BIST 9.693
DOLAR 32,50
EURO 34,69
ALTIN 2.499,53

MEB’de; müzik ve halk kültürü dersleri ne durumda!...

Öğrencilerin halk kültürünü tanınması, 4+4 de tamamlanmalı.

Müzik/sanat/eğitim ve folklor(halkbilimi) ile ilgili taramalar yaparken  bir ders programı ilgimi çekti. Malum, “müzik dersleri” yine orta ve liselerden kaldırılıp, lise son sınıflara “göstermelik” olarak kondu. “Müzikten niye bu kadar rahatsız olunur” anlamak mümkün değil…(Bakalım yeni müfredattan ne çıkacak?) Bırakın; yeteneği olan gençler ilerlesin, kendilerini geliştirsinler. Her meslekte insanın sosyal yönünün gelişmesi; müzik/sanat ve spordan geçer. Artık bunu anlayalım lütfen… İstanbul Türk Müziği Günleri’nde, nice; iş adamı/kadını,yönetici,evkadını,genç, ortaokul/lise/lisans mezunu v.b. bir araya geliyor, haftada iki gününü dernek/vakıflara ayırıyor…Nota/çalgı öğreniyor, eser geçiyorlar… Onların heyecanını görmemek/duymamak mümkün değil…

Hep  diyoruz; “yazılanlar uygulamaya geçse her şey çok daha iyi olacak.” Aynı yönetmeliği, kişiler farklı anlıyor/uyguluyor, sonra da kurum içinde huzursuzluklar yaratılıyor. Akademisyen arkadaşlar anlatıyor… YÖK, bir yönetmelik  çıkarıyor, yönetmelikler geri işlemediği için, o günden sonrakileri ve dönemi kapsıyor doğal olarak… Ama o üniversitedeki birim amiri ısrar ediyor, “sizi de kapsıyor” diye…Mecburen bir üste gidiliyor, yanlıştan dönülüyor, ama  “olmaz diyen” idareci; “sizi artık yok saymaya” başlıyor, “işlerinizi yokuşa” sürüyor. Ne kadar bilimsel ve akademik bir tavır değil mi? Yönetmelikleri “okumaktan ve anlamaktan aciz iseniz”, uğraşmak istemiyorsanız; bu tür görevlere talip olmayın ki, kurumlar/çalışanlar  sorun yaşamasın, ilerlesin!…Diyeceksiniz ki, seçimi üst makamlar yapıyor, onların dikkatli olması gerekmez mi? Elbette sözüm, her idareciye  ve  idareci olan/olmak isteyen  herkes için geçerli…

Aşağıda çok güzel ve bence yeterli bir şekilde hazırlanmış, “Halk Kültürü” dersi yıllık planı var. Kim hazırlamış ise eline sağlık.. İnşallah, uygulamayı yapacak olan “öğretmen” de, bu alanda birikimli olur ve öğrencileri “halk kültürü” konusunda bilinçlendirir. Bu konuda, üniversitelerde görev yapan çok değerli öğretim elemanı arkadaşlarımız var, onlardan; ücretli olarak ya da seminer yoluyla yararlanılabilir, hatırlatmak isterim. “Halkını ve kültürünü tanımayan öğrenciden/kişiden, mesleği ne olursa olsun vatana/millete yarar gelmez” diyerek, programı bilginize sunmak istiyorum:

ÜNİTE: HALK KÜLTÜRÜNÜN KAYNAKLARI - BAYRAMLAR VE KUTLAMALAR

ÖĞRENME ALANI: HALK BİLİMİ - TOPLUMSAL UYGULAMALAR

2016-2017 ÖĞRETİM YILI POZANTI İMAM HATİP ORTAOKULU

HALK KÜLTÜRÜ DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI-7

Halkbilimi:

1.Halk biliminin kaynaklarının sözlü, yazılı ve görsel alanlarda olduğunu fark eder.

2.Halk kültürünün geçmişteki durumunun öğrenilmesinde ve geleceğe aktarılmasında yazılı kaynakların yerini ve önemini fark eder.

3.Halk kültürünü aktarmada sözlü kaynakların rolünü fark eder. 4. Görsel kaynakların halk kültürü açısından önemini kavrar.

Bayramlar:

1.Bayramların, kutlamaların sosyal ve kültürel işlevlerini tartışır ve yorumlar.

2.Bayram çeşitlerini tanır.

3.Bayram ve kutlamalardaki uygulamalar çevresinden örnekler vererek bunları karşılaştırır.

4.Bayram ve kutlamaların halk kültürünün aktarılmasındaki önemini fark eder.

El Sanatları:

1.El sanatlarının halkın ihtiyaçlarından doğduğunu, halkın zevk ve yaratıcılığını yansıttığını fark eder. 2. El sanatları ile ilgili geleneksel meslekleri tanır.

Halk Oyunları:

1.Halk oyunlarının halk yaşamındaki yerini ve rolünü fark eder.

2.Halk oyunlarının içinde oluştuğu coğrafya, iklim, sosyokültürel ve ekonomik yaşam ile ilişkisini algılar.

3.Çevresinde oynanan halk oyunlarını araştırır.

4.Yöresel halk oyunlarındaki çalgıları tanır.

5.Halk oyunlarının sahnelenmesiyle ortaya çıkan yeni yaratma ve uygulamaları fark eder.

El Sanatları:

1.Kültür turizminde yararlanılan halk kültürü ürünlerini araştırır.

2.El sanatları ile ilgili geleneksel meslekleri tanır.

3.El sanatlarının usta çırak ilişkisi içinde üretildiğini fark eder.

4.Çevresinde yaşayan el sanatlarını araştırır.

5.El sanatı ürünler ile fabrikasyon ürünler arasındaki farkı tartışır.

6.Günümüzde el sanatlarına yeniden duyulan ilginin nedenlerini sorgular.

Halk  Hekimliği:

1.Halk hekimliğinin oluşum nedenlerini araştırır.1.Günümüzdeki halk hekimliği uygulamalarını araştırarak bu uygulamaları sorgular.

Halk Müziği:

1.Halk müziğinin kültürel etkileşim ve iletişimdeki yerini kavrar.

2.Halk müziğinin yörelere göre çeşitlilik gösterdiğini fark eder.

3.Türk halk müziği alanındaki ürünleri, bunların icracı ve yaratıcılarını tanır.

4.Halk çalgılarını tanır.

Halk Şiiri:

1.Halk şiirinin halk kültürü ve halk yaşamının bir yansıması olduğunu fark eder.

  1. Halk şiirinin kültürel etkileşim ve iletişimdeki rolünü fark eder.
  2. Halk şiiri ürünlerinin yaratıcılarını tanır.

4.Halk şiirinin günümüzdeki üretim biçimlerini araştırarak buna örnekler verir.

Fıkralar:

1.Genel ve bölgesel nitelikli fıkraları yorumlar.

2.Kültürel iletişim öğesi olan fıkranın eğitici, öğretici ve eğlendirici özelliklerini fark eder.

1.Fıkra tiplerinin sadece geçmişte değil günümüzde de oluştuğunu fark eder. 

Biz bu programın yaygılaştırılmasına tam destek veriyor, konservatuarların;  Folklor(Halk kültür) ve THO alanlarında,  MEB’e rapor göndermesini bekliyor, Halk Kültürü Araştırmacısı Sn.Ahmet Şenol’un, Aralık ayında MEB’e ve Konservatuarlara gönderdiği yazının ve raporun da değerlendirmeye alınmasını diliyoruz.

 (Dilekçenin Sonuç Bölümü: Sonuç olarak; 2017 yılından itibaren Milli Eğitim Bakanlığı Örgün ve Yaygın Eğitim Kurumlarımızdaki gençlerimizin, halk kültürü değerlerimizi gelecek kuşaklara aktarabilmeleri gerçeğinden hareketle, halk kültürü ve halk oyunları faaliyetlerini içeren  organizasyonlar yapılmasını, bu vesile ile de gençlerimizin başarılarının kamuya duyurulması sağlanmalıdır. Bu sayede; kamu oyunun bu gençlerimize karşı duyacağı sevgi ve ilgi onlarla bütünleşecek, gençlerimizin  mutluluğu da en büyük ödül olacaktır.

Uygun görüldüğü takdirde, konunun önemine binaen belirtilen hususların Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Örgün ve Yaygın eğitim kurumlarında olmak üzere, gençlerle ilgili olarak ekteki raporda da belirtildiği şekilde, Halk Kültürü ve Halk Oyunları faaliyetlerinin yeniden düzenlenmesi ve gereğinin yapılması için, gerekli merciler nezdinde yapabileceğiniz çabalarınızı, takdir ve tensiplerinize arz ederim. 17.12.2016 A.Ş.)”

Konu ile ilgili olarak, Unesco Türkiye tarafından 15 Kasım 1989’da yayınlanan “Folklorun ve Geleneksel Kültürün  Korunması Tavsiye Kararı” na bakılmasında yarar var. Ne kararlar alınmış, nereye gelmiş(miy)iz?!!

Gelecek yazı: Müzik Üniversitesi yapılanması nasıl olmalı?!..

ESKİ ŞİİRİMİZ BEŞERİ DEĞİL MİYDİ?..
“Ahmet Hamdi Tanpınar’ın kitaplarına girmemiş yazılarından oluşan Hep Aynı Boşluk’ta, Bugün gazetesinin 5 Ekim 1938 tarihli nüshasında yayımlanmış “Eski Şiirimize Dair” başlıklı bir yazı da yer alıyor. O tarihlerde divan şiirine yöneltilen “beşerî değil” eleştirisine bu yazıda Tanpınar tarafından şöyle cevap verilmiş:
Eski şiirimizi çok defa beşerî olmamakla itham ederler. Sanki insan cinsi bir tek imiş gibi. Hâlbuki insanoğlunun elinden çıkan her şey beşerîdir. Çünkü arkasında hayal anlayışları, duyuş ve düşünüş tarzları ve güzellik hakkındaki fikirler ile bütün bir cemiyet vardır. Nasıl tek bir meyvede toprağın ta derinliklerin den sızıp gelen meçhul kudretler bir lezzet ve rayiha olmuşsa tek bir mısrada da öylece sayısız cetlerden beri gelen ananeler, itikatlar, ölü dinler, büyük sergüzeştler velhasıl o dili kullanan ların zaman ve mekân içindeki bütün hayat tecrübeleri öylece bir ahenk ve lezzet hâline gelmeyi kendilerine âdeta bir gaye etmişlerdir. Araştırılsa kökleri bu kadar derine giden bir şey beşerînin dışına nasıl çıkarılır. Zaten bu beşerî kelimesinden daha müphem veya daha şümullü hangi kelime vardır.”
HER YERDE BURCU ESMERSOY!…
Yıllar önce bir spor programı sunucusu olarak aramıza katılan B.Esmersoy, eşinden boşandıktan sonra reklamların ve Tv programlarının aranan yüzü oldu.(Bu ara TV programlarında yok oldu) Reklamcılıkta “yüz” meselesi önemli,ama aynı yüzü farklı iki-üç firma kullanınca etkinliği azalıyor. Bu iletişimin/reklamcılığın bir kuralı. Konu Esmersoy olunca bu kural çalışmıyor. Esmersoy; güzel, alımlı, havalı genç bir kadın...Sarışınlığı avantaj, güzel giyiniyor, iyi para kazanıyor… Sevgilileri var, ama  ortalıkta gezinmiyor, kameralara oynamıyor, gizli yaşıyor. İlişkisi  bittiğinde  arkadaşının  ardından kötü bir söz söylemiyor, o nedenle dedikodu programlarına malzeme olmuyor. Bir yanı ile özel ve sakin bir hayatı var, bunu önemsiyoruz…Ama; reklamlara gelince, olmuyor...Şirketler bu yanlışlığı görmüyor mu?..Yeni yüz mü yok ülkemizde?!...
TV’LERDE  NELER OLUYOR?!...
(...ATV – Esra Erol’la)
Evlenecek Adam: Siz beyaz mısınız, ben kendi tenimde biriyle evlenmek istiyorum...
Esra Erol: Evet, görüyorsunuz kimse kaşının üstünde gözü var demiyor...
(...ATV – Esra Erol’la)
Evlenecek Kadın: Nasıl, centilmen bir bey misiniz, yoksa biraz maçoluk var mı?..
Evlenecek Adam: Yok ben lise mezunuyum..
(...ATV / Tatlı Sert)
Müge Anlı: Kim öldürdü bu kızı?...
Stüdyo konuğu: Ben öldürmedim...
Müge Anlı: Bu mu öldürdü?...
Stüdyo konuğu: O da öldürmedi...
Müge Anlı: Sen öldürmedin, o öldürmedi. Uzaylılar öldürdü o zaman!..
(...ATV / Evlen Benimle)
Evlenecek  Kadın: Denedik ama anlaşamadık, o yüzden başka taliplere yönelmeye karar verdik... Ehe ehe...
Evlenecek Adam: Sen benim 100 kontörümü yedin... Birlikte çıktık, yedik, içtik, ehe ehe diye gülme şimdi...”   (Teşekkürler Ömer Söztutan/Türkiye Gazetesi)