BIST 9.008
DOLAR 32,33
EURO 35,04
ALTIN 2.280,03

Kürt Theodor Herzl

Dün gece geç saatlerde New York'tan Amsterdam'a gitmek için bindiğim uçakta yanımda oturan ABD asıllı daha sonradan yahudi dinine mensup olduğunu anladığım kişi ile neredeyse hiç durmadan konuşarak Amsterdam'a vardık.

Dün gece geç saatlerde New York'tan Amsterdam'a gitmek için bindiğim uçakta yanımda oturan ABD asıllı daha sonradan yahudi dinine mensup olduğunu anladığım kişi ile neredeyse hiç durmadan konuşarak Amsterdam'a vardık.

New York, Trump, Wall Street ve ABD ekonomisinden bahsettik. Türk olduğumu öğrenince konu bir anda kendisinin de takip ettiği FETÖ ve PKK terör örgütlerinin Türkiye ve Ortadoğu coğrafyası üzerindeki etkilerini konuştuk. Türkiye ekonomisini çok iyi biliyordu. Çok ilginç bir kişiydi. Coğrafya hakkında bir çok konuya vakıftı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın cesur bir kişiliğe sahip olduğunu, ülke ve coğrafya için büyük bir şans olduğunu dile getiriyor. Türkiye'de ki atılımlardan yatırımlardan ve ülke ekonomisinin daha dirençli olduğundan söz ediyor olması ona daha fazla gizem katmıştı.

13 Şubat 1999, yer Astoria Queens.

Amerika'da da yayın hayatına başlayan Türk televizyon kanallarında Abdullah Öcalan'ın yakalanış operasyonunu izlemiş çok mutlu olmuştuk. Terörist başı Abdullah Öcalan'ın Türkiye Cumhuriyeti yetkililerine "teslim edilişinin" 18. yılı. Maalesef o günlerde anlam veremediğimiz bir çok meseleyi bugünlerde daha iyi kavrıyoruz.

Oyun içinde oyunlar vardı. Biz bunları görmüyor ve herşeyi tesadüflere bağlıyorduk. Terörist başının verilmesinin ardında başka mekanizmaların işletildiğini anlamamış üstelik de kurulan oyunlara aracı kılınıyorduk.

Bir terörist başını teslim edip milletin, vatan ve millet sever sandığı din adamı kılığına girmiş diğer bir terörist başını teslim alıyordu. Bizlerin bilgisi dışında gelişen onlarca yıllık planlar gözümüzün önünde cereyan etsede tüm gelişmeleri Hollywood filmi tadında sadece izliyorduk.

Açalım biraz,

Terörist başının Türkiye'ye getirilmesinden bir kaç gün sonra dönemin Başbakanı rahmetli Ecevit, Terörist başının getirilmesi operasyonunda ABD ile olan ilişkimizi bir alışveriş olarak niteledi.

Operasyonu gerçekleştiren CİA ve Mossad istihbarat örgütleri seçimlere bir kaç ay kala terörist başı Abdullah Öcalan'ı Türkiye'ye vererek Ecevit'e seçim kazandırdı. Bu operasyon sonucu yakalanan Apo'nun Türkiye üzerinde oluşturduğu mutluluk rüzgarını arkasına alan Bülent Ecevit seçimlerden ikinci parti olarak çıkmıştı.

Ecevit'in bahsettiği bu "alışveriş"de, Türkiye Cumhuriyeti terörist başına karşılık olarak ne vermişti?

Bunu anlayabilmek için tekrar 1999 yılına dönelim.

26 Şubat 1999 tarihinde İsrail'in etkili gazetesi Jerusalem Post'a, Amotz Asael imzasıyla çok önemli bir makale yayınlandı; "Orta İsrail; Kürt Herlz."

"Kürt isyanları onlara kendi Theodor Herzl'lerini getirmeli. Kürtler bir bölge üzerinde yoğunlaşmalı. Kuzey Irak bir devlet için en iyi yerleşim bölgesidir. Kürt Kerkük'ündeki petroller de bu iş için elverişlidir. Diğer taraftan da Kürt Herzl, Türkiye ve Avrupa Birliği'ni işin içine çekerek bir ateşkesten sonra otonomi ilan edebilir. Türkiye'ye AB üyeliği verilirken, bu Brüksel'in sürdüreceği diplomasinin ana ayağı olur. Biz siyonistler son yüzyıla Türkler'in nefret ettiği kimseler olarak girdik. Şimdi Kudüs Ankara ile sıkı müttefik. Aynı durum Kürtler için de söz konusu olabilir."

Bu makale aslında tüm amacı ortaya koymuş, aklımızla da dalga geçmişti.

Devam,

Bu stratejik makalenin yayınlanmasından bir kaç ay sonra AB birden bire Türkiye Cumhuriyeti'ni üye yapmak istediğini ve çok kısa bir zamandan sonra da aday üyeliğe kabul ettiğini duyurdu.

Avrupa'nın bu hamlesinin karşılığında Kürtlere otonomi verilmesi isteniyordu. Lakin devlet yöneticileri o dönem böyle bir gafletin içine girip otonomiyi kabul etmiş olsaydı Avrupa tam bağımsızlık verilmesi için bastıracaktı. Tam da İsrail'in makalede bahsettiği stratejisi işleyecekti.

Siyonistler bizden istedikleri herşeyi alıp ülkeyi paramparça edip kalan kısmı da kendi kontrolleri altına aldıktan sonra ölüme terkedilmiş bir zombi haline çevirecek.

1992 senesinde devreye soktuğu "Kürt Devletine Giden Yol" stratejisiyle Irak'ı bölmeyi başaran İsrail, 1999 yılın da uygulamaya başladığı "Orta İsrail;Kürt Herzl" stratejiyle de doğrudan Türkiye'yi bölmeyi amaçlıyor.

Peki, Arnotz Asael makalesinin başlığını neden "Orta İsrail;Kürt Herzl"koydu?

Çünkü siyonistlerin gözünde bugünkü İsrail "Küçük İsrail" sayılıyor. Kuzey Irak'la, Türkiye'nin Güneydoğu'su yahudi kökenlilerin yönetimi altında birleşip İsrail'in bir eyaleti haline gelince "Orta İsrail" kurulmuş olacak.

Son basamaksa Nil'den Fırat'a kadar, İsrail'in bayrağında da çizili olan Arz-ı Mevud projesi büyük İsrail'i inşa etmek.

"Biz siyonistler son yüzyıla Türklerin nefret ettiği kişiler olarak girdik derken Osmanlı'ya karşı yaptıkları ihanet rölünü iyi bildiğini ve bugünde aynı durum Kürtler için de söz konusu olabilir. Siyonistler Kürtlerin eliyle Türkiye'ye karşı aynı durumun tekrarlanmakta olduğunu vurguluyor.

Kudüs Ankara'yla sıkı müttefik diyen Asael diyor ki; Türkiye yöneticileri Osmanlı'yı parçalayan biz siyonistlerle sıkı dost olacak kadar bilinçsiz. Şayet Kürtler de başarılı olur da bölgeyi istediğimiz gibi bölerse Türkler bizimle olduğu kadar Kürtlerle de sıkı müttefik olur diyerek Türk Devlet'i dolayısıyla Türk milletinin aklıyla dalga geçiyor.

Şimdi başa dönecek olursak, New York Amsterdam yolculuğum sırasında uzun uzunca konuştuğum şahıs son cümlemizi kurmadan az öncesi bana kartvizitini verdi. Ayrıldıktan sonra kartvizitine baktığımda adamın Kredi derecelendirme şirketi S&P şirketinde hesap uzmanı olarak çalıştığını gördüm. Sevdiğim bir arkadaşım Murat Çöllü'nün de çok sık tekrarladığı "taşlar yerine oturdu" cümlesini söylemekten kendimi alıkoyamadım.

abd