BIST 9.803
DOLAR 32,51
EURO 34,97
ALTIN 2.437,15

Olacak, olacak galiba!

Bu heyecanı yaşayan biri olarak “oluyor, oluyor galiba” demek içimden geldi.

AB Bakan Yardımcımız Ali Şahini’nin de katılımıyla halk oylaması ve sonrasındaki beklentiler Diyarbakır Radisson Blu Otel'de sivil toplum kuruluşları ve kanaat insanlarıyla birlikte ele alındı.

Bir çok kişi söz alıp kendi penceresinden katkı verirken ben acizane bir vatandaş olarak şu düşünceyi paylaştım, şeffaf bir insan olamam hasebiyle sizinle da paylaşmak istedim.

Muhterem hazirun ben 2007 yılından beri bütün gücümle barış sürecinin içindeyim. Diyeceksiniz ki neden 2007’den beri? Çünkü o sene devletin bir gizli eylem planı vardı, 18 kurumuna soruyordu; Emniyet, Diyanet, Jandarma, MEM…

“Bir genç dağdan inerse hayata bağlanması için kısa, orta ve uzun vadede eylem planınız nedir?” diye.

Ben acizane bir kardeşiniz olarak milli eğitimin eylem planının hazırlamıştım üç ayda bir raporlamasının yapıyordum, bundan cesaret almış, umutlanmıştım.

2013 yılı 1 Mart’ta İzmir Meclisinde Kürt sorunuyla ilgili bir konuşma yaptım, dedim ki; “Ben muhasebesiz ve müzakeresiz bir süreç istiyorum, muhasebesiz diyorum çünkü dünya kadar sıkıntı yaşamışız hangi birini dile getirelim, müzakeresiz diyorum çünkü kimsenin halklarımı benimle pazarlık yapma hakkı yok.”

Aslında hem hükümetin hem sivil toplumun elini güçlendirmek için 2015 Ağustos ayı itibariyle bölgenin 7 ilinden 70-80 kişilik makul insanlar listesini hazıladık Av. Mehmet Akar başkanımızla birlikte, “Ankara çalıştayı” adında bir çalıştay gerçekleştirip, ilgililere bir çözüm paket verip işlerini kolaylaştıracaktık, ama sürecin farklı gelişmesi bize fırsat vermedi.

Şimdi siz bu şekilde gelip bizi dinliyorsunuz, hoş güzel de, aslında hükümetin elini güçlü kılacak birçok çalışma zamanında yapıldı.

Doğu- Batı Kardeşlik Platformu Ankara buluşması deklarasyonu (2011) mesela; ülkemizin 51 ilinden üçer delege katılımıyla iki gün gerçekleşen gayet kaliteli bir çalışma ve 15 maddelik bir deklarasyondur.

10 Ocak 2015 Diyarbakır Lizuz otel deklarasyonu; 18 ilden 724 sivil toplum ve 56 alimin imzasıyla Arapça, Kürtçe ve Türkçe yayınlanan 18 maddelik bir beyanatı var.

7-8 Mart 2015 yılı İslami Çözüm Çalıştayı; 3500 STK’nin seçimiyle 25 ilden gönderilmiş 600 delege ile gerçekleşen iki gün iki gecelik çalıştay neticesi 28 madde.

2012 yılı Mazlum-Derin iki günlük İznik çalıştayı (*)

Değerli dostlar barış ve huzurun şifresi bu deklarasyonları satır aralarında saklıdır.

Kimisi şu Kerkük meselesinden bahsediyor, efendim Kobani’yi benim devletim kurtardı farkındayım, daha dün Kürdistan bayrağı ülkemizin en üst kurumunda dalgalandı, birkaç ay önce Musul’da Mehmetçiğin elinde Kürdistan bayrağı elinde cephede ilerliyordu.

Son bir istirhamım şu Kürt ve Kürdistan üzerinde her türlü sansürü kaldıralım, adam Kazakistan, Tacikistan, Türkmenistan dediği zaman bir endişe taşımazken Kürdistan dediği zaman sesinde bir alçalma oluyor, değil mi?

SDP yönetim kurulu üyesi Mehmet Şahin’in moderatörlüğünde gerçekleşen bu istişare toplantısı, Prof.Dr. Muharrem Kılıç ve KADEM başkanı Av.Pınar Kandemir Hecibektaşoğlu’nun katılımıyla daha da değer kazandı, katılımcıları pür dikkat dinleyip, soruları cevaplayan heyet göz doldurduğu gibi aynı zamanda geleceğe dair umut uyandırdı.

Sevgili okurlarım ülkemin huzur ve mutluluğu için bunları dile getirdim. Birileri hala “sen önce devlete saygı duy” diyecek.

Herhalde bazı vatandaşlarımız devletin ne olduğunu hala anlamamışlar, devlet TBMM ruhsatında teşekkül etmiş kurumlar bütünüdür, cansız bir varlıktır. Hukuka saygılı olmak, yasalar çerçevesinde yaşamak devlete olan saygının bir ifadesidir. İsterseniz şu kurumun bu kurumun karşısına çıkıp selam verelim yok daha neler!

Bu heyecanı yaşayan biri olarak “oluyor, oluyor galiba” demek içimden geldi.

Paylaşmak benden analiz etmek sizden.

(*) Dört deklarasyonu içeren dosya heyete ulaşıldı.