BIST 8.718
DOLAR 32,33
EURO 35,17
ALTIN 2.244,34

Olan yine sana olur be Ahmet Hakan

Şiddet ve nefret dili sardığında etrafımızı bu elbette dilde kalmayacaktı. Kalmadı da...Ahmet Hakan'a yapılan saldırı bunun en somut ve belki de en çok ses getiren örneği oldu.

Şiddet ve nefret dili sardığında etrafımızı, bu elbette dilde kalmayacaktı.

Kalmadı da...

Ahmet Hakan'a yapılan saldırı bunun en somut ve belki de en çok ses getiren örneği oldu.

Bu tek örnek değildi.

Kısa bir zaman önce Hürriyet ve Sabah-ATV binalarına saldırılar oldu. Star Medya Yönetim Kurulu Başkanı Murat Sancak'ın otomobiline silahlı saldırıda bulunuldu.

Fakat Ahmet Hakan'a yapılan saldırının ardından, diğer örneklerde görmediğimiz bir duruma şahit olduk.

Saldırıya (her kesimden demiyorum artık), her kutuptan "kınama" geldi.

Oysa Hürriyet'e yapılan saldırının ardından da Murat Sancak'a yapılan saldırının ardından da karşı kutuptan cılız ve yarım ağız kınama gelse de "amalar" kınamaların önüne geçmişti.

Şimdi ise Ahmet Hakan'ı eline geçirse bir kaşık suda boğabilecek isimlerin dahi "amasız" kınadığını gördük.

Hergün gazetelerin manşetlerinden Ahmet Hakan'ı hedef gösterenlerin,

Köşe yazılarında tehditler savurup, "İstersek seni sinek gibi ezeriz. Bugüne kadar merhamet ettik de hala hayatta kalabiliyorsun” diyenlerin,

Sosyal medyadan küfürler, hakaretler savurarak kin kusanların,

Şimdi "sildiriyi imisiz kiniyirim" ifadeleri iki yüzlülükten başka nedir?

Biraz delikanlı olun!

Madem bile isteye nefretinizi adamın üstüne boca ettiniz, "vah vah, tüh tüh" pozları kesmeyin.

Ee hadi bunu yaptınız,

Hadi onca pervasızca hedef göstermeden sonra, saldırıyı "amasız kınadınız".  

Bari bundan sonra tehdit falan etmeden verebilecek misiniz mücadelenizi?

Bakalım bu kınamaların arkasında durabilecek misiniz?
 

YOK KİMSENİN KİMSEDEN FARKI!
 

Doğan medyası ve AK Parti'ye yakın medya grupları arasında uzun süredir bir savaş olduğu aşikar.

Bu savaşın çok kirli bir şekilde yürütüldüğüne hepimiz tanık oluyoruz.

Ahmet Hakan'a saldırının yapıldığı gece, AK Parti'ye yakın gazeteciler sosyal medyadan "kınama" yayınlarken bile Cem Uzan'ın tehdit tweetlerini paylaşarak kınadı saldırıyı.

Olay AK Parti'nin üzerine kalır kaygısıyla düştükleri aklama telaşı, hem acıklı hem de gülünçtü.

Doğan medyası ne yaptı peki?

Hürriyet gece boyunca saldırıyla ilgili girdiği hiçbir haberde Cem Uzan'ın tehditlerinden bahsetmedi.

"Ahmet Hakan daha önce de tehdit almıştı" haberinin içinde bile Cem Uzan'ın tehditleri yer almadı.

Cem Küçük vardı, Abdurrahim Boynukalın vardı ama Cem Uzan yoktu!

Oysa daha saatler önce Cem Uzan Twitter'dan "Bak Ahmet Hakan denen pislik, seni benim elimden o pislik patronun Aydın Doğan bile kurtaramaz" diye yazmıştı.

Hürriyet elbette kendisini hedef alanlara karşı bu "fırsatı" kaçıramazdı. Kaçırmadı da...

Ve "üstün" gazetecilik anlayışıyla Cem Uzan'ı görmedi ve göstermedi!  

Diyeceğim o ki; yok kimsenin kimseden farkı!

Arada sadece üslup farkı var.

Ve bu fark aslında yaşanan bu medya savaşında, kimin daha usta bir savaşçı olduğunu belirleyen tek faktör.

Doğan medyası kullandığı "gazetecilik dili" ile algıyı yönetirken, bunu bir türlü beceremeyen "yandaş" medya tehditlerle, hakaretlerle üste çıkmaya çalışıyor.

Tehdit ediyor, ediyor sonra birgün böyle bir olay olunca da tutuşuyor. Başlıyor "Valla biz değildik" diye kıvranmaya.

Bir bakıyorsun "Cem Uzan tehdit etti Ahmet Hakan saldırıya uğradı" haberini yapıştırıvermiş.

Böyle yaptıkça dibe çöküyor aslında. Dibe çöktükçe de nobranlığın, saldırganlığın dozunu artırıyor. Yakında doz aşımından gidecek haberi yok.

Çünkü bu dil hem kendisini, hem savunmaya çalıştığı şeyi tükettiği gibi, "düşmanını" güçlendirmekten başka bir işe yaramıyor.

Cephede durumlar şimdilik böyle...
 

OLAN YİNE SANA OLUR
 

Ahmet Hakan, zaman zaman annesinin sözlerini paylaşıyordu, hem köşesinden hem sosyal medyadan.

Saldırıya uğramasının ardından annesinin o en sık paylaştığı sözü geldi aklıma:

"Herkes kendini kurtarır ve olan yine sana olur"...

Sen Türkiye'nin en çok okunan köşe yazarlarından biri olsan da, köşende tehditler aldığını alenen yazsan da, canlı yayınlar da "bana bir şey olursa..." diye haykırsan da, valilikten koruma talebinde bulunsan da, olan yine sana olur.

Üstüne bir de Valilik "Tedbir alma konusunda biraz geciktiğimizi düşünüyoruz" der, öylece kalırsın...

Geçmiş olsun.


(NOT: Cem Uzan, bir açıklama yaparak Ahmet Hakan'ın cevap verdiği hesabın sahte olduğunu söyledi. )