BIST 8.768
DOLAR 32,34
EURO 35,10
ALTIN 2.238,57

Özgün Yönetim, S.Bayraktar ve devlete dilekçe….

2023’ hedefleniyor, ama, inşaat dışında, bilimi/teknolojiyi yakalayamıyoruz.

BİR PORTRE/SELÇUK BAYRAKTAR…

 Boğaziçi Yöneticiler Vakfı tarafından bu yıl altıncısı düzenlenen "Özgün İyi Yönetim Uygulamaları Forumu" (Inspiring Best Practices Forum - IBPF) Haliç Kongre Merkezi'nde gerçekleştirildi. Sektörlerinde başarılı isimlerin, ilham veren başarı hikayelerini anlattığı forumda Baykar Teknik Müdürü ve Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, "Geleceğin Akıllı Teknolojilerinde Milli Uygulamalar" başlıklı oturumda şunları dile getirmiş; "Sadece sanayileşme ile kazanılacak yüksek teknoloji ve bilgi yeterli değil. Bir yandan -o hep söylenen- eğitim sistemindeki ezberciliği ortadan kaldırmamız gerekiyor. Matematiği, temel bilimleri öğretirken, biraz daha uygulamaya dayalı bir sistem kullanmamız gerektiğini düşünüyorum. Havacılıkla, rasathane ile uğraşan alimlerimizin başına neler geldiğini gördünüz veya Cumhuriyetin ilk yıllarındaki girişimcilerin başına neler geldiğini biliyoruz. Bürokratik vesayet dediğimiz şey, o gün de varmış, bugün de var. Bu girişimlerin önünün açılması için bir kere bürokratik vesayet duvarının yıkılması lazım. Dünyanın bir çok yerinde, devletin en azından gölge etmemesi gerekiyor. Hatta çoğunda Güney Kore gibi ülkelerde devlet desteğini görüyorsunuz. Türkiye’de son 10-15 senede farkındalıkla birlikte destekleniyor, bu tür girişimler. Bizde çok sayıda teknopark kuruldu. Bunların küçük girişimcileri desteklemesi lazım ama yüksek getirisinden dolayı bir çoğunda bankaların, finans kurumlarının yer aldığını görebiliyoruz. Bunun inovasyonla uğraşacak girişimciyi, desteklemesi gerekiyor…. Biz Baykar olarak alanımızı dar tutmak istiyoruz. İnsansız sistemler ama insansız hava aracı sistemleri. Odağımızı dağıtıp, dünyadaki rekabetten geri kalmak istemiyoruz. Google gibi bir dev bile 'ben arama motoru yapıyorum' diyor. Microsoft 'ben işletim sistemi yapıyorum' diyor. Microsoft, kalkıp insansız hava aracı yapmıyor. Böyle bir işe giren firmaların projelerinin çoğu akamete uğradı. Dünya devleri bile cüsselerine rağmen alanları dışında işlere girmiyor. Daha büyük insansız uçaklar ve insansız jet, yol haritasında görülen yeni hedeflerimiz."

Genç girişimcilerin desteklenmesi ve projelerin hayata geçirilmesine yardımcı olunması en büyük dileğimiz…İTÜ Arı Teknokent, genç buluşculara kapılarını açmış durumda… S.Bayraktar’da bu konuda iyi ve hızlı çalışan bir kişi.   Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği bölümünde lisans eğitiminden sonra hiç durmamış. Damadımla İTÜ’de arkadaşmışlar ve mezun olunca yurt dışına gitmiş ve tecrübeler edinmiş... Ülkemize, özellikle terör olaylarında yararlanılan  insansız hava araçlarını kazandırması çok önemli. Teknoloji böyle bir şey, bir buluş insana heyecan veriyor  ve yeni  bir buluşu çağrıştırıyor …Buluş yapan, ülkemize ivme kazandıran kişilerin siyasetteki duruşları önemli olmamalı…Hatırlarsanız Sn. B.Albayrak’ın bakan olması üzerine olumsuz yazılar çıkmıştı. Ben, bir yazımda; “durun, çalışmasına bir bakalım, kişileri damat diye değerlendirmeyin” demiştim ve haklı çıktım. B.Albayrak’ta imza attığı işlerle kendisini ispatladı. S.Bayraktar’ı da; “Sümeyye hanımla evlendi, işleri arttı, yükseldi” diye eleştirmeyelim, yanlış olur, çünkü doğru yolda…S.Bayraktar’ı  tebrik ediyor başarılar diliyoruz…

Devlet’e dilekçe….

Habervaktim köşe yazarı M.Ş.Eygi, “Devlet’e dilekçe” başlıklı yazısında 52 madde sıralamış. Sizlerde bu maddeleri çoğaltabilirsiniz. Ben sadece yazılarımla paralel olanları buraya almak istedim. Her maddenin sonuna;  “Demek ki yapılmıyormuş!” diyebilirsiniz. Özellikle 15 yıldır, ülkemizin otobanlar, köprüler, metrolar, hızlı tramvaylar, tüneller v.b. yapıldığı ülkemizde, demek ki “insana yatırımda” ileri gidilmemiş!… İnsana; yüksek binaların,rezidansların onda biri kadar yatırım yapılmamış!... Bunun da sorumlusu eğitim sistemi değil, eğitimi sürekli değiştirenlerdir…Yazık; enerjimizi boşa akıtıyor, sinerjiye dönüştüremiyoruz…

84 yaşındaki  yazarın, yazdıklarını hala görememesi/beklemesi ve “devlete dilekçe yazması” çok acı değil mi?..

Alıntılarımıza bakalım;

“Başkanlıkların, müdürlüklerin, işlerin, hizmetlerin, memurlukların ehliyetli kimselere verilmesini istiyorum.

Camilerdeki ve minarelerdeki hoparlörlerin ses şiddetinin 65 (bilemediniz 70) desibeli geçmemesini istiyorum.

Bed sesli kimselere ezan okutulmamasını istiyorum. 

Cami mihraplarında namaz kıldırma memurları değil, icazetli alim fakih fazıl bilge ehliyetli liyakatli karizmalı etkili imamlar istiyorum.

Diyanet’in turizm ticaretine benzer ticarî işler yapmasının önlenmesini istiyorum.

Mimarlık sanatına uygun güzel camiler yapılmasını, çirkin ve sanatsız cami binası yapılmamasını istiyorum.

Okullarda genç nesillere İstanbul ahlakı, kültürü, edebi, nezaketi, görgüsü, kibarlığı, mürüvveti öğretilmesini istiyorum.

Bütün liseli ve üniversiteli öğrencilerimizin genç beyefendiler, genç hanımefendiler olarak yetiştirilmesini istiyorum.

Tv’lerde iyi komşuluk ahlakı, sosyal barış konusunda etkili kısa programlar yayınlanarak halkın eğitilmesini, vatandaşların birbirinin meleği olmasını istiyorum.

Politikacıların ve gazetecilerin bile bile yalan söylemelerini suç kabul eden ve ceza veren kanun istiyorum.” 

YORUMSUZ….

“İslamcı aydınların” birçoğu özgüvensiz ve kompleksli, muhafazakar aydınlar da “istikametsiz” olduğu için…..”, “Lakin, “İslamcılık” taslayıp Müslümanlığı kimseciklere bırakmıyorsanız, o “fikir kevaşesi aydınların” gözlerine matine suare bakmanız olmaz. Hayır, olur da…Zamanla onlardan bir farkınız kalmaz.” S.Tuna/