BIST 9.624
DOLAR 32,59
EURO 34,84
ALTIN 2.495,60

Onlar Allah'a inanmayan ünlü kişiler

Onlar Allah'a inanmayan ünlü kişiler

Hepsi kendi alanlarında dünyaca tanınmış, başarıya ulaşmış kişiler. ortak noktaları ise ateist olmaları. işte o isimler:

Onlar Allah'a inanmayan ünlü kişiler

17: Charles Darwin: 12 Şubat 1809′da Shrewsbury kasabasında doğdu ve 18 Nisan 1882′de Kent’teki evinde öldü. Robert Waring Darwin ile Susannah Wedgewood’un beşinci çocukları ve ikinci oğulları idi. Darwin İnsan dahil tüm canlı türlerinin doğal seçilim yoluyla bir ya da birkaç ortak atadan evrildiğini öne sürmüştür.

Onlar Allah'a inanmayan ünlü kişiler

20: Angelina Jolie: ABD'li sinema oyuncusu ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komisyonu (UNHCR) İyi Niyet Elçisi. Üç Altın Küre, iki Sinema Oyuncuları Derneği Ödülü ve bir de Akademi Ödülü aldı. Tüm dünyada hayırsever çalışmalarıyla da tanınan Jolie, dünyanın en güzel kadını, ve en çekici insanlarından biri kabul edilmiştir

Onlar Allah'a inanmayan ünlü kişiler

21. Karl Marx: (5 Mayıs 1818 Trier - 14 Mart 1883 Londra) 19. yüzyılda yaşamış filozof, politik ekonomist ve devrimci. Komünizmin kuramsal kurucusudur. Birçok politik ve sosyal konuda fikri olmakla beraber, en çok Komünist Manifesto'nun (1848) giriş cümlesinde özetlediği tarih analiziyle tanınır: "Şimdiye kadarki bütün toplumların tarihi, sınıf savaşımları tarihidir. Marx yaşadığı dönemde dünya çapında ünlü bir isim sayılmasa da, ölümünden kısa bir süre sonra düşünceleri dünya işçi hareketine yön vermiştir. Marksist Bolşeviklerin Rusya'da Ekim Devrimi'ni gerçekleştirmesi bunun en büyük örneğidir. 20. yüzyılda dünyada Marksist düşünce hemen hemen bütün ülkelerde taraftar bulmuştur. Marksizm, akademik ve politik çevrelerde en çok tartışılmış konulardandır.

Onlar Allah'a inanmayan ünlü kişiler

22. Friedrich Nietzsche: Nietzsche'nin felsefe öğretisi, kendi çağına tümden bir karşı çıkış olarak görülmektedir. Kendisinin bütün derdi, insanı akılcılığın kıskacından kurtarıp kendisi üzerinden düşünmesini sağlamaktır. Ona göre Tanrı ölmüştür ve insanlar Dünya'da yapayalnız kalmışlardır. Bu yüzden insanlar Tanrı'dan bekledikleri umut ve istekleri bir kenara bırakıp kendilerini Dünya'ya adamalılar. Böylelikle düşünce ile yaşam arasında bağ kurulması daha kolay olur.