Sanatçılar bu kadar yalaka olmalı mı?

Seçim zamanı yaklaştıkça, sosyal medyada "Ben şimdiye kadar Erdoğan'a verdim ama, bu sefer Ekmeleddin'e verecccem" diyen çakma toplum mühendisleri de birer ikişer ortaya çıkmaya başladı.

Onları, "Ekmeleddin İhsanoğlu yüzde 60 alır" diyenler takip ediyor.

20 yıldır siyaseti yakından takip eden biriyim. Allah sizi inandırsın böylelerine ne anket sonuçlarını, ne de sandık sonuçlarını beğendirebilirsiniz. Hoşlarına gitmeyen tüm anketlere, "Şişirme", derler. Sandıktaki sonuçları görünce 20 günlük bir deprasyon süreleri vardır. Ancak o 20 günün sonunda konuşabilirler ve söyledikleri ilk söz, "Hile yapıldı" olur.

Dikkatle takip edin.

10 Ağustosta'da aynısını söylemezlerse ben de Süleyman değilim. Oysa yaşanan tamamen muhalefetin başarısızlığıdır.

Yani Allah aşkına!

Sen hem AK Parti seçmeninin makarnacı olduğunu söyleyeceksin. Hem de makarna yiyen adama, "Al makarnanın yanında ekmek de ye" diyeceksin.

Bakın bu sözü söyledim diye birileri çıkıp, "Sen ne biçim adamsın, nimetle şaka olur mu?" diye saldıracak. Daha önce de Ekmeleddin İhsanoğlu seçiminin yanlış olduğunu söylediğimizde, "Sen Ekmeleddin İhsanoğlu ismiyle dalga mı geçiyorsun" diyenler olmuştu.

Oysa ki Ekmeleddin İhsanoğlu'na birşey diyen yok. "Onu aday olarak gösteren CHP, MHP ve cemaat ittifakı olunca insanın eli oy pusulasına gitmiyor" demeye çalışıyorum sadece...

Şimdi de Erdoğan'ın vizyon toplantısına giden sanatçıları hedef tahtasına oturtmuşlar. Neymiş efendim, bunlar vatan haini ve yalakaymış! Hepsi film kaset vs. gibi işlerinde destek almak için Erdoğan'ın yanında toplanmışmış!

Tam bir linç kampanyası yürütüyor PC eylemcileri!

Şafak Sezer ve Hande Yener Gezi olaylarına destek verirken dünya starıydı. Erdoğan'ın yanına gidince bir anda yalaka oluverdiler.

Kemal Kılıçdaroğlu ile buluşan ve Cumhurbaşkanı adayını tarif eden sanatçılar vatanperver, Erdoğan'la buluşan sanatçılar hain ve yalaka...

Bu CHP'lilerin ve beyni geziye çıkmış olan entellerin hep bir bahanesi vardır zaten.  Fakiri oy verir "makarna ve kömür içindi" derler. Zengini oy verir, "yalaka ve hain" derler. Köylü oy verir "cahil çoban" derler.

Beyaz türk kibrini aşamayan, değişimi ve yeniliği ıskalayan, toplumun gerisinden gelen, buğz ve kin dolu yazarlar, sanatçılar ve şahsiyetlerini normal hayatta kazanamamış sanal hayatta tutunmaya çalışan tiplerdir bunlar.

Laf ebeliği ve klavye şovalyeliği onlardan sorulur.

Bunlara göre ülkedeki sanatçılar, Müjdat Gezen, Tarık Akan, Levent Kırca, Edip Akbayram, Mehmet Ali Alabora, Fazıl Say ve Levent Üzümcü gibilerdir.

Diğerleri yalaka ve vatan haini...

Oysa aşağıladıkları sanatçıların tek suçu, ülkesinin başbakanının davetine icabet etmek. Onların sanatçı kabul ettiği isimler gibi "Haydi ortalığı yakın, yıkın, yağmalayın. İktidarı devirin ve Başbakan'ı ölü ya da diri koltuktan indirin" dememişler.

O sanatçılar kendilerinin yaptığı gibi Almanların kumanyası, İngilizlerin medyasıyla bir olup yakıp yıkmamış ya...

Suçları bu! O sanatçıların da çok umurundaydı sanki bu faşist kesimin gözünde hain ve yalaka ilan edilmek...

Gezi'de özgürlük yok diyorlardı. Özgürlükten anladıkları şeyin ne olduğunu şimdi tek tek sergiliyorlar.

Faşizme demokrasi, vesayetçiliğe parlamenter sistem, darbe düzenine hukuk devleti, asimilasyona birlik ve beraberlik, toplumsal tercih düşmanlığına da laiklik demek onların özgürlük anlayışının temelini oluşturuyor işte görüyorsunuz.

Oysa bize demokrasiyi nasıl anlatıyorlardı? "İnsanlar düşüncelerini, inançlarını açıklamakta özgür, diledikleri siyasi görüşe destek vermekte hür ise buna demokrasi denir" diyorlardı.

Şimdi ne diyor?

"Tarih bu sanatçıları hainlikleriyle anacak!"

Asıl o tarih sizleri zavallı olarak anacak tahammülsüz, ideoljisiz, hırpıtlar topluluğu... Siz böyle gayri ahlaki davrandığınız müddetçe; AK Parti'nin bittiğini görmeye  Şafak Sezer'in torunun oğlunun bile ömrü yetmeyecek...

Hele bir kesim var ki inanamazsınız!

Orhan Gencebay, Zerrin Özer, Hülya Koçyiğit gibi sanatçılara, "Onlar da sanatçı mı be" diyebiliyor.

Babası ağaçta portakalken bu isimler sanatçıydı, kalkmış laf ediyor. Ulan hakikaten batsın bu dünya be!

Mustafa Sandal'ı, Hande Yener'i, Şahan Gökbakar'ı sanatçıdan saymayanlar da var. Sanatçılara bakıyorsun, hepsi 90'lı yıllarda parlamış isimler. Eleştirene bakıyorsun, en olgunu 95 doğumlu...

Biri de çıkıp, "Yahu onlar sanatçıyken sen kakanı köfte sanıyordun hobbit boylum" demiyor.

Çoğunluğu "Bu sanatçıların tamamını toplasan bir Fazıl Say etmez" diyor ki ben sadece işte bu kısmına katılıyorum. Bu ülkedeki tüm sanatçıları toplasanız Fazıl Say'ın eline su dökemez...

O'nun kadar çukurlaşmak için özel bir çaba lazım.