Küpeli padişah Yavuz Sultan Selim
|
ŞAH'TAN İNTİKAMINI ALMASI
Yavuz Sultan, Şah İsmail'den yediği tokatın acısını unutmaz. Birkaç sene sonra Çaldıran'da Şah İsmail'i yener ve ona bir mektup gönderir.
Mektupta o günkü tokadın acısını aldığını söyler ve ilave eder: "Atacaksan tokadı böyle atacaksın. "
YÜZÜNE BAKAMADIM!
Yavuz'a dair bir hikaye daha dolaşır. Venedik’ten bir elçi gelmiştir. Elçi, Yavuz Sultan’la görüşüp ülkesine geri döner. Ülkedeki üst düzey yöneticiler Yavuz’un nasıl birisi olduğunu sorarlar.
- Göremedim, der elçi.
Merak ederler:
- Huzuruna girdiğin, yanına kadar vardığın hâlde nasıl göremedin?
ELÇİNİN İTİRAFI...
Bunun üzerine elçi şu müthiş itirafta bulunmak zorunda kalır:
- Kılıcı öyle parlıyordu ki, yüzüne bakamadım.
Kısa sürede Venedik elçisinin bu sözleri Osmanlı Sultanı’nın da kulağına gelir ve haşmetli Sultan şunları söyler:
- Paşalarım, der. Osmanlı Devleti’nin kılıcı parladığı müddetçe zalimlerin boynu daima eğik gezecektir. Ama Allah korusun, bu kılıç ne zaman ki kınına girer de paslanmaya başlarsa, işte o zaman kafalar yavaş yavaş dikilir ve bir gün bize yukarıdan bakmaya başlarlar.
YAVUZ SULTAN SELİM’İN KAFTANI
Sekiz ay süren Mısır seferi sona ermiş, dönüş yolculuğu başlamıştır. Yavuz Sultan Selim dönüşte hocası Anadolu Kazaskeri İbn-i Kemal’in yanında bulunmaktadır.
Hem yol almakta hem de hocasına merak ettiği meseleleri sorup onun ilminden faydalanmaktadır. Ordu ilerlerken bir ara çamurla kaplı bir sahadan geçilir.