BIST 9.530
DOLAR 32,50
EURO 34,81
ALTIN 2.470,90

Marjinal Türbanlı!

Sibel Üresin denilen sözde Müslümanın, Seda Sayan’ın programında söylediklerini okuduğumda bu konuyu kaleme almak aklımdan geçmedi açıkçası.

Sibel Üresin denilen sözde Müslümanın, Seda Sayan’ın programında söylediklerini okuduğumda bu konuyu kaleme almak aklımdan geçmedi açıkçası.

Sadece kendisinin başını okşamak ve şefkat gösterme isteği kapladı benliğimi. Diğer taraftan da sosyal sorumluluğum ağır bastığından ve Üresin’ler daha fazla üremesin diyerek kalemimi durdurdum, net.

Taa ki, Independent gazetesi haber yapana kadar (dünyaca ünlü olmuş Üresin/haber bu).

Bakınız; biz kendi delilerimizi köşe yazarı sorumluluğu ile dahi üstünü kapatmaya, söz konusu mevzuyu bastırmaya çalışırken, bizim delimiz dünyaca ünlü olmuş.

Independent vermiş gazı…

Der ki; Üresin Türkiye’yi şok etti.

Ve yine der ki; büyük bir öfkeyi ateşledi.

Ve…Türk toplumundaki laik ve dindar unsurlar arasındaki kültürel gerilim büyüyor.
Araştırmacı gazetecilik yerine masa başı gazeteciliğinin hüküm sürdüğü günümüzde görüyorsunuz işte, Seda Sayan’ın programından çıkıp, aslında haber değeri sıfır olan bir balonun nasıl dünya basınına sızdığını?

Bunlar daha başlangıç…

Yarın öbür gün Kayseri’de öz kızına tecavüz eden babayı da Independent’te göreceğiz mesela…

21 kişinin tecavüzüne uğrayan 13’lük kız çocuklarını da göreceğiz.

Üresin’in inatla arkasında durduğu çok eşlilik haberlerini bundan sonra her daim göreceğiz.
Ülkemizde ’’namus namus’’ diye çığırtkanlık yapanların başını çektiği ahlaksızlıklar silsilesini, dünya bundan sonra izliyor olacak.

İzleyecekler ki; bir toplumun, gitgide zayıflayan ahlaki değerlerini ve bunun sonucunda yine o toplumun tam da bu noktada nasıl yok olduğuna yakından tanık olacaklar.
İnanın , ’’Mu Kıtası’’ gibi yok olacağız.

Okullarda tez konusu olacak belki de.

Gelelim Üresin’in hezeyanlarına…

Söylediklerine dair çok yazıldı/çizildi.

İlk önce şunun altını çizmek istiyorum; Üresin; yaşam koçu/köşe yazarı vs. vs. her neyse… Eğer ki, bunları rant için yapıyorsa, ün/şöhret vs. girdabında ezilip büzülüyorsa, ihtirasları gözlerini kör etmişse ve bu durumlar dahilinde hareket ediyorsa, yazıklar olsun onun gibi Müslümana.

Demek ki, Nietzche’nin de dediği gibi, ’’şöhret için ilk önce namustan (namus, kendilerinin dillerinden düşürmedikleri) vazgeçiliyor ’’…

Diğer taraftan, söylemleri rant uğruna değil de, hakikaten inandığı doğrularıysa (mümkün değil), burada kafam hafif karışıyor…

Neden mi?

Üresin; Kur’an-ı Kerim’i bilen ve inanan olarak (!) İslamda çok eşlilik kavramının neden o zamanlar nüksettiğini çok da iyi biliyordur. Bunun yüzbinlerce kere altını çizmeye gerek yok.
Bildiği halde, inatla bu safsataları savunmaya devam ediyorsa, medyada car car konuşuyorsa, işte tam burada ’’zurnanın zırt dediği’’ yere geliriz.

Bakınız Sayın Okur;

Dünyada sadece Müslümanlar değil, Hristiyanlar, Museviler, hangi dinden olursa olsun insanlar eşlerini kıskanırlar ve onu asla başka biriyle paylaşmak istemezler.

İkili ilişkilerde, hep yaşanan ve insan var oldukça yaşanacak olan bir duygudur kıskançlık ve sahiplenme duygusu.

Evlilikleri ve birliktelikleri daima zorlayan bir olgudur. İlişkilerin bitmesinin en büyük sebeplerinden bazıları kuşkusuz; kıskançlık, aldatılmak ve sadakatsizliktir, hem kadın hem erkek için.

Dünyanın bir ucundan diğer ucuna bu böyledir.

Ama istisnai durumlar vardır…

Marjinal yaşayan, bunu yaşam biçimi olarak algılayan bir güruhta vardır.

İşte ensest ilişkiler, grup seksler, eş değiştirmeler, evli olup her iki tarafın da özgürce başka birliktelikler yaşaması. Tüm bunları yaşayan marjinal hayatlar elbette vardır.
Eğer Üresin’in açıklamalarını bu marjinal gruplar penceresinden bakarak yorumlamamız gerekiyorsa, burada hiçbir sorun yok.

Derim ki; seçtiği hayat tarzı budur ve bizi gram bağlamaz.

Ama…

O bir köşe yazarı!

O bir yaşam koçu!

Halka mal olmuş (!) (ne demekse)

Dolayısıyla…

Üresin’in ’’Kocama arkadaşımı gösterdim beğenmedi’’ nin arkasındaki kaosa da bakmak lazım.

Aklımdakileri hemen sıralamak istiyorum…

-Üresin der ki; ’’kocama kimi gösterdimse istemiyor, istese de zaten boşanmam, çünkü onun başka bir kadınla beraberliği beni rahatsız etmez’’.

-Kocamı başka bir kadınla rahat paylaşabilirim, bu benim yatak odası fantezim kime ne ! (Kutsal Kitap kullanılarak yapılıyor tüm bunlar).

-Ve/ya Üresin, bu açıklamalarıyla kocasını hakikaten başka bir eş almaya zorlayıp, ağızdan çıkanlar vücut bulduğunda, kıskançlıktan kahrolup (tabii kocasına sevgisi varsa) yarın öbür/gün, ’’biz kadınlara da böyle haklar vardır’’ diye gümbür gümbür açıklamalarla gelebilir,

Independent’lerde yine haber olabilir.

Belli ki bu hemcinsimin bu hayattaki misyonu budur.

Yani her bir şey olabilir.

Yazacaklarım bundan daha fazlası ama yazımı şununla noktalamak istiyorum.
Sayın Üresin; İnan başında ki örtüyü atarsan çok rahatlayacaksın. Tabii bizde.