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, 2014’te Türkiye’nin savunma sanayi yatırımları ve durumuna açıklık getirerek, “2014 yılında seri üretime ...

Abone ol

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, 2014’te Türkiye’nin savunma sanayi yatırımları ve durumuna açıklık getirerek, “2014 yılında seri üretime geçilecek. Savunma sanayi yoksa tam bağımsız olunamaz” dedi.
Savunma ve Havacılık Sanayi İhracatçılar Birliği, Türkiye İhracatçılar Meclisi, Ekonomi Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı ve Savunma Sanayi Müsteşarlığı işbirliği ile Bolu’da düzenlenen “Savunma ve Havacılık Sanayi Vizyon Buluşması” toplantısının son gününe Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz da katıldı. Karacasu beldesinde bulunan Gazelle Otel’de düzenlenen toplantının ikinci gününde savunma sanayi alanındaki ihracat ve ithalat durumları ele alındı. Toplantı sonunda gazetecilere açıklamalarda bulunan Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, 2014’te Türkiye’nin savunma sanayi yatırımları ve durumu hakkında bilgiler aktardı.
Savunma sanayisinin bir ülkenin olmazsa olmaz sektörü olduğun söyleyen Bakan Yılmaz, “Eğer savunma sanayiniz yoksa tam bağımsız değilsiniz. Savunma sanayiniz yoksa, ordunuz güçlü değildir. O zaman devletiniz de toplumunuz da güçsüzdür. Savunma sanayiyi tam bağımsızlığın olmazsa olmazı kabul ediyoruz. Bunun için son 10 yılda savunma sanayiye destek verdik. Bir ürünü elde edebilmek için en az 5-7-10 yıl gerekir. Özgün ürünleri çıkartamazsanız savunma sanayide varım diyemezsiniz. 25 yıl önce Türkiye’nin savunma sanayi ürünü var mıydı? Yaşı 50’den daha fazla olan bir savunma sanayi şirketi var mı Türkiye’de? Hükümetimizin savunma sanayine vermiş olduğu destekle iyi bir noktaya geldik” ifadelerini kullandı.
Savunma sanayide yıllık ihracat ve hedefledikleri ihracat rakamlarını da açıklayan Milli Savunma Bakanı Yılmaz, “Yıllık ihracatımız bir buçuk milyar dolar civarı. Cirosu yaklaşık 4 milyar dolar civarında. Hedefimiz var. Yakalar mıyız? 2013’te 500 milyar dolar Türkiye’nin genel ihracatı olacak. Bu 500 milyar dolarlık ihracat içinde 25 milyar doları biz savunma ve havacılık sektörüne ayırıyoruz. Biz bunu yakalar mıyız? Yakalarız diye düşünüyoruz. Savunma sanayinin şu bakımdan zorluğu var. Ürününüzü üretiyorsunuz ama siyasi destek görmediğiniz zaman bunu bir ülkeye de satamıyorsunuz. Tek başına teknik yönden yeterli olması yetmiyor bir de lider ülke fonksiyonunuzun olması lazım. Türkiye bu lider ülke pozisyonu ile Afrika’da, Ortadoğu’da ve Türki Cumhuriyetler ve Balkanlar’da kendi özgün ve yüksek teknolojiye sahip ürünleriyle bu coğrafyada ürünlerini pazarlayabilir durumdadır. Pazarlama ne bakımdan önemli? Eğer sadece TSK ve EGM ve JGK’nın ihtiyaçlarına yönelik üretim yaparsanız bunların ihtiyacını karşıladıktan sonra durusunuz. Bu sektörü canlı kılmak için ihracat odaklı olması lazım. Biz de bunu sağlamak için özel sektörümüzle el ele çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
2014 yılında seri üretime geçecek olan silahlar hakkında da bilgiler veren Bakan Yılmaz, “Atak helikopterimiz teslim aşamasında. ANKA seri üretime geçti, kararı alındı. 2014’te teslime başlar. Şuan bir tanesi Batman’da silahlı kuvvetlerimize hizmet eder vaziyette. Milli piyade tüfeğimiz 2014’ten itibaren Mehmetçiğimize teslim edilecek durumdadır. TSK’ya 2014’te 35 bin olarak belirlendi. Bunun dışında özel sektörümüzün çalışmaları var. ANKA insansız hava uçağımız var ama özel sektörün üretmiş olduğu ve ANKA ile eşdeğer diyelim. Platformlarda insansız hava araçları olunca bunlardaki portföyümüzü, yelpazemizi genişleteceğiz. 2015’ten sonra 2016-17’den sonra hem Altay tankımızı, hem Hürkuş’umuzu, eğitim uçağımızı, hem eğitim hem de silahlı hale getiriyoruz. ANKA’yı hem gözetim hem silahlı hale getireceğiz. 2017 sonrasında Türkiye savunma sanayi alanında ihtiyacı olan her hususta iyi bir noktaya gelecek” ifadelerini kullandı.
Dost-düşman tanıma sistemi üzerinde çalışırken ölen ASELSAN mühendisleri içerisinde sadece bir tanesinin projede yer aldığını belirten Bakan Yılmaz, ölen diğer mühendislerin bu projede çalışmadığını ifade etti. Yılmaz, “Bu projeyle o çalışan arkadaşlarımızın hiçbir ilişkisi yok. Onu bir ayırmak lazım. Herkes bu ölen kardeşlerimizin, ölen, öldürülen, intihar eden veya ölümünden kuku duyulan kardeşlerimizin hakkında sadece bir tanesi Aselsan’da o projede çalışıyor. Geri kalan hiçbir tanesi Aselsan’ın alt yüklenicilerinde çalışmış ama Aselsan’da çalışan bir kardeşimiz vardı. Aselsan’da diğer vefat eden kardeşlerimizin bu projeyle Aselsan’la ve TÜBİTAK’la bağlantısı yoktu. Bir kişi Aselsan’daydı, o vefat etmiştir. Muhakkak ki hepsi çok değerlidir ama bu proje ondan bağımsız olarak tamamlanmış durumdadır. Dost-düşman ayırıcı sistem projesi tamamlandı” ifadelerine yer verdi.
Milli Gemi İnşa Projesi’nin Balyoz Davası’ndan ve sürecinden etkilenmesinin mümkün olmadığını belirten Bakan Yılmaz, şöyle konuştu:
“Hiç kimse vazgeçilmez değildir. Hiç kimse kendisini şey görmesin. Bu Türkiye çok büyüktür. Biri gider, biri gelir. Bir İsmet Yılmaz gider, bin İsmet Yılmaz gelir. Dolayısıyla o giden arkadaşlarımızın da yerine biri gider, bini gelir. Türkiye kişilerden bağımsız çok güçlüdür. TSK yine kişilerden bağımsız çok güçlüdür. Numune alımı yapıldı. Niye? TSK eğer bir ürünü kullanırsa bu güven verir. Neden? Bu TSK’nın gücünden gelir. Silahlı kuvvetlerde çalışan bir arkadaşın emekliliğinin gelmiş olması hiçbir şeye eksik olmaz.”