BIST 9.797
DOLAR 32,50
EURO 34,95
ALTIN 2.429,02
HABER /  MEDYA

MGK sevap kazanacak Gülen öyle diyor

Star gazetesi yazarı Ahmet Kekeç MGK kararlarını eleştiren cemaat yazarlarını, Fethullah Gülen'in sözleriyle vurdu.

Abone ol

Çok tartışılan 28 Şubat dönemi MGK'sının kararları için "İçtihatlarında yanılırlarsa bir sevap, yanılmaz ve isabet kaydederlerse iki sevap kazanırlar” diyen Gülen, Ahmet Kekeç'in gündeminde.

Star gazetesi yazarı Ahmet Kekeç, kırmızı kitaba girmesi beklenen devlet içindeki paralel yapılanmayı ele aldı. Bugünkü yazısında MGK kararlarına tepki gösteren cemaat yazarlarına Gülen'in sözlerini hatırlattı.

Hedefteki paralel yapının dindarlar, referansını dinden alan sivil toplum kuruluşları olmadığını yazan Kekeç, dindar olmanın suç olmadığının altını çizdi. İşte o yazının ilgili bölümü:

BELGE İMAL ETMEK SINAV SORULARI ÇALMAK SUÇTUR

"Dernek kurmak suç değildir ama “devletin gizliliğine” sızıp, elde edilen bilgileri başka ülkelere servis etmek suçtur. Başbakan’ı tarassut altına almak suçtur.

Fiziki takip uygulamak suçtur. Kritik enerji anlaşmalarına imza atmış Enerji Bakanı’nı dört yıl boyunca dinlemede tutmak suçtur. Kriptolu telefonların şifrelerini çözmek suçtur. Belge imal etmek suçtur. Sınav sorularını çalmak suçtur. Kumpas kurmak suçtur.

MGK, mevcut yasaların “suç” saydığı bütün bu faaliyetler kalemini masaya yatırdı ve devletin güvenliğini tehlikeye atan oluşumlarla etkin mücadele yolunun benimseneceğini açıkladı.

Doğru bir iş yaptı bence.

YENİ DÖNEM MGK ÇOK SEVAP KAZANACAK

İsabet kaydedilirse, MGK üyeleri “iki sevap” kazacaklar.

Fethullah Gülen, sivil toplum faaliyetlerini bile suç kapsamında gören eski dönemin MGK’ları için, “İçtihatlarında yanılırlarsa bir sevap, yanılmaz ve isabet kaydederlerse iki sevap kazanırlar” diyordu.

Ben, doğru içtihatta bulunan yeni dönem MGK’sının çok sevap kazanacağını düşünüyorum.

Dikey hiyerarşik din örgütlenmesinin bir gazetesi, dün, yeni dönem MGK’sının aldığı kararları eleştiren iki yazı yayınladı. Daha doğrusu, iki müntesibin görüşlerine yer verdi.

Biri, “Kim korkar Kırmızı Kitaptan” diyordu, diğeri de, “Eşkıya, biçare, Yezit, Firavun” diye dümdüz gidiyordu.

Bir dakika arkadaşlar...

MGK’nın etkin mücadele yolunu benimsediği “kirliliklerle” sizin ne alakanız var? Niçin göğsünüzü siper ediyorsunuz?

Başbakan’a fiziki takip uygulayanlarla ilgili işlem yapılmasın mı? Devletin gizliliğine sızanlar tehdit kapsamına alınmasın mı? Neye itiraz ediyorsunuz?

Efendim, “Kırmızı Kitap” diye bir şey olur muymuş? Demokrasilerde böyle şeyler kabul edilebilir miymiş?

Kabul edilemez, tamam da... MGK faaliyetlerine kutsallık atfedildiği ve üyelere bol keseden sevap yazıldığı dönemlerde niçin Kırmızı Kitaba kafa atmıyordunuz?"