BIST 9.536
DOLAR 32,51
EURO 34,82
ALTIN 2.490,05

Merak ediyor musunuz?

Öğrenmeyi tetikleyen, bilgiyi besleyen en önemli güç, insanın doğasındaki merak duygusu. Merak, tıpkı bir mıknatıs gibi yöneldiği alanla ilgili mesajları çekiyor, kodları yapıştırıyor insanın zihnine. Ve bilimsel çalışmalar da gösteriyor ki insanın büyük bir merakla edindiği bu kodlar kolay kolay da hafızadan silinmiyor.

Merak duygusu zihnimizi sürekli dürtüyor, kurcalıyor. Ve biz de bu noktada araştırmaya, kurcalamaya, akıl yürütmeye, senaryolar üretmeye, gelişmeye başlıyoruz.

İşte bu anda da bilgiyle buluştuğumuz anın fotoğrafı çekiliyor!

Zaten doğamızda yok mudur bu duygu? Hayata başlayalı birkaç yıl olmuş küçük bir çocuğu dış dünyayla ilişki kurmaya, nesneleri tanımlamaya, bir şeyleri bilmeye iten güç meraktır. Merakın şiddeti arttıkça, yöneldiği alanla ilgili bilgiyi öğrenme isteği de iyice artar, hatta bu aşamada bilinmeyene karşı duyulan korku bile yerini cesarete bırakır. Bu temel duygu ile yol alan insan, tarihi değiştirecek ne büyük keşiflerde bulunmuş, ne uzun yollara çıkmıştır.

 

Merakın hangi kaynaklardan, nasıl beslendiği ise tabii asıl önemlisi.

Nerelerde dolaştığı, neleri yiyip, içtiği…

 

Ne yazık ki, toplumumuzda gün geçtikçe azalıyor bu duygu. Ya da dolaştığı yerlerin alanları günden güne daralıyor. 

Alım gücümüz azalıyor, işsizlik oranı günden güne artıyor…. Nedenleri merak etmiyoruz. Dolayısıyla bilmiyoruz..

Yakınçağ dünya siyasal tarihinde yaşananların günümüz dünya düzende nasıl bir etkisi oldu, bilmiyoruz… Çünkü hiç merak etmemişiz.

 

Daha nice konuda da durum farksız!

 

Ama Sanem Çelik evli sevgilisiyle arabada mı yakalanmış? Adam eşinden boşanacak mıymış? Diğer ünlüler bu duruma ne demiş? Sanem Hanım’ın kişisel tarihinde benzer hikayeler var mıymış? Bir meraktır gidiyor…

 

Magazini ve magazine duyulan ilgiyi küçümsemiyorum. Hatta popüler kültürün bir ürünü olarak kısmen de olsa hayatımda. Ama kendi yaşamını bire bir ilgilendiren onlarca sosyal problemin nedenine karşı bu denli meraksız, dolayısıyla bilgisiz iken, bir başkasının hayatı üzerinde büyük bir merakla yap boz oynamak neden bu kadar önemseniyor anlamaya çalışıyorum.

 

Merak ediyorum!

 

Ve düşünüyorum…

 

Küçük yaşlarda serbestçe dolaşan bu doğal itki, ilerleyen yaşlarda karşılaştığı kalıplar, ayıplar, yasaklar nedeniyle kabuğuna mı çekiliyor? Yani zihinlere kodlanmış “fazla kurcalama” tehdidi mi onu sindiriyor?

 

Durum böyle olunca da, merak duygumuz sadece en yakınındaki sabun köpüğü hikayelerle oyalanmak zorunda mı kalıyor?

 

Ya da ilkokuldan beri eğitim kurumlarında neden-sonuç ilişkilerini düşünmeksizin, akıl yürütmeksizin okuma-ezberleme metoduna alıştırılmış zihinlerimiz, hayatı da böyle mi yaşamaya alıştı?