BIST 9.693
DOLAR 32,50
EURO 34,69
ALTIN 2.499,53
HABER /  SAĞLIK

Oruç tutmanın öyle faydası var ki...

Ramazan ayı, manevi faydasının yanı sıra vücudumuzu yenilemek için de önemli bir fırsat. Aç kalınarak vücudun arınmasını sağlayan Ramazan ayında doğru beslenerek hücreleri yenilemek mümkün.

Abone ol

Uzun saatler aç kalmanın bedene ciddi faydaları olduğunu belirten Uzm. Dr. Eyyüb Yılmaz Ramazan ayı ve sonrasında beslenmeye dair önerilerde bulundu

Sağlıklı bireylere vücudun dinlenmesi için tavsiye edilen orucun vücuda birçok faydası bulunuyor. Fazla yenilen yemeğin yol açtığı sorunları da ortadan kaldıran oruç sayesinde dinlenen ve arınan hücreler kendini yenileyebiliyor.

Açlığın iyileştirici sürecini etkin kullanmanın formülünü paylaşan Uzm. Dr. Eyyüb Yılmaz, “İftarda sağlıklı gıdalarla beslenmeyi başarabilirseniz, ay sonunda yepyeni bir bedene kavuşmuş olarak Ramazan’ı uğurlayabilirsiniz.” ifadelerini kullandı. Bir ay boyunca öğün sayısının azalması ve yeme düzenindeki değişimlerden dolayı kişilerin bayramda daha fazla yemek yeme eğiliminde olabilecekleri konusuna değinen Dr. Eyyüb Yılmaz ”Ramazan ayında yavaşlayan metabolizma, bayramda eski düzene dönülmesi ve özellikle şekerli gıda tüketiminin artmasıyla beraber hazımsızlık ve kilo artışına davetiye çıkarabilir” dedi.


“ESKİ ALIŞKANLIKLARINIZI TERK EDİN”

Açlığın beden için tatlı bir stres oluşturduğunu ve bu stres sürecinde yıpranmış, yaşlanmış, hasar görmüş hücrelerin yıkılarak yerine yenilerinin geldiğini belirten Dr. Yılmaz, “Yeni hücrelerin üretilmesi için kullanılacak malzemenin kalitesi yeni hücrelerinizin kalitesini de etkiler” ifadelerini kullandı.

Açlığın 6 ve 7’inci saatinden itibaren bedenin enerji kaynağı olan karbonhidrat yakımının sona erip yağ yakımının başladığını kaydeden Dr. Yılmaz, ”Vücut yağ kullanımına başladığı zaman yağın içerisinde depolanmış hormonlar ve toksinler de açığa çıkıyor. Bu toksinlerin yaptığı hasar nedeni ile kendimizi yorgun hissediyoruz. Arınmanın gücünü belirleyen ise açığa çıkan toksinlerin hızla bedenimizden uzaklaştırılmasına bağlıdır. Eğer bu toksin maddeler vücuttan atılmazsa serseri mayın gibi kanda dolaşarak diğer organlara zarar verir” dedi.


TOKSİNLERDEN KURTULMAK İÇİN BUNLARI YAPIN

Fazla yağlardan kurtulmak isterken açığa çıkan toksinlerin de temizlendiğini belirten Dr. Yılmaz konuya dair şu tavsiyelerde bulundu;

İftarda bol miktarda su içmek hatta suyun temizlik gücünü artırmak için suyun içine limon, kaya tuzu veya sirke eklenebilir.
C vitamini güçlü bir antioksidandır. Suyun yanında 1 ya da 2 adet kivi veya greyfurt tüketilirse ferahlık sağlayacaktır.
Bunlara ek olarak maydanoz, limon ve nane karışımını buz kırıcı ile yoğurup üzerine su ekleyerek hazırladığınız içeceği iftarda yemeğe başlamadan önce tükettiğiniz taktirde ciddi oranda fayda sağlayacaktır
Sofralarda kesinlikle salata bulundurulması gerektiğinin altını çizen Dr. Yılmaz, oruç tutanları haftada iki defadan fazla et tüketmemeleri konusunda uyardı.
 

BAYRAM’DA NASIL BESLENİLMELİ?

Ramazan’da başlayıp sonrasında da devam edecek olan yenilenme sürecinin eski alışkanlıkları terk etmeden olmayacağını belirten Dr. Yılmaz, rafine yağ ve margarin ile kavrulmuş kuru yemişler, pastörize ve koruyucu içeren ürünler, konserveler, kızartmalar, rafine un mamuller ile fabrikasyon şeker ve tatlandırıcı içeren gıdaların yenilenme sürecini sabote ettiklerini söyleyerek bu tarz gıdalardan uzak durulması konusunda uyarıda bulundu.


Dr. Yılmaz, Ramazan’da değişen beslenme düzenine dikkat çekerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Ramazan’da öğün saatleri ve düzenlerin değişmesi ile birlikte metabolizmamız da değişti. Bu sebeple bayramda eski beslenme alışkanlıklarına dönüş ve fazla tatlı tüketimi kilo artışını da beraberinde getirecektir. Oruç tutanlar Ramazan Bayramı’nda güne hafif bir kahvaltı ile başlayıp, tatlı ikramlarında porsiyona dikkat etmelidir. Aynı zamanda yağlı yemeklerden kaçınıp et tüketimini salata ile dengelemek de önemli. Su tüketimi ve karbonhidratın minimum düzeyde tutulması da dikkat edilmesi gereken konular arasında yer alıyor. Bu şekilde Ramazan’da dinlendirilen vücut ile normal yeme düzenine yepyeni ve yumuşak bir geçiş sağlanmış olacak.”