BIST 9.693
DOLAR 32,59
EURO 34,78
ALTIN 2.509,40

Olağanlaşan Olağanüstü Acılar

İnsan sormadan edemiyor. Dünya, bu insanlardan ne bekliyor?

Olay: İftardan hemen sonra bombalı saldırılar gerçekleştirilmiş

Mekân: Bağdat’ın dış mahalleleri

Zaman: 22 Temmuz 2013

Durum: Yetmişi aşkın ölü, yüzlerce yaralı

Benim gördüğüm: Ekranlara yansıyan iki kadın cesedi.

Öylesine bir şeymiş gibi uzatılmışlar yolun ortasına. Ambulans çağrılmış olay yerine. Bir adam, başında kareli siyah beyaz başlık. Dünyaya dair, normal olana dair her şeyi unutmuş. Sakince dolaşıyor kadın cesetlerinin yanından. Olağanüstü bir durumu, olağan cümlelerle özetliyor görevlilere.

Bir başka adam az ileriye, bomba enkazının arasında bulduğu bir toprak parçasına çökmüş. Umut, tutunamayan bir ırmak gibi akıp gidiyor adamın yüzünden. Ruh, bedenin en ücra kuytusuna çekilmiş.

Etrafta gezinen birkaç kişi var. Genç, yaşlı, çoluk, çocuk karışık. Yüzlerinde olağan ifadeler, olağanüstü bir duruma bakıyorlar. Ağır bir travma, duyguları dümdüz edip geçmiş. Şimdi bütün duygular birbirlerine benziyorlar. Acı da, sevinç de aynı olağan etkiyi bırakıyor bu insanların üzerlerinde. Olağan olmayan bir şeyler oluyor Irak’ta!

İnsanlar, en temel hasletlerini kaybediyorlar. Hissetmeyi!

Sonra ne mi oluyor? Birçok batı ülkesinde ve Amerika’da, terör örgütlerini anlatırken ellerinde silah tutan Müslüman kadınları ve çocukları gösteriyorlar! Bu seminerlerden birine bizzat şahit oldum 2006 yılında.

Bir acıdan diğerine uyanan Irak’ta ve etrafında, ümidi diri tutmak mümkün değil. Her aileden beş on kayıp var. Her aile, iliklerine kadar yaralı. Yarınlar yaralı. Günün insana, insanın güne faydası yok. Kanla beslenen toprak yeni cesetler veriyor ve öfke susmuş bir yanardağın içinde uykuya yatmış lavlar gibi uykuya yatıyor Iraklıların ve benzer kaderleri yaşamakta olan milyonların yüreğinde.

İnsan sormadan edemiyor. Dünya, bu insanlardan ne bekliyor?