BIST 9.525
DOLAR 32,57
EURO 34,75
ALTIN 2.492,11

Kutlu yürüyüş..

Dava-ilke yörüngesindeki bu “yürüyüş” çocukluğumdan beri hafızama nakşedilmiş en kutlu hareketlerden biridir.

Gelin hızlıca yürüyüş kelimesinin ne anlam içerdiğine bakalım; “bir ayak yerden kalkarken öteki ile öne basma kuralına bağlı olarak belli bir uzaklığa adımlar atarak ulaşma.”

Sadece iki mesafe arasındaki uzaklık noktalarından bir tanesine ulaşmak ise yürüyüş bu yürüyüş neticesinde ulaşılan merkeze yerleşmek niyeti ile yapılan eyleme ise göç diyoruz.

Göç aslında yerini yurdunu terk etmenin, gurbete revan olmanın bir diğer adı.

Nedense çocukluğumdan beri yürümek eyleminde ya bir hiciv ya da dava-ilke aramışımdır.

Yürüyüş ya da yürümek ile hicvin ne alakası var demeyin.

Amerikan ideolojisine ve Amerikan kapitalizmine itaat ve hizmeti konu alan komedi filmi Forrest Gumpın yürüyüş eyleminden bahsediyorum.

Zekası tam gelişmemiş bir karakterin dahi kapitalist düzende para ve siyasi merkezli kazanç neticesinde başarıya ulaşarak zengin olabileceğini gösteriyor!

Yani aslında dünyalık amaçlar ve birilerinin istediği kılıf ile başarılar uğruna verilen gayretler için aman aman bir zekaya gerek olmadığını söylemeye çalışıyor.

Bu dokundurtma hikayesine gelince; filmin kahramanının her karşılaştığı kişiye “Benim adım Forrest, Forrest Gump diye kendisini tanıttığı replikler. Ve bu repliği ısrarla baskın bir ses tonu ile söylemesinden mülhem, esprili ve komik bir hava.

Gump karakterinin bize bütün enstantaneler arasında hiciv sanatı icra ediliyormuşçasına söylediği aptal yaptığıyla aptaldır sözü ise serlevha edilesidir.

Gumpın okulda, savaşta ve siyasal alanda kullanılması ve karşılığında madalyayla donatılması, kendisini takip eden kitlelerin kullanımı ve sömürüsüne paralel bir zemin oluşturur.

Girişteki izahatımıza başvuru yaparsak; Gump karakterinin eylemine sadece yürüyüş demek durumundayız.

Bütün bu zikrettiklerimin merkezinde yürüyüş eyleminin hiciv tarafını işlemiş olduk. Gelelim şimdi çocukluğumdan beri zihnimde yürümek fiilinin dava-ilke bağlamına.

Çocukluğumuzda heyecanla ekran karşısına kilitlendiğimiz en önemli film Çağrı filmi idi. Zaten her evde Video cihazı olmaz, olan evde ise kesinlikle Çağrı kaseti olurdu.

Etkileyen karelerden bir tanesi; Ammar bin Yasirin (ra) terk etmek zorunda kaldığı yurdundan ayrılarak sıcak çöl kumları üzerinde yürüyüş esnasında bir an duraksayıp yurduna doğru bakışındaki yatan derin anlamlardır.

İşte bu yürüyüşü dava-ilke ahenginin yörüngesine oturtulmuş en kutlu yürüyüş olarak görüyorum.

Başlangıçta yurdu terk ederek yapılan yürüyüşe göç denildiğini zikretmiştik. Ammar (ra) ve arkadaşları en kutlu insanla en kutlu yürüyüşü yaptılar. Yurtlarını geride bırakarak göç ettiler.

İslam bu göç yolculuğuna Hicret diyor.

Kutlu yürüyüşHicret”; Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.s) ve ashabının İslâm devletini kurmak üzere Mekke'den Medine'ye göç etmeleri.

Hicret  kavramı Kur’ân’da sadece göç etmek değil; Allah(cc)’a ortak koşanların yanından ayrılmak ve putlara tapmak gibi davranışlardan kaçınmak, müşriklerin uzak durmak anlamında da kullanılmıştır.

Hicret olayı İslamiyet açısından o kadar fazla önemli gelişmelerin başlangıcı olmuştur ki bu yürüyüş tarihi Hicri takvimin başlangıcı kabul edilmiştir.

Hicretin bir amacı da; İslam devletinin gücünü arttırmak maksadı ile olmuştur.

Dava-ilke yörüngesindeki bu yürüyüş çocukluğumdan beri hafızama nakşedilmiş en kutlu hareketlerden biridir.

Ruhumun dalgalandığı yürüyüşün tarihi referansını sizinle paylaştım.

Şu Ramazan günlerinde kulağımızı tırmalayan sıkça yürüyüş kelimeleri duyuyoruz!

Kerameti kendinden menkul yürüyüşten söz ediyorum.

Görünürde demokratik bir eylem gibi duran ama kılıfı hazırlayanların gayr-i demokratik hesaplarının olduğu tarihi örneklerle bilinen Ankara’dan İstanbul’a olan yürüyüş”.

Konuşmalarında benim adım kemal diyen ana muhalefet partisinin lideri Kılıçdaroğlu’nun bu yürüyüşü kullanım ve sömürüye paralel bir zemin inşa eder mi?

Varın bunun değerlendirmesini yukarıda ki iki ayrı yürüyüş mecrasından birine siz koyun!

Ramazan aşkına kutlu yürüyüşlerde dalgalansın ruhumuz. Kalplerin yumuşadığı bugünlerde insicamımız bozulmasın.