BIST 9.717
DOLAR 32,53
EURO 34,91
ALTIN 2.438,69

Sanat alanında “hakemli dergiler” …(20)

MEB, YÖK, Üniversiteler, Sanat alanı, hakemli dergiler,Sanatçılar, Konservatuarlar, GSF ler, Müzik Öğretmenliği ABD ler

                “Mustafa İnan ölümünden dört yıl sonra bilim hizmet ödülü alıyordu. Ödülün üstünde “İTÜ’nde 1944’lerde başlayıp, 1967’de vefatına kadar tatbiki mekanik dalındaki bilimsel çalışmaları, eşsiz hocalığı ve çok sayıda genç araştırıcı ve bilim adamı yetiştirmek sureti ile modern anlamda bir ekol kurmuş olmasını dikkate alarak 1971 Yılı Hizmet Ödülü’nün verilmesini kararlaştırmıştır” yazıyordu. “Ekol kurmuş ne demek? diye yavaşça sordu esmer delikanlı.”Anlatması uzun sürer. Gerçekten merak ediyorsan sonra konuşuruz” Cumhurbaşkanı kürsüye yaklaştı, bu sırada; merhum Mustafa Hoca’nın eşi Jale İnan’a ödülü verirken, “Bunu Mustafa İnanın kendisine vermek isterdim.” Dedi. “Size vermekte biraz olsun teselli buluyorum.”......”Mustafa İnan doktorasını yaparak İsviçre’den döndüğü zaman Yüksek Mühendis Mektebi’nde Teknik Mekanik ve Mukavemet muallim muavinliğine tayin edilmişti. Aynı yıl, yani 1944 de Yüksek Mühendis Mektebi’nin Istanbul Teknik Üniversitesi olması üzerine doçentliğe getirildi. Aslında Mustafa İnanın doçentliği, bir bakıma çok eskiydi. Daha öğrencilik yıllarında, üçüncü sınıfta olduğu sırada Mustafa’yı çok seven Matematik profesörü Kerim Erim, onu “doçentim” diye tanıtıyordu öğretmen arkadaşlarına. Sonunda Mustafa İnan gerçekten doçent oldu; ama şartları görünüşte pek değişmedi;asistanlarıyla birlikte oturduğu küçük “Mekanik Odası’nda çalışmaya başladı. Oysa İsviçre’de doktora yaparken şartlar ne kadar başkaydı. Zürich Teknik Üniversitesi’nin geniş laboratuvarlarında yıllarca deney yaparak geliştirmişti doktorasını. Burada laboratuvar filan yoktu, herkese bir oda bile yoktu. Adı değişmişti, ama mühendis mektebiydi henüz burası. Oysa Mustafa İnan yeni bir hava getirmek istiyordu; mektebin Teknik Üniversite olmasını istiyordu, kürsüler kurulsun, araştırmalar yapılsın istiyordu. Öğretim üyeleri de araştırma işine alışmalıydı. O zamanlar Mustafa belki “ekol”un ne olduğunu pek iyi bilmiyordu;ama belki de ilk “ekol”ünü küçük mekanik odasında asistanlarıyla birlikte kurdu.....Bir yandan da üniversitede ilk seminerleri düzenlemeye başladı. Ve üniversitede ilk doktora yaptıran hoca oldu sonra. Hayatının sonuna kadar büyük bir titizlikle yürüttüğü uygulamalı mekanik seminerlerinde yalnız öğrencilere, asistanlara değil, hocalara bile bir şeyler öğretti.” (1)

            Üniversitelerimizin gelişimini ve hocalığını, çalışmanın, üretimin  önemini ilgili kitaptan alınan bu bölüm çok iyi anlatmaktadır.  Bugün bizde moda olmaya başlayan “hakemli dergiler” üzerinde durmaya çalışacağız.

             Hakemli Dergiler- İnternet Dergiciliği; Son yıllarda gelişen ve geliştikçe kuralsızlığa doğru giden bir alan!.. Gerçekten bir derginin çıkarılması maddi ve manevi olarak kolay değildir. Her sayıya aynı kalitede yazı bulmak, bunları kontrol etmek, düzenlemek zor iştir. Yazılardan imza sahipleri sorumludur demekle iş çözülmeye çalışılmaktadır ki son derece yanlıştır. İçi boş bir yazıyı yayınlamak ta sorumluluktur. Ülkemizde araştırmacılık hala yerine oturtulamamıştır. Biz incelediğimiz dergilerden çıkardığımız sonuçları sorular halinde vermek istiyor, görüşlerinizi bekliyoruz…

Her kişi veya akademisyenden hakem olur mu?

Makalesi, kitabı olmayan  hakem olur mu?

Literatürü takip etmeyenlerden hakem olur mu? (Bu arada belirtelim hakemli dergide hakem olmanın da  yayının da unvan almada oldukça iyi puanı var)

Hakemli dergide yazılar için kurallar belirtilmez mi?

Bir dergi sahibi, istediği kişiyi/kişileri hakem yapabilir mi?

Bunların bir kıstası yok mu?

Bir sempozyumda verilen bildiri, sunulduğu yer belirtilmeden “makale” olarak yayınlanabilir mi?      Hakemli dergide yayınlanan yazıda; paragraflar arasında kopukluk veya paragraf içinde cümle bozuklukları olabilir mi?

Hakemli dergilerde  yayının dipnotları, kaynakçası yanlış yazılabilir mi?

Hakemli dergide kaynakçasız ve dipnotsuz yayın olabilir mi?

Bir konu, hakemli dergide 4-5 paragrafla anlatılabilir mi?

Alanda hakem belirtildiği halde, haberi olmadan, olur alınmadan yazı basılabilir mi?

Hakemlere sormadan hatır için yazı basılabilir mi?

Parayla hakemli dergide makale yayınlanabilir mi?

Bunlar gerçek ve yapılıyor ise;

Alanımızda –güvenilir- ulusal hakemli dergi neden yoktur?

Bu bilimsel yanlışlıkların sorumlusu kim olacaktır?

Yükselme sınavlarında YÖK tarafından oluşturulan jüriler mi?

Dergi sahipleri mi?

Editörler mi?

Hakemler mi?

Yazı sahibi mi?

Ses çıkarmayan okuyucu mu?

Yoksa!..

Acaba YÖK’nun;

Üniversitelerin veya ilgili kuruluşların; sempozyumları ve hakemli  yayınları kontrol eden bir birimi var mıdır?

Bu güne kadar yapılmış bir işlem var mıdır?

Unvan dosyaları bir etik kurul tarafından kontrol edilmekte midir?

Yoksa sadece şikayet olduğunda mı gerçekler ortaya çıkarılabilmektedir?..bilinmemektedir....

Son söz: Ey etiklik, geldiysen iki kere vur!!!!

            (1)Atay, Oğuz; Bir Bilim Adamının Romanı;, İletişim yay. 57, Oğuz Atayın Bütün Eserleri 5, 24. Baskı, 2005,  İstanbul, sf:14-19

              GÜNCEL/ACİL:Konservatuarlarda görev yapan sözleşmeli sanatçı öğretim elemanları 2013 ARALIK TEŞVİK İKRAMİYELERİNİ HALA ALAMADILAR. Sorun, Sn. Çetinsaya döneminde alınan “listelerin YÖK Genel Kurulundan geçirilmesi” kararı…Bunun kırtasiyeyi artıracağını ve sanatçıların daha fazla mağdur edileceği söylemiştik, maalesef öyle oldu. (2014 Ocak teşvikleri nihayet –zamsız/faizsiz- geçen hafta ödenebildi.)  MEB, listeleri tamamlamadan –makamlar öyle istiyor- imzaya gönderemiyor, şu anda 3 veya 4 konservatuarın YÖK’ten listesi bekleniyor.2013 Aralık-2015 Şubat, az zaman değil….

           Ayrıca, sözleşmeli sanatçılar son akademik zamdan mahrum bırakıldılar. Ama, nedense akademik kabul edilip bilimsel/sanatsal çalışma istenebiliyor…Buna da bir çözüm bulunması gerekiyor...

Mesela;

Sözleşmelere bir madde konarak; akademik zam verilmesi gerçekleşir (o zaman akademisyen sanatçı olunur), ya da,

Sözleşmelere bir madde konarak; sözleşmeli sanatçıların teşvik kriterlerine bağlı olmadan teşvik  ikramiyesi verilmesi sağlanır.(Diğer bakanlık toplulukları/orkestraları v.b. gibi)

               Gelecek yazı: AK Parti’nin  “Yerel Yönetimlerde  Gençlik ve Eğitim Çalıştayı”…