BIST 8.718
DOLAR 32,34
EURO 35,16
ALTIN 2.245,23

Küfür ve hakaret serbest mi?

Erdoğan karşıtı olan diğer medya da, Erdoğan'a Adnan Menderes'in acı sonunu hatırlatarak eleştiriler (!) yapıyor.

Şu sıralar merkez medyada "Erdoğan'a eleştiriye hapis cezası" başlıklı haberlerden geçilmiyor. Haberlerin kamuoyuna sunuluş tarzına baktığınızda, sanki birileri edep ve adap ölçüleri çerçevesinde Cumhurbaşkanı'nı eleştirmiş de hapis cezası almış sanırsınız.

Oysa hiç de öyle değil.

Bahsedilen dozajı yüksek eleştirileri her gün köşe yazılarında ve bazı televizyon programlarında zaten bol bol görüyoruz.

Paralel medyaya sözümüz yok.

"Baş nereye giderse, kuyruk da oraya gider" diye boşuna dememişler. "Bedduaların Efendisi" Hocaefendi'nin ağzını bozduğu yerde, cemaatinin haddini hududunu aşan yorumlarına alışkın olmamız gerekiyor.

Erdoğan karşıtı olan diğer medya da, Erdoğan'a Adnan Menderes'in acı sonunu hatırlatarak eleştiriler (!) yapıyor. Karikatür sitelerinde orta parmak gösterenlerden, Erdoğan'ı binbir kılığga sokanların yaptıklarına mizahi eleştiri diyerek hoşgörüyle bakabiliriz.

Benim bahsettiğim şey, eleştiri sınırlarını fersah fersah aşan yorumlar. Onur, haysiyet, namus gibi kavramları ayaklar altına alanların yaptığı küfür ve hakaretler...

Mesela; Samanyolu TV'nin peruklu spikeri Asım Yıldırım'ın, "Allah belanı versin. Pers uşağı, ikinci evci, şaklaban, şizofren, hırsız, vatan haini, sahtekar, yamuk, dindar görünümlü vahşi" gibi iğrenç sözlerini eleştiri kapsamında sayabilir miyiz?

Mesela; Başbakan Erdoğan’ın “dört dörtlük Aleviyim” ve “dört dörtlük Kürdüm” gibi sözlerine karşılık LGBT aktivisti avukat Levent Pişkin'in yazdığı, "Başbakandan ‘Dört dörtlük ibneyim. İ.neliği sizden öğrenecek değilim’ açıklaması bekliyoruz" sözlerine eleştiri diyebilir miyiz?

Mesela; Erdoğan ekrana çıktı diye sinirlenip, "Çıktı gene tipini .......... tiğim" diyentiyatro ve dizi oyuncusu Gonca Vuslateri'nin sözlerine ne demeliyiz?

Erdoğan'a ettiği hakaretlerin yanı sıra eşi Emine Erdoğan için, "Bülent Ersoy atölyemizde giyinirse şekillenebilir ama Emine için freze olsa işe yaramaz"diyen Barbaros Şansal'ın, bununla da yetinmeyip kendisine, "Senin gibi topların modacı, Bülent'in sanatçı, Kamer'in mv. olduğu yerde o da Başbakan eşi olmuş çok mu?" diyen bir takipçisine, "Yoo değil işte tam yerine düşmüş bir o... lazım" diye cevap vermesi de mi eleştiri sayılmalı?

Listeyi uzatmaya gerek yok...

Yok çünkü öyle yorumlar, öyle küfür ve hakaretler var ki buraya taşımak ve sizlere okutmak mümkün değil.

Emine hanıma, Sümeyya Erdoğan'a ve diğer aile fertlerine edilen yakası açılmamış, kağıda kaleme gelmez küfürleri tekrar hatırlatmak benim edep sınırlarıma dahil değil.

Bu küfür ve hakaretler geçmiş dönemde Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı'na yapıldı ve şimdi bundan daha ağır olanları Cumhurbaşkanlığı görevinde de devam ediyor.

TCK'nın 299'uncu maddesi, "Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Verilecek ceza, suçun alenen işlenmesi halinde, altıda biri; basın ve yayın yolu ile işlenmesi halinde, üçte biri oranında artırılır. Suçun alenen işlenmesi halinde, verilecek ceza altıda biri oranında artırılır" diyor.

On yıllardır yürürlükte olan bu maddeden dolayı binlerce insan yargılanıp hapis cezası alırken, Erdoğan'ın bu maddeye dayanarak kendisine ve ailesine küfredenlerden davacı olması neden eleştiriliyor anlamıyorum.

Mesele Erdoğan değil...

Devletin yüce makamında oturan kişinin ismi ne olursa olsun, bu tür küfürleri haketmediği muhakkak. Bırakın devlet makamlarını, yeryüzünde hiç kimse bu türden küfür ve hakaretleri haketmiyor.

Düşünebiliyor musunuz?

AK Parti'nin eski vekillerinden biri Erdoğan'a twetter üzerinden, "Yatağından karını alırız" diyecek kadar alçaklaşıyor, birileri de buna eleştiri diyebiliyor.

Madem ki bu sözler eleştiri...

Aynı eleştiriyi ben de bu manda genişliğindeki kişilere yöneltme hakkına sahibim demektir. Var mı bu eleştirime hoşgörüyle bakacak olan biri?

NOT: Aylardır Erdoğan'a twetter üzerinden demediğini bırakmayan devrik savcı Zekeriya Öz çıkarıldığı mahkemede, "O sözlerim Erdoğan'a yönelik değildi. Üzerine alınmasına çok üzüldüm" demiş.

Erkek adam, sözünün arkasında duran adamdır. Bizim orada sözünün arkasında duramayana "dönek" derler. Sakın yanlış anlaşılmasın. Sözüm Zekeriya Öz'e değil.

Üzerine alınırsa çok üzülürüm!