BIST 9.080
DOLAR 32,32
EURO 35,06
ALTIN 2.309,79
HABER /  MAGAZİN

Mehmet Ali Alabora o habere isyan etti

Yeni Şafak Gazetesi bugün öyle bir haber yaptı ki ünlü sanatçıya tehditler yağdı. Alabora açıklama yapmak zorunda kaldı.

Abone ol

İNTERNETHABER - Yeni Şafak Gazetesi bugün yaptığı bir haberle Mehmet Ali Alabora'ya tehditler yağmasına sebep oldu.

Alabora'nın yönetmenliği yaptığı, olağan dışı bir ülke olan Pinima'nın canlandırıldığı "Mi Minör" oyunu Yeni Şafak'ta, "Bu ne tesadüf" manşeti ile verildi. Haberde Mehmet Ali Alabora'nın 1 Aralık 2012-14 Nisan 2013 tarihlerinde sahnelenen oyununda Gezi olaylarının provasının yapıldığı iddia ediliyor. Buna dayanak olarak da oyunun hikayesi gösteriliyor.

YENİ ŞAFAK'TA ÇIKAN HABER

“1 Aralık 2012 ile 14 Nisan 2013 tarihleri arasında İstanbul'da sahnelenmiş 'Mi Minör' adlı tiyatro oyununda Gezi olaylarının birebir provası yapılmış. Eylemlerin ilk gününden beri sosyal medyada halkı tahrik edici mesajlarıyla dikkat çeken oyuncu Mehmet Ali Alabora'nın yönettiği ve AK Parti'ye ait şekilleri çağrıştıran sembollerin hedef gösterildiği oyunda, halkın nasıl isyan etmesi gerektiği, isyan ederken de sosyal medyada nasıl örgütleneceği anlatılıyor. İngiltere'deki Londra merkezli bir ajans tarafından da desteklenen oyun, Gezi eylemleri başlamadan önce Türkiye'de tam 4 kez 'trend topic' olmayı başarmış.

SALONA POLİSLERİN ARASINDAN GİRDİLER

Hükümeti düşürme kampanyasına dönüştürülen Gezi Parkı eylemlerinin başka bir mecrada bir süredir sahnelenmiş olduğunu kanıtlayan 'Mi Minör' oyununu, eylemlerin aktif katılımcısı Mehmet Ali Alabora yönetiyor. Alabora'nın hem yönetip hem oynadığı oyunda, diktatör bir başkan tarafından yönetilen 'Pinima' ülkesinde seyircilerin de katıldığı bir tepki hareketi başlatılıyor. Oyunda Facebook, Twitter gibi sosyal medya araçları aktif olarak kullanılırken, bunlar aracılığıyla yaşananlar dünyaya duyuruluyor. Seyircinin de oyunun bir parçası olduğu oyunda, seyirciler salona, elinde cop olan polis kıyafetli kişilerin kontrolünden geçtikten sonra alınıyor.

Başkanı devirmek için örgütlenin

Mi Minör oyununu sadece sergilendiği salona gelenler değil, internet üzerinden katılımcılar da takip etti. Oyun İstanbul'da oynansa da diğer illerden katılımcılar da oyuna online şekilde dahil oldu.

Pinima'yı dünyaya yayın!

'İlk sosyal tiyatro oyunu' olarak nitelendirilen 'Mi Minör'de karısı Pınar Öğün ile birlikte oynayan Mehmet Ali Alabora, verdiği bir röportajda oyunun konusunu şöyle anlatıyor:

'Mi Minör, 'Pinima' ismindeki bir ülkede geçiyor. Pinima, demokrasiyle yönetilen ve her şeye başkanın karar verdiği bir ülke. Ve bu Pinima'ya, siz oyuna geldiğiniz andan itibaren girmiş oluyorsunuz. Başkan halkı için her seferinde yeni düzenlemeler yapıyor. Oyunun temel kurgusu bu... Siz de bunu yaşıyorsunuz. Ama bu sırada bir piyanist var, bir sokak piyanisti. Ve oyun o sokak piyanistinin ince sesleriyle 'mi' notalarının yasaklanmasıyla başlıyor. Bunun üzerine piyanist tepkisini göstermek için şarkılar söylemeye başlıyor ve sosyal medya üzerinden bir sürü seyirciyle, dijital oyuncuyla ilişki kurarak Pinima'da olup bitenleri dünyaya yaymaya ve seyirciye de gerçekten olup bitenleri göstermeye davet ediyor. Burada seyircinin en baştan itibaren seçimleri var. Önce bu oyuna gelecek misiniz? Yoksa sosyal medyadan ne olup bittiğine mi bakacaksınız?'


ÖLÜM TEHDİTLERİ YAĞDI

Yeni Şafak manşetten verdiği bu haberle Mehmet Ali Alabora'ya tehdit mesajları yağmasına sebep oldu. Koruma talebinde bulunan Mehmet Ali Alabora "hedef gösterildim" dedi.
Sanatçı bugün oyun ve Yeni Şafak'ın iddialarıyla ilgili şu açıklamaları yaptı;

- Gezi Parkıyla ilgili gelişen süreçte sistematik bir şekilde hedef gösterilme sonucunda, Yeni Şafak’ın yönetmiş ve başrolünü üstlendiğim Mi Minör’ü hedef göstermesi sebebiyle açıklama ihtiyacı hissettim.

- Sizle önce olayların en başına dönmek ve Gezi’deki ağaç nöbetine nasıl katıldığımı anlatmak isterim. 30 Mayıs’ta çadırlara yapılan müdahale haberini aldım. Her şey yoluna girdikten sonra eve döndüm. Perşembe akşamı tekrar gittim, 10 bin kişi tahmin ediyorum. Festival havası devam ediyordu. Sabah yapılan ağır polis müdahalesi sebebiyle katılanların farklı görüşlerinin birleştiği bir şeye dönüştü. 30 Mayıs günü 21:45’te beni hedef haline getirmek için kullanılan Tweet’i attım. “Mesele sadece Gezi Parkı değil arkadaş, sen hala anlamadın mı? Hadi gel #direngeziparki” şeklindeydi.

- Bu Tweet kullanılarak hedef gösterildim, devam ediyorum. Bu Tweet sebebiyle tehdit alıyorum. Bu tweet’te ne demek istediğimi sizinle paylaşmak istiyorum. Ağaçları ve İstanbul’un kültürünü korumak istedim. Üst üste kullanılan şiddet sonucu, mesele ifade özgürlüğüne karşı savunmaya döndü. Emek sinemasının yıkılması, şehir tiyatroları yönetmeliğinde yapılan değişiklik, devlet tiyatrolarının kapatılması, Haydarpaşa garının durumu gibi meselelerin ifade edilmesi anlamına geldi. Attığım Tweet’te bunu kastediyordum.

"NEDEN BENİM TWEET'İM TEK SORUMLU
HALİNE GETİRİLİYOR?"

- Twitter’da ben çok aktif bir kullanıcı değilim aslında. 10 gündür toplam 14 tane Tweet atmışım, 11 retweet yapmışım, 5 kişiye de cevap vermişim. 1 Haziran’dan beri tansiyonun düşmesi, bir diyalog ortamının yapılması için elimden geleni yaptım. Hedef olarak ben ve Twitter aktifliğim gösteriliyor. Twitter kullananlar bilirler; toplamda bugüne kadar 2792 tweet atmışım. Normal bir kullanıcının çok altında bir Tweet sayısı. Hemen herkes 31 Mayıs sabah baskını olmasa, olayların bu noktaya gelmeyeceğini herkes vurguluyor. Bu konuda herkes mutabıktır sanırım. O zaman nasıl oluyor da, benim baskından önce atılmış Tweet’im tek sorumlu haline getiriliyor?

YENİ ŞAFAK BENİ DEHŞET İÇİNDE BIRAKTI

- Yeni Şafak bugün “Bu ne tesadüf” manşetiyle, “Önce sahnede, sonra Taksim’de” yazarak (gösteriyor) yönetmeni ve başrol oyuncusunun olduğum, içinde uzaylıların da olduğu, tamamen kurmaca bir ülke olan Pinima’da geçen ve fantastik bir eser olan Mi Minör’le Gezi Parkı eylemleri arasında, akla hayale sığmayan bir bağ kurmaya çalışmıştır. Beni dehşet içinde bıraktı. Böyle bir sonuç kurmaya çalışmak, ancak kasıtla alakalı olabilir.

OYUNUN YURTDIŞI BAĞLANTISI VAR MI?

*Oyunun yurtdışı bağlantısı olduğu söyleniyor. İngiltere merkezli bir ajansın desteğinden bahsediliyor Yeni Şafak’ta. Adı geçen ajans, oyunun sosyal medya ayağını yürütmüştür. Sahibi de tiyatro camiasında çok iyi tanınan birisi, adını zikretmeyeceğim. İngiltere merkezli, Türkiye ’de kurulmuş bir ajans, sahipleri de Türk. Sosyal medya işlerimizi de bir barter karşılığında yaptı.

"TANIMADIĞIM BİR ADRESTEN, İNGİLİZCE, BULUŞMA MAİL'İ ALDIM"

- Bu gelişmeler yaşanırken, 2 gün önce, yurtdışında bilmediğim bir adresten İngilizce olarak gönderilen, benimle buluşmak istediğini ifade eden 2 mail aldım. Anlamadığım, beni bir yere çağıran, bana yardımcı olacağını ima eden, tanımadığım birinden gelen bir mail'di. Durumu avukatıma bildirdim.

KORUMA İSTEDİM

Yeni Şafak’ta çıkan haberle ilgili avukatım süreci takip ediyor. Medya ve sosyal medya aracılığıyla yapılan yorumlar yüzünden can güvenliğim yok, koruma talep ettim. Avrupa Birliği ve Yeşiller Partisi’nin davetiyle, 12 Haziran’da Strasburg’da gerçekleşecek olan, Gezi Parkı’nın anlatılacağı bir konferans için yola çıkacaktım bugün. Fakat seyahatimi iptal etmek zorunda kaldım, kendilerinden de özür diledim.

"ANLAŞILIYOR Kİ, BİR OYUNA ÇEKİLMEYE ÇALIŞILIYORUM"

- Anlaşılıyor ki, Gezi Parkı’nın korunmasıyla başlayan süreç bir komployla açıklamak istendiği için, ben bir oyuna çekilmeye çalışıyorum. Gezi Parkı direnişi benim için ağaca ve kente sahip çıkmakla başlayıp, kendimi özgürce ifade etmemle devam eden süreçtir.

"YENİ ŞAFAK'IN TİYATROYU BU KADAR CİDDİYE ALDIĞINI BİLMİYORDUM"

- Yeni Şafak’a teşekkür ediyorum. Burada hiç muhabiri var mı? (Muhabire dönüyor) Tiyatroyu bu kadar ciddiye aldığınızı bilmiyordum. Size gerçekten çok teşekkür ederim. (alkışlar, ıslıklar)

- Yeni Şafak gazetesi 1873 yılında bu binanın (Gazeteciler Cemiyeti) tam 2 sokak arkasında sergilenen “Vatan Yahut Silistre”den beri ilk kez bir tiyatro oyununun bu kadar etkili olduğunu söyleyerek, tiyatroya önem verdiğini göstermiştir. İstedikleri zaman, Mi Minör’ün toplumsal olaylara etkisini yüz yüze konuşup tartışmak isterim, bunda da çok ciddiyim.

- Habersiz adında, Pinima'da basıldığını söylediğimiz, oyun için bir gazete çıkarmıştık. Herkese bu gazeteden getirdim. Bir de bayraklar getirdim. Papel adlı paralarımızdan da alabilirsiniz. Oyunda bu papellerle düşünce özgürlüğü satın alınıyordu mesela. Onun dışında 1 papelle bülten, 5 papelle dondurma alabiliyordunuz.

AFİŞTEKİ MEYVA...

- Afişte görülen meyvenin ne olduğunu merak edenler olmuştu. Sanıldığı gibi armut değil, su kabağıdır. Pinima’nın en büyük ihracat kaynağıydı su kabağı. Organik su kabağıyla yapılan duş önemli bir gelir kapısıydı. Oyunda Pinima’yı da su kabağı simgeliyordu.