BIST 9.468
DOLAR 32,60
EURO 34,79
ALTIN 2.495,67

Milli Görüş gömleği 2018 trendi

Temel Karamollaoğlu başkanlığında Saadet Partisi döneminde ise devran, birkaç tur daha öyle bir döndü ki, Erbakan davasının, Milli Görüş'ün kurulma amacı olan karşıt görüşle eller sıkıldı kanka olundu.

1969 yılında Necmettin Erbakan'ın öncülüğünde başlayan Milli Görüş hareketi, İstanbul'dan Kudüs'e ileri ufuklar ve yüksek ideallere hizmet etmek için çıkmıştı yola. Anlamları anti islamcı çevre tarafından bilinçli olarak istismar edilmiş, "şeriat" "tesettür" gibi kelimeleri İslam jargonundaki orijinal halleriyle dile getirmekten çekinmemiş, tartışma programlarında etki alanı Rusya'dan ABD'ye kadar kapsamlı bombaların fitilini çekmiş, kendi kültürünü yozlaştırmayı iş zanneden müslümanların gözünü açmıştı.

Sistemin hararetinin zaaflarından faydalananlar, bu gidişi baltalamak için Madımak olayları benzeri birçok hadise çıkarıp; davayı, Erbakan'ın istifasına kadar götüren postmodern darbeyle gözden düşürmüşlerdi.

Milli görüşün siyasi partisi her kapatılmasında farklı bir isim ve bayrakla siyaset sahnesine tekrar girdiyse de ideoloji ve isimler hep aynıydı. Recep Tayyip Erdoğan milli görüş gömleğini çıkardığını açıklayarak ekibiyle yeni bir oluşuma gitti. Ak Parti halkın gözünde milli görüşün hatalarından, sivri çıkışlarından ders almış haliydi. Ilımlı söylemleri, yumuşatılmış propagandalarıyla ilk seçimde bu sıkıntılardan yorulmuş halkın kalbinde yer etti.

Kimine göre bir strateji belki de çizgi değiştirmenin bir neticesi olarak; Erbakan hoca vefat edene kadar meydanlarda Ak Parti'yle zıtlaşma halindeydi. Hatırlıyorum bir defasında şöyle sesleniyordu; "sizin seçimlerde oy verebileceğiniz iki parti var. Fakat bunlardan biri IMF'ye kucak açıyor!" Yani yine de bazı politikalar dışında Ak Parti'yi de temsile layık görüyordu. Devran döndü, Erbakan vefat etti. IMF borçları kapatıldı. Türkiye çok badireler atlattı. 15 Temmuz darbe kalkışması da olunca, bir zamanlar sohbetlerinde reyinin rengini ifşa etmekten çekinen çekinmeyen tüm cemaatler, belli başlı inançları ortak birçok sivil ya da siyasi oluşum Erdoğan'da birleşme çağrısı yaptı. Milli görüş hareketi başarısız da olsa ayrı baş tutmayı seçti nedense...

Temel Karamollaoğlu başkanlığında Saadet Partisi döneminde ise devran,  birkaç tur daha öyle bir döndü ki, Erbakan davasının, Milli Görüş'ün kurulma amacı olan karşıt görüşle eller sıkıldı kanka olundu. Bu dönüş, Fatih Erbakan'ın bile başını döndürmüş olacak ki; "Boş oy atmak CHP ile anlaşmış Saadet Partisine oy vermekten daha şerefli bir iştir" açıklamasını yapmıştı.

Bugün MGV'nin bir kermesine rastgeldim. Hala bizim, İmam Hatip'lerin önlerinde çaresiz bekleştiğimiz, öğrenci değil militan muamelesi gördüğümüz yılların ezgileri çalıyordu. Yenilenip zamana ayak uyduracak politikalar, şarkılar ve yeni fikirler üretmese de, hala o zamanlara ait sızıları diri tutan geleneğin yaşlı bir çınar ağacı gibi bir kenarda kalması, aslında siyasetten öte hatıraları yaşatması gibi yıpranmış bayrağının dalgalanmasını severdim eskiden. Şimdilerde CHP kontenjanından meclise giren gardaşların haline ve söylemlerine bakınca, milli görüş gömleğini çıkaranlara nefret kusanlar, darbe gecesi bizimle sokaklarda şehid olma sevdasıyla koşanlar, bugün bizi darbe yapanlarla aynı kefeye koymuş...

O geceyi batılın batılla çatışması olarak yorumlayan vekil, 15 Temmuz'u Ak Parti ve Fetö çekişmesi olarak görüyor!  Nereden nereye... Karamollaoğlu'yla saadet olmaz demiştim. Kimisi gömleği çıkarıp yeni bir çığır açar, kimi de gömlek değiştirir gibi görüş değiştirir.

Saadet Partisi'nin ileri gelenlerinden "biz zaten kazanamayacağımızı biliyoruz" itiraflarını kulaklarımla da duyunca tek şunu merak eder oluyorum; Milli Görüş'ü emekli etmeye niyetiniz yoksa, neden size fikriyatta en yakın ve güçlü olan Ak Parti ile beraber yürümüyorsunuz, ya da eğer CHP ile eylem ve söylemde, dost ve düşman tespitinde birleştiniz; neden hala Milli Görüş tabelasını kullanıyorsunuz? Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?