Olağanüstü miting sonrası, yeni rektör atamaları…

Miting öncesi;

“…..İçeride bu kadar hain, dışarı bu kadar düşmanla baş edip böyle dimdik ayakta durabilen tek bir millet, tek bir devlet daha yok. 
Etrafına şöyle bir bak: Irak’a, Suriye’ye... 
Bak ve gör, sen büyüksün Türkiye’m!

Haydi çıkar bayrakları! 
Bunca yıldır seni sana düşman edenlere inat, bugün sarıl sana en çok“benzemeyen” kardeşine. 
Tükür fırsatçının, fesatçının, hainin yüzüne... 

Yürü üstüne-üstüne şerefsiz celladın. 
Sen ben yok artık, biz varız. 
Ve bil ki; biz böyle diri, böyle iri oldukça cihan dursa karşımızda yıkılmayız.”  (Candaş Tolga  Işık/Posta/7.08.2016)

Miting anı… TEŞEKKÜRLER TÜRKİYE….

 “Cumhurbaşkanlığı himayesinde Yenikapı Miting Alanı’nda düzenlenen, milyonlarca İstanbul’lunun katıldığı,  “Demokrasi ve Şehitler Mitingi”ne; Cumhurbaşkanı Sn.Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Sn.İsmail Kahraman, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Sn.Binali Yıldırım, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Sn.Hulusi Akar, CHP Genel Başkanı Sn.Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Sn.Devlet Bahçeli, 11. Cumhurbaşkanı Sn.Abdullah Gül, eski Başbakan Prof.Dr. Sn.Ahmed Davutoğlu, Diyanet İşleri Başkanı Prof.Dr.Sn. Mehmet Görmez, KKTC Başbakanı’ da katıldı...81 ilde, meydanlara kurulan barkovizyondan miting ilgi ile izlendi. Spor ve sanat dünyasının popüler isimleri de ordaydı.”  

“Yenikapı’daki Demokrasi ve Şehitler Mitingi’nde milyonlarca vatandaşa seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün burada, Yenikapı Meydanı’nda Cumhurbaşkanıyla, Başbakanıyla, Genelkurmay Başkanıyla, CHP ve MHP Genel Başkanlarıyla, 81 vilayetimizdeki her görüşten, her meşrepten insanımızla verdiğimiz şu görüntü var ya; işte bu görüntü inanın bana, ülkemizin düşmanlarını, en az 16 Temmuz sabahı kadar üzmüştür, kahretmiştir” dedi.” ()

Miting sonrası…

“….Yenikapı’da mektup yazıldı..
Yenikapı’da o mektubun içine iki satırlık mesaj konuldu..     
Size postalandı.. Sizin kafanızda olanlara..
Denildi ki; Çanakkale ruhu yaşıyor..
Denildi ki; Çanakkale ruhu 101. yılında Yenikapı ruhunu doğurdu...” (Mehmet Tezkan/Milliyet/08.08.2016)

VE….Rektör atamaları…

Olağanüstü Hal  ortamında, rektör atamaları da büyük bir heyecanla bekleniyor…

Genel olarak; “olumsuz eleştirileri” ve “temelsiz suçlamaları” toplum olarak çok seviyoruz ama, “teşekkür etmeyi” pek bilmiyoruz. 11.07.2016 da yani İTÜ seçiminden bir gün önce, “sorumlu ve etik bir sanatçı- akademisyen” olarak, projelerini yayınlanmak üzere bana gönderen   İTÜ rektör adaylarımıza  teşekkür  mesajı göndermiştim; 

“Sn. Rektör adaylarımız, bugüne kadar göstermiş olduğunuz seviyeli tartışma ortamı ve İTÜ için  önerdiğiniz, birbirinden değerli/yararlı  projeler için teşekkür eder, başarılar dilerim. Saygılarımla. Göktan AY “

Seçimler bitti, ilk 6’lar belli oldu  ve YÖK’ün ilk 3’ü belirlemesi için beklemeye başlandı. Nihayet ilk 3’ler belirlenip Sn.Cumhurbaşkanı’na sunuldu. Darbe teşebbüsü nedeniyle, atamalarda FETÖ ile doğru mücadele edecek rektörler  ön plana geçiyor.

 9 üniversite rektörü geçtiğimiz hafta (28.07.2016), bir rektör 01.08.2016’da atandı. 17 üniversitedeki seçimler ise YÖK tarafından ileri bir tarihe ertelendi. Belki de OHAL nedeniyle yeni bir uygulama yapılacak!…

12 Temmuz’da  seçimleri yapılan diğer üniversitelerde ise atama bekleyişi sürdü. (Boğaziçi Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Ege Üniversitesi, Dicle Üniversitesi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi ve Fırat Üniversitesi.)

2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 13/a maddesine göre; üniversitelerde yapılan seçimler sonucunda en çok oy alan 6 kişi YÖK Genel Kurulu tarafından yapılan değerlendirmeler/mülakatlar neticesinde 3 adaya indirilerek ve  kamuoyuyla paylaşılarak  Cumhurbaşkanlığına sunulmaktaydı. Bu defa, seçimleri  yapılan üniversitelerdeki ilk 3 aday açıklanmadan Cumhurbaşkanı’na sunuldu ve atamalar  yapıldı.  

Bazı rektörlerin görevi 06 Ağustos itibarıyla sona erdi, bekleyiş sürüyor. Bugün de gündem Rusya’ya yolculuk ve yapılacaklar…Yani  Sn.Cumhurbaşkanı  Rusya’ya kilitlenmiş durumda…

Biz, atanan/atanacak  tüm rektörlerden;

“ Kurum içi barış, 

Liyakatlı/birikimli/paylaşımcı ve  öğretim elemanlarını ötekileştirmeyen görevlendirmeler,

Sanatsal ve kültürel projelere/uygulamalara  destek,

 Üniversitelerini daha ileriye götürecek “çalışmalar/projeler,

Etik  uygulamalar”  bekliyor,  başarılı bir dönem  diliyoruz. 

GÜNÜN AKADEMİK TEZ HABERİ…

“2014 yılına kadar FETÖ hakkında okuduğum bilgi kaynaklardan biri de üniversitelerde yazılan tezlerdi. Zaman zaman Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK)’ün Tez Merkezi’nde Fethullah Gülen ile ilgili tezleri okurdum. 17/25 Aralık 2013 tarihinden sonra FETÖ’nün Paralel Devlet Yapılanması (PDY) diye adlandırılması ve ardından “PDY/FETÖ” adıyla iç tehdit olarak Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ne yani bilinen adıyla Kırmızı Kitap’a alınması sonrası üniversitelerde bu konuda tez yazılacağı aklıma gelmezdi.

Yanılmışım, hakkında 20 doktora ve yüksek lisans tezi bulunan FETÖ ile devletin mücadele ettiği 17/25 Aralık 2013 sonrası 2’si “Doktora” 3’ü “Yüksek Lisans” olmak üzere tam 5 adet tez üniversite ve YÖK tarafından kabul edilmiş. İnternet üzerinden YÖK’ün Tez Merkezi’ne baktığınızda 2015 yılında “Toplumsal Hareketlerde Yetişkin örneği: Gülen Hareketi”, 2014 yılında da “Din, Modernlik ve Fethullah Gülen Hareketi” isimli doktora tezleri verilmiş. YÖK’te FETÖ hakkında 20 dolayında tez bulunuyor ama bunların neredeyse tamamı propaganda metni gibi.”

 TEBRİKLER FAZIL SAY…

Ünlü müzisyen ve besteci  Fazıl Say’ın; güncel ve siyasal  olaylarla ilgili attığı tweetler ve instagrama yazdıkları yüzünden  son yıllarda sürekli başı ağrıdı. Bazı köşe yazarları tarafından linç edilmeye çalışıldı, mahkemeler açıldı. Konu ile ilgili yazım linkini veriyorum. ()

Say, dün Instagram hesabından, yeni  yazdığı “birlik mesajını”  paylaşmış:
“Kadın ya da erkek,
Yaşlı ya da genç,
Laik veya dindar,
Başı açık ya da başı kapalı,
Batılı ya da doğulu,
Alevi ya da sünni,
Türk veya Kürt,
Dost olunacaksa,
Birbirimizi anlamaya çalışacak
Birbirimize tekrar dostluk eli uzatacaksak,
Bugün burada el ele vereceksek nihayet,
Geleceğimizi mutlu ve baskı altında olmadan yaşayacaksak,
Hür olabileceksek,
Cumhurbaşkanının ve muhalefetin tutumu da bu yöndeyse,
Bu bizleri sadece derinden mutlu eder.
Gelin insanlar, gün dostluk günüdür, demokrasi birbirine hak tanımaktır,
Aydınlıklara ulaşmak bizlerin elimizdedir,
Gelin bu şansı kullanalım
Bu bizim memleketimizin hayrınadır.
Bu birlik bize moral verir. Esin kaynağı olur...
Yorulmuştuk bu tartışmalardan Yorulduk herşeyden.
Dost olalım.
Kötü yıllar yaşadık.
Bakın nerelere vardı memleket
Gelin ellerimizi uzatalım insanlara ve uzatılan elleri de tutabilelim.
Geleceğin ufkuna gururla bakabilelim..”