BIST 9.611
DOLAR 32,50
EURO 34,61
ALTIN 2.478,39

Motivasyonunuzu nasıl alırsınız?

“bu bir hayat projesidir. Ve hayatta başarmak istiyorsan en büyük engel tanrıdır.”

Günümüzün handikabı; hakikate değil başarıya odaklanmak!

Siyasette, ticarette, okulda, sporda, vs. başarı daima önceliği tutmuş durumda.

Başarı için hakikatten uzaklaşarak hedefe varılabilecek her yolun mubah sayıldığı bir çağı yaşıyoruz.

Ebeveynler çocuklarının başarısı için ya ödüller yolu ile teşvik etmeye çalışıyorlar ya da başarının önündeki engel sayılabilecek bütün unsurları dünyevi şartlara göre egale etmeye çalışıyorlar.

Başarıya gidilen yolda saygınlık kazanabilmek için onulmadık taklalar atılabiliyor!

Ebeveyn aile içinde nasıl bir konum ve paye vermişse otomatik olarak toplumda kişiye bu konumu reva görüyor!

Toplumda hakikat menfezinden süzülen nurdan istifade edemeyenler saf olarak bilinen bireyleri kullanarak merdiven basamaklarını çıkmaya çalışıyorlar.

Hakikatte ise; “saf olan kazanır, safları kullananlar değil!”

Başarıya odaklanmada ki sözüm ona haklı sebep; Kurtlar sofrasından pay kapmak için başarılı olması lazım. Başarılı olmak için de dünyevi şartlara göre hareket etmek lazım.”

Yarış atına döndürülen çocukların ve gençlerin bir toplumu inşa edebileceğini düşünsenize!

Batı medeniyeti hep ileride biz neden hep geride kalıyoruz diye hayıflanan hamakat sahiplerinin bilmesi gerekenler var!

Sanayi devriminin zemin bulması aşamasında çağın Batılı aydınları, gelecek nesle sunmuş oldukları hayat projesi çözümü; işte tam da yukarıda bahsetmiş olduğum formüldü.

Başarıya odaklan hakikatten uzaklaş!

Seküler yaşamın başarıya ulaşma olasılığı daha fazla, çünkü; dinden ve hakikatten uzak kalırsan dünyevi başarıya ulaşırsın!

İftihar perspektifindeki izahatları; bu bir hayat projesidir. Ve hayatta başarmak istiyorsan en büyük engel tanrıdır.”

Din devre dışı bırakılmış, başarılı hayat kazan-üret-tüket-eğlen temeline oturtulmuştu.

Çok çalışacaklar, çok üretecekler, ürettiklerini satıp paraya çevirecekler ve paranın gücü ile eğlenecekler, eğlendikçe hiçbir şeyi düşünmeyecekler ve bu sayede mutlu olacaklardı!

Proje formülündeki en büyük maksat; paranın gücü kullanılacak.

Peki bu para nerede kullanılacak?

Silah alınacak-satılacak; savaşlar ve terör yatırımı olarak uygulanacak.

Terör yıkımlar getirecek ve toplumlar ahlak sınırlarını kaldıracaklar daha fazla kazanmak için daha çabuk hakikatten uzaklaşacaklar!

Çok meşhur, çok başarılı, çok zengin olanlar oldu; ama nedense bir türlü ne huzur ne de mutluluk yakalanamadı.

Yaşam gayesinin temelinde bir şeylerin yokluğu hep oldu.

Bilim, teknoloji, hatta servet, şöhret ve başarı hayata anlam katamadı. Toplumun yüreğinde boşluk büyüdükçe büyüdü; uyuşturucu, depresyon, terör, intihar ve boşanma olayları arttıkça artmaya başladı.

Hayat anlamsız bir kareden ibaret kaldı.

Batı ne oluyoruz demeye ve sorgulamaya başladı!

Uzun düşünceler ve mütalaalar neticesinde varılan nokta; yahu bizim bir dinimiz vardı!” oldu.

Ve Batı sihirli sözcüğü zikretti; mutlu ve huzurlu olmak için Tanrı unutulmaması lazım!”

Enstitülerde yoğun çalışmalar, okumalar ve gayretler başladı.

Duke Üniversitesi’nden Dr. Harold Koening yaptığı araştırmalar neticesinde kanaatini bildirdi; Yoğun stres altında yaşayan günümüz insanının Tanrı’ya inanması direnci artırır, kendini olumsuzluklar karşısında daha güçlü ve daha iyi hisseder.”

Birilerinin hayran olduğu Batı şimdi başını ellerinin arasına almış ne yapacağını düşünüyor; terör, savaş, mafya, kumar, içki, fuhuş, uyuşturucu, intihar, adaletsiz gelir dağılımı, eşcinselik ve yoğun boşanma….

Chicago Üniversitesi Profesörü Martin MartyTıp teknolojisine ve bilim dünyasına şükran borçluyuz, ama ona tapamayız, çünkü bu konuda çok yetersiz kalır diyor.

Zenginleşerek mutlu olacaklarına Batı dünyasında neredeyse inanan çok az kişi kaldı.

Dine ihtiyaç duymayacakları tezinin de çökmüş olduğunu kabul ettiler!

Batıya hayran olarak İslam kuralları içerisinde yaşamın boş olduğunu zikredenler ve düşünenler hakikatten uzak kalmış olanlardır.

İleri medeniyet safsatası ile yönünü başarıya ve Batıya dönenler hakikate yaklaşmadıkça mutlu ve huzurlu olamayacaklar