Savruk bir güzelliği vardır gitmelerin!
Savruk bir güzelliği vardır gitmelerin Devinim vardır içinde, yenilik
Daha iyi mi olacaktır, yoksa daha kötüsü mü bekler gidilen yerde, bilinmez.
Merak vardır bu yüzden de, heyecan
Ama gidebilmenin cesareti güçlendirir.
Yolculuğun hüznü ise cesarete karşı tatlı bir tebessümdür...
İş ya da özel, amacı her ne olursa olsun valiz hazırlarken geçer hep benzer düşünceler zihnimden. Hayat yolculuğunun da somut bir tezahürü oluverir üç-beş günlük seyahatler.
Enis Batur, Yolculuklar, yer değiştirmek, ufuk değiştirmek, hele böylesine uzun konaklamalar insanın prizmasındaki kromatik özellikleri, alışkanlıkları değiştiriyor der Paristeki günlerini anlattığı Kesif adlı güncesinde.
Yollar, pratik hayatta değiştirip dönüştüremediklerimiz için bize Hadi bir daha dene! der. Ya da Hayatın içinde nerdesin? Ne yapıyorsun? Gerçekten ne istiyorsun? diye sorar art arda.
Değişim işte o an başlar! Bunun için güzeldir.
***
Bu yoldan otuz yıl önce de geçtim,
Vagonda şarkılar vardı yine.
Sevgiliye sallanan mendil misali,
Bayrak gibi önümüzde duran şarkılar.
Vagonda şarklılar var yine,
aynı şarkılar,
gençliğimin şarkıları.
Otuz yıl sonra-Nazım Hikmet 1957 (Moskova-Bakü yolu)
***
Yollar ve gitme hali insanlık tarihinin bir parçası aslında. Önceleri temel ihtiyaçlarımızı karşılamak için düşmüşüz yollara. Sonrasında da dağların ardını, çöllerin, denizlerin ötesini merak ettiğimiz için.. Modern hayata geçene kadar her çağ ayrı bir keşif yolculuğu olmuş tarihin akışını değiştiren.
Günümüzde ise moda deyişle kişisel menkıbelerini yaşamak için düşülen yolların hayalini taşıyor modern insan; farkındalık seviyesini biraz daha yukarılara taşıyabilmek için!
Ama çoğu zaman bulmak için gidilen yolun aslında bir kaçış mı olduğunu sorgulamaksızın.
Şüphe yok, iyinin de sonu vardır, kötünün de.
Gök, bizim için gece gündüz yolcudur,
Döner durur.
Biri gitti mi izinden bir başkası gelir çatar.
Geçecek seferi nihayet bitiririz ama
Sonunda bitip tükenmeyen bir sefer gelecektir.
Sefername/Nasır-ı Husrev
Keşke hayat içinde de kolayca gerçekleştirebilsek değişimin gerekli olduğu zamanda gidebilmeleri... Kaçmadan arınmış gitmeleri başarabilsek
Ama aksine, çoğu zaman gitmeyi çok istememize rağmen kalmak zorunda oluyoruz ki!
Harekete geçmek için cesaret yetebilir mi tek başına?
Cevabını veremiyorum.
Ama bir gün bitip tükenmeyen bir sefer gelecek, öyleyse en azından denemeli diyorum