Pişmanlıklar uğrasın semtinize!
Pişmanlık diye bir gerçek var hayatta. En çok da yokmuş gibi davrananların canını yakan!
Pişmanlık diye bir gerçek var hayatta. En
çok da yokmuş gibi davrananların canını yakan!
Pişmanlıklar uğrasın semtinize korkmayın!
"Hayatta hiç bir şeyden pişmanlık duymam" diyen, diyebilen modern pişkinliklerin esiri olmayın.
Pişmanlık aciz olabildiğini kabulleniştir, hata
yaptığını idraktir.
Pişmanlık "ben yanıldım" diyebilme
cesaretini, "sen mükemmelsin" dayatmalarının pompalandığı bu çağda
gösterebilmektir.
Hatayı kendine yakıştırmamaya programlanmış
benliklerin, önüne gelen her şeyi tüketmeye endekslendiği hap
zamanlarda yaşıyoruz.
Aceleci ilişkiler arasında savrulurken
ruhlar, iyiyi kötüyü ayırt etmeye çok da vaktimiz
yok.
"Değerli" olanı da değersiz
olanla birlikte yutup büyüyen devasa bir hortumun içinde
sürükleniyoruz adeta.
Ne bir sürüncemenin içinde
kalıyor, ne bir hesaplaşmanın artık
insanoğlu.
Durup da "ben ne yaptım" diyecek, haykıran
vicdanını iki dakika dinleyecek tahammül ne
mümkün.
"Oldu bittici" zihniyetin
prangaları takılmış bir kez ayaklarımıza.
Dün dünde kaldı cancağazım, bugün yeni şarkılar
söylemek lazım...
Amenna...
Ama her yeni şarkı, her defasında yeni bir
ben demekse; dönüp bir de geçmişe bakmak, geçmişi temize çekmek
gerekmez mi?
Bu da vakit kaybı öyle mi?
Veresiye defteri borçlarla dolup taşan bir
bakkal hesabıyla yeni bir deftere başlamak geçmişin borçlarını
ödemez dostum.
Gün gelip iflas bayrağını çektiğinde bir de
mahalleye, tam karşına bir AVM dikildiğinde "ben nerde hata
yaptım?" demenin faturasıdır o alacak verecek
defterin.
Pişmanlık bunun için iyidir.
Belki bir bakkal defterinin değil ama amel
defterinin teminatıdır.
Vicdanında duyduğun sızıyı dindirmediğin sürece,
insan olmanın hudutları içinde kalmaktır.
Vurdumduymazlığın Kaf Dağı'nda gezerken,
oturduğun "adam sendeci"lik tahtını sarsarak; o tahta nasıl
çıktığını, ne zaman çıktığını hatırlayan bir adama dönüşmektir
pişmanlık.
Pişmanlık kul olmaktır;
mükemmelin sadece yaradanı olduğunu
bilerek.
Hep daha iyiye giderken düştüğün kötü
çukurların ezberini yapmaktır ki, bir daha o çukurlara
düşmeyesin.
Pişmanlık kulluk kapısında bir payedir, insan
olanı Allah'a daha da yaklaştıran.
Pişmanlık tövbe denen o muhteşem kapının tokmağına uzanmaktır aslında.
Pişman olmayan insan hiç tövbe edebilir
mi?