BIST 9.693
DOLAR 32,50
EURO 34,69
ALTIN 2.499,53
HABER /  GÜNCEL

MASAK Başkanı Kaplan sert konuştu

MASAK Başkanı Kaplan ''Amacımız parayı korkutmak değil, güvenliğini sağlamak'' dedi.

Abone ol

Maliye Bakanlığı Mali Suçları Araştırma Kurumu Başkanı Mürsel Ali Kaplan, son dönemde sürekli ''Paramızı Türkiye'ye getireceğiz ama başımıza bir iş gelir mi?'' sorusuna muhatap olduklarını belirtti ve ''Amacımız parayı korkutmak değil, güvenliğini sağlamak'' dedi.

MASAK Başkanı Kaplan, AA muhabirine kurumun faaliyetleri, yeni döneme ilişkin çalışmalar ve OECD Mali Eylem Görev Gücü (FATF) ile ilişkiler konularında değerlendirmede bulundu.

Yabancı sermaye ve yurt dışındaki yerli sermayenin Türkiye'ye getirilmesinin büyük önem taşıdığına dikkat çeken Kaplan, MASAK'ın bu konuda sorun teşkil ettiği şeklinde yanlış algılamalar olduğunu vurguladı. Bunun gerçeği yansıtmadığını dile getiren Kaplan, şöyle konuştu:

''Şöyle bir anlayış var. Paramızı Türkiye'ye getireceğiz ama başımıza bir iş gelir mi? Bu soruya o kadar çok sık muhatap oluyoruz ki. Ben buna gerçekten çok üzülüyorum. Türkiye, modern dünyada etkinliğini artıran ve yıldızı parlayan bir ülke. Yurt dışındaki yabancıların veya dışarıdaki vatandaşlarımızın Türkiye'ye sermaye getirirken bu soruyu sormalarını doğru bulmuyorum.

FATF normlarına uygun ülkeler, güvenli ülkelerdir. Türkiye, FATF tavsiyelerine, Avrupa Konseyi Direktiflerine uymaya çalışan bir ülke. Sermaye girişini engelleyen, sorgulayan bir ülke değil. MASAK da küresel sermayenin bir güven unsuru. Sermaye girişinde engel bir kurum değil, tersine küresel sermaye için gerekli uyumu sağlayan ve riski ortadan kaldıran bir kurum. Vatandaşın da, parasını getirirken Türkiye'yi riski azalan bir ülke olarak görmesi lazım. (Paramızı getirirken başıma bir iş gelir mi) diye sormak yerine, (paramı güven içinde getirebilirim) demesi lazım. Yabancı sermaye de, yurt dışındaki yerli sermaye de parasını güven içinde ülkeye getirsin.''

''TÜRKİYE, GÜVENLİ BİR LİMAN'' 

Türkiye'nin krizde sağlıklı büyüyen, riski bertaraf eden bir ülke durumunda bulunduğunu da kaydeden MASAK Başkanı, ''Türkiye, güvenli bir liman ülke. Bu açıdan baktığınız zaman herhangi bir tereddüte gerek olmadan yabancı sermayenin ve yerli sermayenin yabancı ülkelerdeki uzantılarının Türkiye'ye rahatlıkla gelebilir olması lazım'' diye konuştu.

Suç gelirlerinin aklanması ve terörün finansmanı açısından riski yok etmek için sorgulama yaptıklarını da anlatan Kaplan, bu şekilde kaynağı belli olmayan ve suçla bağlantılı olabileceği şüphesi kuvvetli olan paraların uluslararası arenada dolaşmasını engellemeye çalıştıklarını ifade etti.

TERÖRÜN FİNANSMANIYLA MÜCADELE 

MASAK Başkanı Kaplan, bu noktada suç potansiyelini daha oluşmadan yok etmek gerektiğinin de altını çizdi. Bunun için gerek terörün yok edilmesi, gerekse suç gelirlerinin aklanmasıyla mücadele noktasında damardaki kanın ortadan kaldırılması gerektiğini kaydeden Kaplan, şunları söyledi:

''Terörle mücadele ederken, sizin fiziki mücadeleniz yeterli olmaz. Finans kaynağı, o terörü besleyen damarlardaki kan gibidir. Damarlardaki kanı kurutmanız lazım. ABD'deki 11 Eylül saldırılarından sonra gelinen noktanın açılımı budur. Yani damardaki kanı kurutacaksınız. Terörle mücadelede finans kaynaklarını yok edeceksiniz. Bunun için kuvvetli şüphe duyulan noktalarda yoğunlaşacaksınız. OECD'de FATF ve diğer kurumların bu konudaki hassasiyeti budur.

Türkiye'de de MASAK'ın işlevi tam bu noktadadır. MASAK, sanki gerçekten eli silahlı, despot, sermaye gelince hemen sorgulayıp, kenara alıp cezalandıran, cezalandıracak olan bir kurum değil. MASAK, kuvvetli şüpheler bulunması ve suçla bağlantılı olduğu konusunda ciddi tespitler olması durumunda takibata geçen bir kurum. Burada tabii ki hukuk sistemi işliyor. Yani biz hemen paraya el koyup, bir yere koymuyoruz. Gerekli çalışmaları yapıp, savcılığa aktarıyoruz. Savcılık, eğer bir suç unsuru varsa, gereğini yerine getiriyor.

Dolayısıyla yurt dışından gelecek yabancı sermaye ve yerli sermayenin yabancı uzantılarının Türkiye'ye gelmesi konusunda hiç bir tereddüte mahal yok.''

MASAK'IN ETKİNLİĞİ ARTACAK 

Kaplan, yeni dönemde MASAK'ı da hem teşkilat yapısı açısından, hem de diğer kurumlarla koordinasyonda daha etkin hale getireceklerini de bildirdi.

FATF kriterleri uyarınca MASAK'ın mali araştırma birimi olması gerekirken, bir anlamda mali soruşturma fonksiyonu da icra ettiğini anlatan Kaplan, önümüzdeki süreçte kurumun denetim etkinliğinin artacağını ifade etti.

Bütün yükümlülerin ''Müşteriyi tanı'' ilkesi çerçevesinde hareket etmesi gerektiğini kaydeden Kaplan, söz konusu yükümlülüğün yerine getirilip getirilmediği konusunda daha kapsamlı bir denetim çalışması yürüteceklerini söyledi.

Suç gelirleri ve terörün finansmanıyla mücadelede kurumlar arası diyaloğun önemine de işaret eden Kaplan, ''Maalesef Türk bürokrasisinde bir kurumsal taassup söz konusu. Baktığınız zaman her kurum kendini yüceltmek ister. Ama kurumun kendi popülaritesini artırması, reklamını yapması ya da kendini yüceltmesi değil, işin memleket için en iyi şekilde yapılması önemli. Bunun için de bütün kurumlar birbiriyle uyumlu ve koordineli çalışmalı'' diye konuştu.

VERİ AMBARI GÜÇLENDİRİLECEK 

Mürsel Ali Kaplan, MASAK'ın Bilgi İşlem Projesi hakkında da bilgi verdi.

Projenin geçici kabulünün bittiğini ve kesin kabul noktasında çalışmalar yapıldığını belirten Kaplan, şu açıklamada bulundu:

''MASAK'a ilgili tüm birimlerden gelen bilgilerle ciddi bir Veri Ambarı oluşmuş durumda. Bunu yeni dönemde daha da geliştirmek istiyoruz. Bunu paranın güvenliğini sağlamak için yapıyoruz, parayı korkutmak için değil. Buradaki amacımız, paranın güvenliğini sağlamak için birimler arası diyalog ve bilgi alış verişini sağlamak, verileri depolayıp onları sağlıklı kullanmak.''

TÜRKİYE-FATF İLİŞKİLERİ 

MASAK Başkanı, 2007 yılında Türkiye'yi genel ülke incelemesine tabi tutan ve eksikliklerin giderilmesi için Türkiye'ye belli bir süre veren FATF'ın belirlediği eksikliklerin hızla giderildiğini de belirtti. Kaplan, gelinen noktada, Türkiye'nin FATF standartları açısından çok fazla eksikleri olan bir ülke olmadığını ifade ederek, ''Bir iki noktada belki eksiklikler var. Bunları da bir takvime bağladık'' dedi.

Kaplan, Türkiye'nin FATF kriterleri doğrultusunda terörün finansmanıyla ilgili tanım değişikliği gidip gitmeyeceği sorusu üzerine de şunları söyledi:

''Yapacağız. Standartlara tam uyum konusunda çalışmaları bitirmemiz lazım. Bu noktada ben sıkıntı çıkacağını sanmıyorum. Bunlar aslında çok fazla özellikli düzenlemeler de değil. Türkiye, aslında terör konusunda, terörün finansmanı konusunda zaten sıkıntılı bir ülke. Ama son olaylar mesela Belçika, Fransa, Danimarka operasyonunda, Avrupa'dan da ciddi destek gördük. Dolayısıyla Türkiye, bu konudaki desteği arkasında görürken, mevzuat eksikliklerini de ortadan kaldırması lazım. Bu noktadaki irade birliği tam. Yani bir sıkıntı yok. Bu konuda eksiklikler bertaraf edilecek. Bu noktalar çözüldüğü zaman da FATF ve Avrupa Konseyi Direktiflerine uygun bir mevzuat ortaya çıkacak.''