Osmanlı'da tecavüzcünün sonu
Tecavüze uğradığını iddia eden kişi iddiasını ispatlayamazsa müfteri durumuna düşüyor ve kendisi cezalandırılıyordu. Fatih kanunnamesine bu durum, "Bir avret veya kız bana zina kıldın dese er inkâr eylese, bunların sözlerine itibar olunmaya. Ere ant vereler, avreti kadın cezalandırsın. İki sopaya bir akçe cürm alına. Avrete er ben sana zina kıldım dese, avret inkâr etse, avret ant içsin, kadı eri cezalandırsın. İki sopaya bir akçe cürm alına" şeklinde izah edilmişti.
17. yüzyılda Kahire'de bir kadın bir adamın kendisini ölümle tehdit ederek, tecavüz ettiğini iddia etmişti. Ancak iddiasını ispatlayamadığı gibi suçladığı kişi de kadının ahlaksız olduğunu ileri sürdü ve iddiasıyla ilgili şahitler gösterdi. Mahkeme bu gelişme üzerine kadını suçlu bularak, oturduğu mahalleden sürülmesine karar verdi.
Genç tarihçilerimizden Doç. Dr. Zübeyde Güneş Yağcı, Osmanlı dönemi Balıkesir mahkeme kayıtlarında bulduğu belgelere göre tecavüzcülerin idam edildiği iki örneği ortaya çıkarmıştır.
710 numaralı Balıkesir Şer'iyye Sicili Defteri'nde geçen hadise şöyledir. 1699'da Balıkesir'in Hacı İshak Mahallesi'nde oturan Mustafa oğlu Mehmed ve annesi Mustafa kızı Sultan mahkemeye başvurarak Mehmed Beşe ve Çikin Kelle Mehmed Beşe ve Çoban Ebubekir Beşe'nin Ramazan ayında Kadir Gecesi'nde herkes ibadetle meşgulken Sultan'a tecavüz ettiklerini iddia ettiler.