BIST 9.722
DOLAR 32,57
EURO 34,94
ALTIN 2.426,15

Osmanlı'da tecavüzcünün sonu

Osmanlı'da tecavüzcünün sonu

Osmanlı döneminde tecavüzcüler bırakın hadım edilmeyi idam bile ediliyorlardı

Osmanlı'da tecavüzcünün sonu

Tecavüze uğrayanlar mahkemeye başvurarak kendisine saldıranların cezalandırılmasını istiyordu. Tecavüz kurbanının iddiasını ispatlaması önemliydi.

Osmanlı'da tecavüzcünün sonu

Kadınların iddialarını ispatladıkları zaman tecavüze uğrayan kız bekârsa evlilik seçeneği teklif edilebiliyordu. Kabul edilmezse veya mağdure bekâr değilse tecavüz edenlere bedensel cezalar verilirdi. Bunların başında da tecavüzcünün cinsel organının kesilmesi vardı. Ceza bazen idama kadar gidebiliyordu.

Osmanlı'da tecavüzcünün sonu

Tecavüze uğradığını iddia eden kişi iddiasını ispatlayamazsa müfteri durumuna düşüyor ve kendisi cezalandırılıyordu. Fatih kanunnamesine bu durum, "Bir avret veya kız bana zina kıldın dese er inkâr eylese, bunların sözlerine itibar olunmaya. Ere ant vereler, avreti kadın cezalandırsın. İki sopaya bir akçe cürm alına. Avrete er ben sana zina kıldım dese, avret inkâr etse, avret ant içsin, kadı eri cezalandırsın. İki sopaya bir akçe cürm alına" şeklinde izah edilmişti.

Osmanlı'da tecavüzcünün sonu

17. yüzyılda Kahire'de bir kadın bir adamın kendisini ölümle tehdit ederek, tecavüz ettiğini iddia etmişti. Ancak iddiasını ispatlayamadığı gibi suçladığı kişi de kadının ahlaksız olduğunu ileri sürdü ve iddiasıyla ilgili şahitler gösterdi. Mahkeme bu gelişme üzerine kadını suçlu bularak, oturduğu mahalleden sürülmesine karar verdi.