BIST 9.446
DOLAR 32,59
EURO 34,81
ALTIN 2.497,31

Pişmanlık güzeldir

Pişmanlık, acıdır ama aynı zamanda hatanızı onaracak ateşin kıvılcımıdır.Her insan hata yapar, hata yapanların en akıllısı hatasını düzeltendir.

Pişmanlığın neresi güzel?

İnsan, hiç bir konuda pişman olduğuna sevinir mi?

Pişmanlığın ne faydası olabilir ki?

Kim pişman olmayı ister?

Hemen zihnimize bu tür ezber sorular gelebilir.

Hatta “Pişman olmak da bir erdemdir.” dersem herhalde, çoğu insanın tepkisi daha fazla artacak ve belki de; “Yok artık, daha neler!” kıvamında burun kıvıracaktır.

Oysa pişmanlık, sizi onaran bir duydur.

Çünkü ancak hatasını görebilen kişi pişman olur.

Ve hatadan dönmenin ön şartı pişmanlıktır.

Ancak pişman olduğumuz hatalarımızı düzeltiriz.

Pişman olmadıklarımızı yapmaya devam ederiz.

Bunun sebebi; ya hatalarımızı göremememizdir ki bu en masum olan seçenektir.

İkincisi ise yaşamımız boyunca bize en çok zarar veren ve tehlikeli olan seçenektir.

O da yapıtımız yanlışı “normal” görmemizdir.

Durun, daha burada bitmedi.

Bu “normal görme” tutumundan daha tehlikelisi var.

O da; o yanlışı yapmayı, “hak” olarak görmek.

Böylelerinin, artık çoğu insani duyguları yok olmuş demektir.

Bir kaç örnekle açıklayalım meramımızı…

Çok yakın bir arkadaşınıza, eşinize ya da annenize karşı önemli bir hata yaptınız ve onu üzdünüz.

Eğer hatanızı görüp fark ederseniz, pişman olup özür dilersiniz ve ilişkilerinizi onarırsınız. Pişman olmak, burada sizin özür dilemenizi sağlar ve bir daha o yanlışı yapmanızı engelleyen bir “sigorta” görevi görür.

Hatanızı gördünüz ve pişman olmadıysanız, aynı yanlışı yapmaya devam edersiniz. Bu ilişkilerinizin kangren olması demektir. Hatalar büyüyecek ve sonuç travmatik olacaktır. Oysa uygun zamanda bir miktar pişmanlık duygusu, sizi bu acı sonuçtan kurtarıcı görevi görecekti.

Gelelim daha tehlikelisine…

Bir evi soyan hırsız; yaptığı hırsızlığın yanlış olduğu ve bundan pişman olması gerektiğini değil de;” Bu yaptığım normal bir iş çünkü bunu yapmak benim hakkım.” diyorsa artık o kişinin bütün mantık örgüsü çökmüş, insani duyguları yok olmuş demektir.

İşte cani insanların mantığı da budur.

Bu tür örnekleri daha olumsuz olaylara kadar uzatabilirim.

Ama yapmayacağım.

Şimdi, pişmanlık duygusu ne kadar güzelmiş diyebiliriz, sanırım.

Pişmanlık, acıdır ama aynı zamanda hatanızı onaracak ateşin kıvılcımıdır.

İnsanı “insan yapan” her duygu, güzeldir.

Elbette ki asıl önemli olan; pişman olmayacağımız doğru işler yapmak, onun için de “öngörü” yani basiret sahibi olmaktır.

Her insan hata yapar, hata yapanların en akıllısı hatasını düzeltendir.

Son sözü Konfüçyüs’e bırakalım:

Bir işi doğru yapmanın üç yolu vardır.
Birincisi; "akıl yürüterek" ki en saygı değeridir.
İkincisi; "benzeterek" ki en kolayıdır.
Üçüncüsü; "tecrübeyle" ki en
acısıdır.