BIST 9.717
DOLAR 32,49
EURO 34,91
ALTIN 2.436,90
HABER /  MEDYA

Murat Yetkin'den Cemaat operasyonu ve Erdoğan yazısı

Radikal gazetesi yazarı Murat Yetkin, Gülen Cemaati'ne yapılan operasyonu köşesine taşıdığı bugünkü yazısında "2015'te davaya değil lidere, Erdoğan'a bağlılık esas olacak" dedi.

Abone ol

İNTERNETHABER.COM - Radikal gazetesi yazarı Murat Yetkin, Gülen Cemaati'ne yapılan operasyonu köşesine taşıdığı bugünkü yazısında, "İşin bir basın özgürlüğü boyutu var, bir AK Parti'deki yankılanması. Gülencilerin başına gelenin diğerlerine ders olması isteniyor. 2015'te davaya değil lidere, Erdoğan'a bağlılık esas olacak" dedi.

Murat Yetkin'in 'Zaman'a operasyon AK Parti'nin dönüm noktası olacak' başlıklı bugünkü yazısının ilgili kısmı şöyle:

O KADAR ÇOK KİŞİNİN CANI YANMIŞ Kİ...

"O kadar çok kişinin canı yanmış ki, dün gazetecilerin gözaltına alınmasına tepki vermekte bile bölündü memleketin aydınları" diyen Murat Yetkin, Zaman gazetesi Ekrem Dumanlı'nın gazetecilik faaliyetinden dolayı gözaltına almadığını yazdı:

Oysa şimdi de Dumanlı, görünüşe bakılırsa gazetecilik faaliyetinden değil, Anadolu Ajansı’nın yazdığına göre, El Kaide ile bağlantısı öne sürülen radikal İslamcı bir grup aleyhine sahte delil üretme suçlamasıyla sorgulanmak isteniyordu ve bazı canlar o kadar yanmıştı ki ortada olanın basın özgürlüğüne yeni bir hamle olduğu dahi herkes tarafından görülemiyor, kabullenilemiyordu.

Oysa kural belli: Basın özgürlüğü üzerinde olumsuz etki yapacak her hamle, kimden geldiğine, kime karşı ve hangi kılıkta yapıldığına bakılmaksızın yanlıştır, karşı çıkılmalıdır.

"Zaman ve Samanyolu’na baskın ve gözaltılara karşı çıkmak, onların düşünce, inanç ve işlerini savunmak değildir; savunulan basın özgürlüğüdür. Bu kimin, ne zaman, neyi, nasıl yaptığını unutmak da değildir, bu ayrı bir etik düzeyidir" ifadelerini kullanan Murat Yetkin, Ahmet Şık'ın tweetini anımsattı:

Bunun en güzel örneğini dün Ahmet Şık verdi. Şık, Fethullah Gülen’in Hizmet grubunun faaliyeti üzerine yazdığı “İmamın Ordusu” kitabı, henüz yayınlanmadığı halde içeri alınmış, terörizmle suçlanmıştı. Bugün dışarıda. Ve dün Twitter hesabında şunları yazdı: “Birkaç yıl önceki faşizm döneminin kudretli sahiplerinden Cemaat'in bugün yaşadığının adı da faşizmdir. Faşizme karşı çıkmak erdemdir”.

Bunun üzerine de Zaman’ın Washington Temsilcisi Ali Aslan ”Faşiste faşist dediğin için teşekkürler. Ve lütfen hakkını helal et, biz senin özgürlüğüne böyle sahip çıkamadık” yazdı Twitter’da. (Zamancıların AK Parti iktidarı için ‘faşist’ suçlamasında bulunmasına ne diyordunuz?) Yine Hizmet grubundan İhsan Yılmaz açıkça özür diledi; Dumanlı da nezaretten selam göndermişti. Pişmanlık demek için erken belki, demokrasi ve özgürlük için acı çeken insanların güvenini kazanmak o kadar kolay olmayabilir.

‘Etme bulma dünyası’ diyenleri de anlamak lazım. Silivri’de Nedim Şener’in küçücük kızının ‘düğmesi ötüyor’ diye eteğinin çıkarttırılmasını hatırlıyorsunuz, değil mi? Ergenekon’un mali sorumlusu iftirasıyla cezaevinde beş parasız vefat eden Kuddusi Okkır’ı? Telefonuna virüsle yüklenen sahte bilgilerle süründürülen Teğmen Mehmet Ali Çelebi’yi? Bunun medya boyutunu kim yürüttü?

Basın özgürlüğünü savunurken yarın işler değiştiğinde Zamancılardan özeleştiri beklemeden, hatta belki benzer bir senaryoda yine sahnede olup olmayacaklarını düşünmeden savunmak gerekiyor. Özeleştiri yaparlarsa iyi olur, ama kendi vicdanları bilir. Hak ve özgürlüklerin gerçek savunucularının etik düzeyi bunu gerektirir.

DAVAYA BAĞLILIK DEĞİL, ERDOĞAN BAĞLILIK

Gülen Cemaati'ni yapılan operasyonun diğer cemaatlere uyarı olduğunu vurgulayan Murat Yetkin, "Bu aslında AK Parti içinde kendi kimliklerini sürdürmeye çalışan başka cemaatlere, gruplara da açık bir uyarı: Yanlarına salavatla yaklaşılan Gülencilerin başına bunlar geldiyse, başkalarının başına neler gelir kimbilir" diye yazdı.

Operasyonun bir dönüm noktası olduğunu dile getiren Murat Yetkin, "Yani AK Parti’nin 2015 seçimi sonrasındaki Meclis grubuna girebilme ölçüsünün davaya bağlılık olmaktan, lidere, yani Erdoğan’a bağlılık olacağını gösteriyor; öyle bir dönüm noktası sayılabilir" iddiasında bulundu.