BIST 9.590
DOLAR 32,54
EURO 34,88
ALTIN 2.489,28
HABER /  GÜNCEL

Mescitle meyhane arasındaki lider

Kendilerini hormonsuz, amatör ruhla siyaset yapan Anadolu çocukları olarak tarif eden BBP liderinden İnternethaber'e çok özel açıklamalar.

Abone ol

ANKARA- Türkiye seçim sathına girdi, yüzde 10 barajı nedeniyle özellikle merkez sağda birlik, ittifak tartışmaları başladı. Bu çağrıyı yüksek sesle dile getiren isim ise BBP lideri Yalçın Topçu.

Hasan Celal Güzel, Ali Güngör, Ramiz Ongun, Süleyman Soylu, Numan Kurtulmuş’un isimlerini veren Topçu, “Ey ‘milletçi siyasi kuvvetler. Gelin tertemiz 18 yıllık geçmişi olan, üzerinde tek lekesi olmayan bu zemin üzerinde milli demokrat merkez bir çatı oluşturalım” diyor.

Milli ve maneviyatçı yönü nedeniyle hem partiye hem de şahsına büyük ilgi gösterildiğini anlatan Topçu bu ilgiyi de, “Milli, manevi duruşum hiç kimseye iğreti durmuyor. Adeta mescit meyhane arasında köprü vazifesi görüyorum" sözleriyle açıklıyor.

İttifak tartışmalarının merkezindeki isim Topçu İnternethaber’e konuştu. Merhum Yazıcıoğlu’nun ölümünden bu yana genel başkan olmasına karşın hiç kullanmadığı Yazıcıoğlu'nun odasını bize açan BBP lideri Topçu, ittifak çağrısının nedenleri ve şartlarını Saadet Partisi lideri Necmettin Erbakan’la yaptığı görüşmeyi, AK Parti’yle yakınlaşma ve yardım alma yönündeki iddiaları, HSYK seçim sonuçlarını, türban tartışmalarını ve CHP’deki değişimle ilgili değerlendirmelerini anlattı.

İşte Topçu’yla yaptığımız sohbetten satır başları:

- Sayın Yazıcıoğlu’nun ölümünden sonra zor günler atlattınız. Bugün merkez sağda ittifak iddiaları ile yeniden gündemdesiniz. Neler oluyor?

BBP, Sayın Yazıcıoğlu’nun vefatından sonra ömür biçilen bir parti oldu. Yerel seçim sürecinde acımızdan kurtulup ‘hey millet seçime gidiyoruz’ diyemedik. Seçim kanunu ve baraj problemi var. Ama ben BBP lideri olarak bunu problem görmüyorum. Akılla siyaset yapıyorum, pratiği biliyorum. 16 yaşından beri yöneticiyim. Geçtiğimiz seçimde önümüze 2 milyon oy koyduk. Ancak şahadet bize Sivas’ta pik yaptırdı, diğer yerlerde aşağı çekti. 1 milyon oy aldık. Biz yaşadığımız travmaya rağmen oyları 1 milyona çıkarttık, şimdi bu 1 milyon oyu 3 katı sıçratma peşindeyiz.

MESCİTLE MEYHANE ARASINDAKİ LİDER

- BBP’nin toplumdaki karşılığı nedir? Bir araştırma var mı?

BBP’ye büyük ilgi ve sevgi var. Yapılan araştırmalara göre bölücüler hariç her partinin ikinci partisi durumundayız. Çünkü benim duruşum birileri gibi değil. Ben milli duruyorum. Bu milli duruşum da doğudan batıya her yerde tasvip görüyor. Ben maneviyata önem veriyorum. Bu manevi duruşum hiç kimseye iğreti durmuyor. Adeta mescit meyhane arasında köprü vazifesi görüyorum.

- Bu sevgi mi sizi 3 milyona taşıyacak?

Evet. Ben bu sevgi sempatinin bedelini istiyorum. Üç şey istiyorum. Bir, sevginin gereğini yapın. İki rahmetliyi çok sevdiğinizi söylüyorsunuz. Geride kalanların hepsi yetim. Yetim hakkı diye bir şey var. Bunun gereğini yapın. Üç ülkenin fotoğrafına bakın. 580 milyar dolar borç, bölücü terör satha yayılmış, Kandil sönmemiş, İmralı susmamış, sözcüleri de racon kesiyor. Bunda benim değil Meclis’teki partilerin, 26 yıldır yönetenlerin vebali var. Ekonomik, bölücü, ahlaki terör devam ediyor. Bunların hiçbirinde benim vebalim yok. Ellerim temiz. Temiz ellerimi de bu millete uzatacağım.

- Kendinize güveniniz var ama baraj sorunu…

Ellerimi uzatırken milletin bana söylediği hassasiyeti de dikkate alacağım. Milletim bana diyor ki, seni çok seviyoruz ama seçim barajı var. Hasan Celal Güzel, Ali Güngör, Ramiz Ongun, Süleyman Soylu, Numan Bey’le görüş diyorlar. Ben de aylardır bunu dillendiriyorum. Gelin ey ‘milletçi siyasi kuvvetler’ diyorum. Gelin tertemiz 18 yıllık geçmişi olan üzerinde tek lekesi olmayan bu zemin üzerinde milli demokrat merkez bir çatı oluşturalım. Seçim sathı döneminde sözcüyü belirleyelim. Bir manifesto ortaya koyalım, bir iktidar deklarasyonu yapalım, onun da başbakanını tayin edip milletin önüne çıkalım.

HİLALLE GÜLÜ MİLLETE GÖTÜRECEĞİM AMA…

-Bu süreçte Sayın Erbakan’la görüşmeniz dikkat çekti. İttifak yapılacak partilerden biri mi?

Sayın Erbakan’la görüşme bir nezaket ziyaretiydi ama 1.5 saate yakın da memleketin meselelerini konuştuk. Erbakan’ı da merkez çatıya davet ettin mi diyorlar. Bunlar işi sulandırmak. Ben hilalle gülü millete götüreceğim. Bu noktada millet de şu şu kuvvetlerle birleş, elimi rahatlat diyor. Ben de bu çağrıyı yapıyorum. Buna kim doğrudur evet bende varım derse başımın üzerinde yeri var.

Ben kaderin gereği bir emaneti aldım. Gücümün yettiği, dilimin döndüğünce bunun gereğini yapmaya çalışacağım. Siyaseten bir netice almaya çalışacağım. Aldım aldım… Alamadım… Birilerinin yaptığı gibi ‘taşrada iyiydik, şurada kötüydük’ diye bahane gerekçe bulmam. Benim bir hedefim var. Hareketi Meclis’e taşımak. Onun gereği olmadı mı ben millet dalkavukluğu yapmam.

- Ayrılır mısınız?

Tabiî ki. Bahaneyi de başkasına atmaz, başarısızlığı kendimle alakalı görürüm. Öncelik benim ikbalim değil, milletin istikbali. İstediğim sonucu aldım mı, almadım mı? Gereğini yaparım, emaneti teslim ederim.

- Çatı için BBP şart mı, başka çatı olmaz mı?

BBP’de olması noktasında siyasi, matematiksel bir gerçek var. Albenisi yüksek, mazisi temiz, denenmemiş 1600 teşkilatı olan bir partiyiz. Siyasi hakikat BBP’de bu çatı altında biraraya gelmeyi gerektiriyor.

HORMONSUZ ANADOLU ÇOCUĞUYUZ

- Bu arada AK Parti’ye yakınlaştığınız iddiaları da var…

BBP kadroları ikbal peşinde olsa ömürlerini verdikleri partiden ellerini yıkayıp çıkmazdı. Biz Anadolu çocuğuyuz. Katkısız, hormonsuz, dupduru, amatör ruhla siyaset yapan Anadolu çocukları. Bizi Anadolu tabiriyle yine harmanda ölçebilirsiniz. Meslek algısı ile profesyonel değil, amatör bir ruhla milletin istikbali için siyaset yapıyoruz. Derdimiz ikbal değil. Tabiî ki Türk-İslam davasının savunucularının Meclis’te olmasını istiyorum, bunun içinde elimden geleni yapacağım. Ama birilerinin attığı iftira metotlar ile yapmayacağım. Bu sözleri BBP’nin yükselişine bir çelme olarak görüyorum.

KARDEŞ ETİ ÇİĞNEDİLER

- Anayasa değişikliğine ‘evet’ dediniz. Bu süreçte özellikle MHP cephesinden ağır eleştiriler geldi. Ne diyorsunuz?

MHP benim geçmişte ömrümü verdiğim şerefli bir mazi. Maksadı aşan kötü sözler söyleyeni bağlar. Bir parti bu kararları alırken geçmişine, misyonuna bakar, ona göre hareket eder. Biz geçmişimize bakarak ‘namuslunu millete döndüren tanka selam durmayan bir anlayış’ olarak yapmamız gerekeni yaptık. İkincisi ben CHP’nin iki maddeyle ilgili hassasiyetini anladım. CHP kendi egemenlik alanı daraldığı için ‘hayır’ dedi. Moğultay ve Oktay’ın açıklamaları ortadayken bu konu üzerinden kardeş eti çiğneyenlerin duruşunu anlayamıyorum. Bunu da camianın takdirine bırakıyorum.

DEVLETİN İTİBARI KAR ALTINDA

- Yazıcıoğlu’nun ölümüyle ilgili araştırma komisyonu çalışmaları ve hukuki süreci yakından izliyorsunuz. Yeni bir gelişme var mı?

Devlet Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının ölümü ile itibarını Keş dağlarında karların altına gömdü. Bu süreçte milleti sokakta devletle karşı karşıya getirmedik. O acıyı birilerine örnek gösterilecek şekilde hukuki ve idari boyutuyla doğru bir sürece soktuk. Meclis Araştırma Komisyonu, DDK’ya giderek devletin kayıtlarına taşıdık. Yetkililer kaza, millet ise suikast diyor. Milletin vicdanındaki ezberi bozmak bürokrasi, siyaset ve hukuka düşüyor. İddiaları kaza ise ortaya koysunlar.

TÜRBAN TARTIŞMASI SULANDIRILIYOR

- Türban tartışması ilköğretime indi. İlköğretimde türban olabilir mi?

Konuşuldukça bu işler mecrasından çıkıyor. BBP’nin söylediği net. Bireysel demokrasi hak ve özgürlükler ileri demokrasi yaşayan ülkeler seviyesine çıkarılmalı. İlköğretimde türban sulandırma meselesi. Politik bir argüman olarak kullananları kınıyoruz.

CHP 90 TRİLYONUN HAKKINI VERSİN

- CHP’deki gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

CHP ana muhalefet olarak ülkenin derin bir krizden geçtiği şu dönemde sağlıklı, pozitif yönde çalışmalı. Temennim iç sorunlarını aşıp Meclis’te görevlerini yapması. Son aldıkları yardım 90 trilyon. O plazada millet meselelerine çözüm bulsun diye yetki verilmiş, hazineden para ayrılmış. Orada iktidar mücadelesi doğru değil bunu aşmaları lazım.