BIST 9.693
DOLAR 32,50
EURO 34,69
ALTIN 2.499,53
HABER /  GÜNCEL

Orta yaş erkekler dikkat!

Orta yaş erkekleri tehdit eden tehlike...

Abone ol

Hayal kırıklığı, öfke ve umutsuzluğa daha çok mu kapılmaya başladınız?

Orta yaş dönemi erkeğin hormonal ve psikolojik açıdan birçok değişimler yaşadığı periyottur. 45 -50 yaş arasında belirginleşen bu dönemde erkekler hayal kırıklığı, öfke, umutsuzluk gibi duygular içinde sürüklenir, gençlik yıllarının geride kaldığının farkına varmasıyla davranış değişimleri gösterir.

Erkeklerde de tıpkı kadınlardaki gibi bir orta yaş krizi dönemi söz konusudur. Kadınlardaki ‘menopoz’ erkeklerdeki ise ‘andropoz’ olarak adlandırılır. Pek çok hanım eşinin değiştiğinden hatta tuhaflaştığından; spor bir araba almaktan bahsettiğini, kırışıklık kremleri kullanmaya spor ve diyet yapmaya başladığından söz eder.

Bu evrede erkekler psikolojik olarak yaşlanmadıklarının ispatı içindedirler. Andropoz olarak adlandırılan bu süreç içinde yaşanan psikolojik değişimler aile düzenini etkileyebilmektedir. Bu süreçte yıllar boyu süren evliliklerin bitme noktasına geldiği biliniyor. Ancak eşler arasındaki anlayış ve tutumun bu dönemin atlatılmasında oldukça önemli olduğunu unutmamak gerekir.

ANDROJEN EKSİKLİĞİ

Andropoz terimi yaygın kullanımına rağmen çok doğru bir tanımlama değildir. Kadınlarda menopozla birlikte üreme özellikleri tamamen ve akut olarak bitmesine karşın, erkeklerde üreme kapasitesi ilerleyen yaşa rağmen devam edebilir. Bu bağlamda “yaşlanan erkeklerde androjen eksikliği andropoz’a göre daha doğru bir tanımdır. 39- 70 yaşları arasındaki erkeklerde, serum serbest testosteron seviyelerinin yılda yaklaşık %.1.2 oranında düştüğü gösterilmiştir.

YAPAY HORMON VERİLEBİLİYOR

65 yaş üstü erkeklerin yaklaşık %25-50 sinde biyo-yararlanılabilir testosteron düzeylerinde düşüş gerçekleşmekte ve androjen replasman (eksik hormonun yerine dışarıdan yapay olanı verme) tedavisi gerektirecek belirtiler ortaya çıkmaktadır.

Elbette yaştan bağımsız olarak, genetik bozukluklar, şişmanlık, çeşitli hormonal dengesizlikler (büyüme hormonu, tiroid hormonları, insülin), alkol, stres ve kronik hastalıklar da kan testosteron düzeylerinde düşmeye sebep olabilmektedir.

PSİKOLOJİK VE CİNSEL DEĞİŞİMLER YAŞANIR

Erkeklerde yaşlanmaya bağlı olarak erkeklik hormonu olarak adlandırılan testosteronun kandaki seviyesinin azalmasına andropoz adı verilmektedir. Erkekte testosteron hormonunun azaldığı andropoz dönemi sadece psikolojik ve cinsel değişimlerin yaşandığı değil bazı sağlık sorunlarının da ortaya çıkabildiği bir dönemdir. Çünkü testeron hormonu yalnızca cinsel fonksiyonu yöneten bir hormon değildir.

Kaslar, kemik yoğunluğu üzerinde ve kırmızı kan hücrelerinin üretiminde etkili rol oynar. Kalp krizinin erkekleri tehdit ettiği bir dönemdir aynı zamanda bu dönem. İşte bu dönemin bilincinde olan hanımlar gerek eşlerine verecekleri psikolojik destek gerekse sağlıklı ve kaliteli bir yaşam planlamasıyla iyi bir kriz yönetimi oluşturabilirler.

EŞİNİZ ANTRAPOZA MI GİRİYOR?

Andropoz belirtileri nelerdir? Her erkekte bu belirtiler çok belirgin bir şekilde sergilenmeyebilir. Erkekler 30’lu yaşların ortalarından itibaren hormonal değişimler yaşamaya başlar, yaşla birlikte hormon dengesi giderek bozulmaya başlar. Cinsel istekte azalma ve cinsel fonksiyon bozuklukları belirmeye başlar. İsteksizlik, motivasyon kaybı, bağışıklık sisteminde düşüş, enerji kaybı, yağlanma, kas kaybı süreci takip eder. 50’li yaşlardan itibaren daha belirgin bir hal alır Andropozun hangi yaşta ortaya çıkacağı kişiden kişiye farklılık gösterir.

İŞTE BELİRTİLERİ

Andropoz belirtilerini şöyle sıralayabiliriz:
Halsizlik -aşırı uyku ya da uykusuzluk
Ani ateş basması
Kilo artışı, bel çevresi ve göğüslerde yağlanma
Kas ve eklem ağrıları, güç kaybı
Bel çevresi, karın ve göğüslerde yağlanma.
Konsantrasyon bozukluğu
Cinsel istekte azalma
Cinsel fonksiyon bozuklukları
Sinirlilik, gerginlik,depresif ruh hali
Hafızada zayıflama

NE YAPMALISINIZ?

Andropoz ile ilgili şüphe duyuyorsanız basit bir kan testi sizi aydınlatacaktır. Andropozun teşhisinde androjen (erkeklik hormonu) oranı tespit edilecektir. Bu dönemde üroloji uzmanına görünmeli kulaktan duyma ilaçlardan kaçınmalısınız. Bu süreç kimi erkek için psikolojik olarak yıpratıcı bir dönem olabilmektedir. Böyle bir tablo ile karşı karşıyasanız bir uzman desteği almalısınız.

KORUYUCU ETKİLER

Yapılan araştırmalar, ‘’sağlıklı beslenme ve sporla andropozu yenmek mümkün’’olduğunu gösteriyor. Androjen hormonlarının eksikliği, vücut yapısı değişikliğine sebep olabiliyor. Özellikle karın ve bel çevresinde 10-15 kg civarı yağlanma olabiliyor. Şişmanlık, tiroid, insülin hormonlarındaki dengesizlik, alkol, stres, kronik hastalıklar kan testosteron düzeyinde düşmeye neden olmaktadır. Yüksek yaşam kalitesi yani sağlıklı ve dengeli beslenme, spor, alkol, sigara ve stresten uzak bir yaşam sizi andropoz ve etkilerinden koruyacaktır.

NASIL BESLENMELİSİNİZ?

Bu dönemde gerek kilo almamak gerekse kas yoğunluğunu kaybetmemeniz gerektiğini unutmayın. Kalbinizle dost gıdaları tercih etmeli,başta alkol ve sigara olmak üzere stresten ve yaşam kalitenizi düşürecek şeylerden kaçınmalısınız.

ANTİOKSİDANLAR VE VİTAMİNLER

Sebze ve meyve ağırlıklı beslenme sistemi size ihtiyacınız olan vitamin ve antioksidan desteğini sağlayacaktır. Balık, yeşil, biber, havuç, ıspanak, tahıllar. Günlük beslenme programınız içerisine süt ürünleri ile tahıllar yeşil yapraklı sebzeler ve meyveye yer verin. Omega 3 ve B vitamini bu dönemde önemli vitaminlerdendir. Soya, zeytinyağı ve kanola yağını tercih edin.

AKLINIZDA BULUNSUN

Kolesterolü kontrol altında tutacak beslenme alışkanlığı edinin
PSA ölçümünüzü yaptırın, prostat kontrolünde bulunun
E vitamini kullanımını kontrolleriniz doğrultusunda doktorunuz belirlemeli
Hipertansiyon sizin için risktir
Cinsel fonksiyon bozukluklarında kulaktan dolma ilaçları kullanmayın
Eşler arası destek, mutlu aile ortamının korunması psikolojik etkilerin önlenmesinde büyük rol oynar.
Yürüyüşü ihmal etmeyin.

KEMİKLERİNİZİ KORUYUN

Osteoporoz (kemik erimesi), andropoz ile ortaya çıkabilen bir durumdur. Bu nedenle beslenme prensibi içinde kalsiyumdan zengin besinler bulundurmak yararlı olacaktır. Süt,yoğurt,peynir, pekmez, susam, fındık, fıstık, yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller ve kurutulmuş meyvelerdir.

Bugün / Dr. İsmail Ağar