BIST 9.645
DOLAR 32,59
EURO 34,79
ALTIN 2.407,74
HABER /  GÜNCEL

Kürt siyasetçi Alınak'tan HDP'ye çok ağır Kobani eleştirileri

Erdoğan'a gönderdiği Kürtçe mektupla DTP'nin kapatılmasına neden olan Kürt siyasetçi Mahmut Alınak, Kobani olaylarından Selahattin Demirtaş'ı sorumlu tuttu.

Abone ol

KCK soruşturması kapsamında tutulanan ve daha sonra serbest bırakılan Kürt siyasetçi Mahmut Alınak'tan Kobani olaylarıyla ilgili HDP'ye ağır eleştiriler geldi.

KCK ve HDP'nin 'Kürtlere 'sokağa çıkın' çağrısı yapmanın ardından ortalıklardan kaybolduğunu söyleyen Alınak, "Kanlı sokak savaşları sürerken, onlar sırça köşklerinde şiddetin kentleri kan gölüne çevirişini seyrettiler" dedi.

Alınak, ODA TV'de yayınlanan yazısında Kobani gösterileriyle ilgili şunları yazdı:

KÜRT HAREKETİ YANILDI

Ne yazık ki Kürt hareketi hem Şengal katliamında, hem de Kobani kuşatmasında bu görünür gerçeğe gözlerini kapatarak AKP'yi bir kenara bıraktı ve tüm dikkatleri IŞİD'in üzerinde topladı. Onbinlerce insan sınırda haftalarca IŞİD'ı protesto etti. Ancak bu protestoların hiçbir yararı olmadı, IŞİD ağır silahlarla adım adım ilerleyip Kobani'yi kuşatırken, YPG komutanlarından biri kendisiyle yapılan bir röportajda, "Sınırdaki bu gösterilerin bize hiçbir yararı yok, başka yardımlar yapılmalı" dedi ama kimseye sesini duyuramadı. Oysa zamanında doğru bir müdahaleyle IŞİD'i besleyen kanallardan bazıları kurutulabilseydi IŞİD'in hızı kesilebilir, Kobani'nin kuşatılmasının önüne geçilebilirdi. Bunca kan akmaz, bunca insan da ölmezdi.

ÇAĞRIYI YAPANLAR ORTALIKTA YOK

Ne var ki izlenen yol ve yöntemler yanlıştı, halkın enerjisi boşa harcandı. Bıçak kemiğe dayanınca da BDP ve KCK sözcüleri halkı sokağa çıkmaya çağırdılar. Sokaklar alev alev yanarken, BDP genel başkanı, "Yediden yetmişe direneceğiz" dedi. Kime, nasıl direnilecek bilen yoktu; hedef belli değildi! Halk bu çağrıya uyup bendini yıkmış bir sel gibi sokağa aktı, ama çağrıyı yapan HDP genel başkanı ve partinin önde gelenlerinden kimse ortalıkta yoktu. Hep olduğu gibi meydanı yine provokatörlere ve isyankâr gençlere bıraktılar. Kanlı sokak savaşları sürerken, onlar sırça köşklerinde şiddetin kentleri kan gölüne çevirişini seyrettiler.

... Halkı sokağa döküp kuytularda kaybolmak acımasızlık ve merhametsizliktir.

SONUÇ NE OLDU?

Peki şimdi ne oldu, halkın sokağa dökülmesiyle meram edilen gayeye ulaşılabildi mi?

Sonuç tam bir fiyaskodur.

Protestolardan ne AKP, ne de IŞİD etkilendi. Protestocuların sesleri IŞİD'in Kobani'ye attığı bombaların sesleri arasında yitip gitti. Ölenler ne yazık ki babalarının kesesinden gitti. Kurşun yiyenlerin kanları ise boşuna aktı. İşyerleri ve araçları yakılanlara ise dizlerini dövmek kaldı. Hem dizlerini dövdüler, hem de Kürtlere küfür ettiler. Bu da bizim kârımız oldu.

AKP'DEN YARDIM İSTEDİLER 

Başka bir gariplik de, HDP sözcülerinin Kobani için AKP'den yardım istemeleridir. AKP'nin Kobani'de IŞİD'le savaşan YPG'ye düşmanlık beslediğini bilmeyen yoktur. Bu, olmayacak duaya amin demektir. AKP, YPG'dense IŞİD'i tercih edecektir. HDP halkı yanıltmak ve olmayacak şeylerle oyalamakla ağır bir vebal altındadır.

IŞİD'in Kobani ve Şengal saldırganlığı karşısında farklı şeyler yapılabilirdi. Etkili sivil projelerle ekonomide kriz ve devlet yönetiminde boşluk yaratılarak, IŞİD'i besleyip büyüten AKP'ye dünyanın kaç bucak olduğu gösterilebilirdi. IŞİD'e asıl o zaman darbe vurulmuş olunacaktı. Kürt muhalefeti -bilerek veya bilmeyerek- hedefe bir türlü kilitlenmiyor ya da kilitlenemiyor. Onca güç ve enerji hep yanlış mecralarda tüketiliyor.