BIST 9.692
DOLAR 32,59
EURO 34,87
ALTIN 2.496,52
HABER /  POLİTİKA

MHP ve HDP'den AK Parti'yi iki açık çek

Yeni Şafak gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi, bugünkü köşesinden koalisyon görüşmelerini ve partilerin tavrını analiz etti.

Abone ol

Yeni Şafak gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi'nin "Erdoğan olmadan asla" başlıklı bugünkü yazısına göre, MHP ve HDP'nin koalisyon görüşmelerindeki tavrı AK Parti'nin elini güçlendirdi. 

"MHP ve HDP iki konuda açık çek verdi" diyen Abdülkadir Selvi, koalisyon görüşmelerinin ilk turunda "AK Parti'siz hükümetin kurulamayacağı görüldü" tespitinde bulundu.

Selvi, MHP ve HDP'nin 'açık çek' olarak tabir ettiği açıklamalarına ilişkin ise şunları yazdı:

"...Bahçeli, 'Biz, ülkeyi çaresiz ve sıkıntılı duruma düşürmeyiz. Hele CHP'yi bir deneyin. Yoksa erken secim olsun. Olmazsa, biz ülkeyi çaresiz bırakmayız" demişti. Bahçeli, bu sözlerinin AK Parti hükümetine destek verecekleri anlamına gelmediğini söyledi. Zaten işin sırrı burada yatıyor.
HDP Eş Genel Başkanlar Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş da, AK Parti-CHP hükümetini destekleriz, ama eğer bu mümkün olmazsa hemen secim kararı almayın. Bir tur daha yapın, seçim hükümetini tartışmaya hazırız" mesajını vermişlerdi.

...CHP-MHP-HDP blokunun bir araya gelerek koalisyon kuramayacağı ortaya çıktı. HDP destekli CHP-MHP koalisyon hükümeti jet hızıyla gündemden düştü. AK Parti'siz bir hükümet kurulamayacağı görüldü. HDP'nin içinde yer alacağı, ya da dışarıdan destekleyeceği hükümet formüllerine kapılar kapandı.

AK PARTİ-CHP KOALİSYONU 

Selvi yazısının ikinci bölümünde ise AK Parti-CHP koalisyonu ihtimalini değerlendirdi, Erdoğan faktörünü yazdı.

Selvi, "Eğer, bir AK Parti-CHP koalisyonu kurulacaksa, bu, Erdoğan'a rağmen kurulamaz. Erdoğan da istediği taktirde kurulabilir" dedi. İşte Selvi'nin yazısının devamı...

"AK Parti-CHP koalisyonu için ilk adım bu hafta atılacak. Bu noktada, CHP açısından bir psikolojiye işaret etmek istiyorum. Kılıçdaroğlu'nun, koalisyona istekli tavrı, 'CHP, koalisyona girmek için her türlü tavizi vermeye hazır' şeklinde bir algı oluşturdu. CHP'yi koalisyona teşne bir parti gibi göstermek, sürece zarar veriyor.

...Bir de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konumu var.
CHP, Cumhurbaşkanının Anayasal sınırlara çekilmesini talep etmişti. Ancak CHP, Cumhurbaşkanı konusunu koalisyonun işi olarak görmüyor. CHP'de, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendileriyle koalisyon kurulmasını istemediğine dair bir kanaat var. Bunu AK Parti ile CHP'nin olumlu bir görüşme yaptıkları gün. Cumhurbaşkanının CHP'ye yönelik eleştiriler yöneltmesine bağlıyorlar. Kılıçdaroğlu, bu durumda Cumhurbaşkanı ile Başbakanı ayrıştıran bir açıklama yaptı. Koalisyona Erdoğan'ın değil, Davutoğlu'nun karar vereceğini savundu.

CHP'nin stratejisi doğru değil. Erdoğan'la Davutoğlu'nu ayrıştırarak sonuç almaları mümkün değil. Çünkü Erdoğan demek, AK Parti demek, Ak Parti demek Erdoğan demek. AK Parti, Erdoğan'a rağmen karar almaz. Davutoğlu, her konuşmasında Cumhurbaşkanı konusundaki hassasiyetini ortaya koyuyor, "Cumhurbaşkanımızın meşruiyetini ya da makamının saygınlığını tartışmaya açmak baştan koalisyon müzakerelerini saboteye dönüştürür." Davutoğlu'nun tavrı, "Erdoğan olmadan asla!" ya da "Erdoğan istemeden asla!" diye yorumlanabilir.

Eğer, bir AK Parti-CHP koalisyonu kurulacaksa, bu, Erdoğan'a rağmen kurulamaz. Erdoğan da istediği taktirde kurulabilir.

AK Parti-CHP koalisyonunun önündeki mayınlı alana dikkat çekmek istedim. Yazının sonunda tekrar iyimserlik şapkamı takacak olursam, konuştuğum CHP yöneticileri, "Bizim için taksimetre yeni çalışmaya başlıyor. Biz, masadan kalkan taraf olmayacağız' diyorlar.